Oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Hicr Suresi 67-77. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
67 . Şehir halkı ise (misâfirlerin yanına çirkin bir niyetle) sevinerek geldi.
68 . (Lût) dedi ki: “Doğrusu bunlar benim misâfirlerimdir; artık beni mahcûb etmeyin!”
69 . “Hem Allah’dan sakının ve beni rezîl etmeyin!” (1)
70 . (Onlar:) “Seni elâlem(in işine karışmak)tan men‘ etmedik mi?” dediler.
71 . (Lût onlara) dedi ki: “Eğer (dediğinizi) yapacak kimseler iseniz, işte bunlar (kavmimin kadınları ki, benim de) kızlarım (sayılırlar, onlarla evlenin)!”
72 . (Ey şanlı Peygamber!) Ömrüne yemîn olsun ki, gerçekten onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
73 . Nihâyet gündoğumuna ulaşan kimseler iken o (korkunç) ses onları yakaladı.
74 . Böylece oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık!
75 . Şübhesiz bunda, ferâsetli (anlayışlı) olanlar için elbette ibretler vardır.
76 . Ve doğrusu o (dehşet gününün alâmeti olan harâbeler), hâlâ (çalışıp) duran (işlek) bir yol üzerindedir.
77 . Muhakkak ki bunda, mü’minler için elbette bir ibret vardır.
1- “Evet fâsık (günahkâr) olan kimsenin kuvve-i akliye ve fikriyesi (düşünme kābiliyetleri) i‘tidâli (dengeli hâli) kaybedip safsatalara (saçmalıklara) düşerse, i‘tikādâta âid râbıtaları (bağları) kesmekle hayât-ı ebediyesini yırtar, atar. Ve kezâ kuvve-i gadabiyesi (hiddetlenme hisleri) hadd-i vasatîyi (orta hâli) tecâvüz ederse (aşarsa) hayât-ı ictimâiyenin (cem‘iyet hayâtının) hem yüzünü, hem astarını yırtar, hayât-ı ictimâiyeyi altüst eder. Ve kezâ kuvve-i şeheviyesi (şehvet hisleri) haddi aşarsa hevâ-i nefse (nefsânî arzularına) tâbi‘ olur,kalbinden şefkat-i cinsiye (insanlara karşı şefkat hissi) zâil olur (kaybolur). Kendisini harâb edeceği gibi başkalarını da harâb eder.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 218)