Önce düşünce vardı

Münzevilik düşünen bütün zekaların kaderi. En iyi düşünceler münzevilik demlerinde misafir olurlar insana. İki hayat var: tabii hayat ve zihinsel hayat. Birincisi itibariyle bütün insanlar aynı. Yeme, içme, gezme, üreme, cinsellik, para kazanma, mevki, makam, şöhret, servet… bunlar asli değil arızi şeyler. Asli şeyler zihinsel hayatta gerçekleşen şeyler. Mutluluğun kaynağı dingin ve doygun bir düşünce. İnsan tabii hayatla bağlarını ne kadar gevşetirse mutluluğa o nispette yaklaşır. Mutluluğun gerçek kaynağı dışsal değil, içseldir.

Mutsuzluğun gerçek nedeni mutluluğu dışsalda aramak. İnsan kendisine yetmesini bilmeli. Bunun yolu içsel bir düşünceye samimi olarak bağlı kalmaktan geçer. Huzursuzluğun sebebi kalabalıkların senin hakkında ne düşündüğünü ısrarla merak etmek, bunu bir saplantı haline getirmek. Ne kadar az insan o kadar çok huzur. Zenginlerin yaşadığı can sıkıntısı mutluluğu sahip oldukları araçlarda aramaya çalışmaları. Araçlar geçici dolayısıyla onlara bağlanan mutluluk hayali de geçici.

Zihinsel hayatın en üst seviyesi soyut düşünmedir. Bu melekeyi kazanınca bütün kainat emrine amade olur insanın. Bu düşünce elem, keder, hüzün, kasvet, melal, ölüm korkusu gibi şeylerin insanı yıpratmasına engel olur. Düşüncenin eşiği daha önce bildiği ve inandığı şeyler üzerine düşünmek, onların ciddi bir sağlamasını yapmaya çalışmak. Kendimize ait dürüst, sağlam ve sahici bir kanaate ulaşmanın bundan başka çıkar yolu yok. Ya gerçekten düşüneceksin ya tekrarda kalacaksın. Birinci ihtimali çok az insan denemeye kalkar çünkü başı çok meşakkatli ama sonu çok emniyetlidir.

Böyle bir istihalenin neticesi nereye çıkarsa çıksın fark etmez zira çıkacak her yer senin çabandır, senin cehdindir, senin emeğindir, dolayısıyla değerlidir. Zaten mutluluk insanın kendi çabasıyla, kendi cehdiyle, kendi emeğiyle bir yerlere ulaşması değil midir? Bir şeyi düşüncede bitirirsen o şey biter. Mutsuzluğun ve huzursuzluğun nedeni bitirememek veya bitirmeyi istememek.

Önce düşünce vardı. Düşünceye çok okuyarak ulaşılmaz, çok okumak insanı en fazla kitapsayar, bilgisayar, malumatfuruş yapar. Bir turist gibi kitapların dünyasında dolaşmak seni başkalarının düşüncelerinin gözlemcisi, seyircisi yapar, düşünür yapmaz. Düşünmek için okumaya ara vermek, durmak, duraklamak, beklemek, destekleyici bastonları bırakmak, kendi içine dönmek gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum