Osmanlı Türkçesinin Mektebi: Risale-i Nur ve Bediüzzaman

“Hayatın zâhirine ve bâtınına bakıyoruz. Gayet derecede hikmetli bir kudretin tasarrufatı ve nâfiz bir iradenin tasviratı ve tanzimatı görünüyor. Yani, bir kuvvet ve kudret icad eder; bir emir ve irade suret giydirir. İşte, bütün mevcudat, böyle evveline dikkat ettikçe, bir ilmin tarifenâmesi ve âhirine dikkat ettikçe, bir Sâniin plânı ve beyannamesi ve zâhirine baktıkça, bir Fâil-i Muhtarın ve Mürîdin gayet san’atlı ve tenasüplü bir hulle-i san’atı ve bâtınına baktıkça, bir Kadîrin gayet muntazam bir makinesini müşahede ediyoruz.”

Bediüzzaman bakmak demek. Pencerelerin doğduğu ayet “senürihim ayatüna elafakı vel enfüs.” Hayatın görünen yüzüne, tabiata, ilahi sanatlar galerisine bakıyor. Sonra iç daireye, enfüsi aleme bakıyor. Dış alem herşeyi bir gaye ve maslahat için yaratan bir Hakîm’in hikmetiyle meydana getiriliyor. Öyle ki hikmetler iç içe girmiş, maslahatı ve misyonu birbiriyle çatışan yok, herkes ilahi kanunlarla kainatın düzenine uygun hareket ediyor. Bir anda bu kadar sayısız varlığı birbiri ile ilinti ve bağlılık ve uyum ile yaratmak yönetmek… Onun için secde ediyoruz ya!

Nafiz bir irade. Her varlığı layık olduğu yapıda düşünmek ve irade etmek, derin bir irade yani nafiz. O irade, varlığın gayesi ve güzelliği ile onları tasvir ediyor, biçimlendiriyor. Tasvir resim sanatının en önemli unsuru. Ressam-ı Ezeli Allah. Onun için “fezur ila aşari” eserime bakın diyor. Hem tasvir ediyor hem de düzene koyuyor, yani tanzimat. Yani bir kuvvet yaratıyor, icad ediyor, bir emir, irade de suret giydiriyor. Yaratmak ve suret giydirmek.

Kelimeleri, Osmanlı Türkçesini yaşatan adam Bediüzzaman. Önceki YÖK Başkanı öğrencilerin kelime dağarcığının darlığından şikayet ediyordu. Shakespeare 16 bin kelime kullanırken İngiliz halkı 150 kelime kullanıyormuş. Bediüzaman daha mı zengin kelimeler kullanıyor? Biri saysa… Türk halkı ne kadar kullanıyor? YÖK Başkanı 150 kelime diyor. Aydınlar da aynı.

“Temasül tezadın sebebidir. Tenasüp tesanüdün esasıdır. Sıgar-ı nefis tekebbürün membaıdır. Zaaf gururun madenidir. Acz muhÂlefetin menşeidir. Merak ilmin hocasıdır.”

Temasül yani benzeşme tezadın sebebidir diyor. Bunu anlamadım, nasıl tezadın sebebi? Tenasüp tesanüdün esasıdır diyor. Bir papatyanın bütün yaprakları simetrik. Bu yüzden tenasüp içinde. İnsan da her azası birbiri ile tenüsüp içinde. Batı estetiği bu tenasüp uyum üzerine kıyametler koparıyor çünkü resim sanatı da heykel de sinema da hep tenasüp, uyum sayesinde var. Tenasübü bozunca nonfiguratif sanat doğuyor. Bezmişler, aynı şeyleri resmetmekten, olsun o da bir sanat. Kaplumbağa bize göre çirkin ama o da güzel. Daha böyle güzel olan çirkinler çok.

Tenasübe bir de tesenüdün esası diyor, birbiri ile uyum içinde olanlar bir davada, bir eylemde bir araya gelebilirler. Bu da tenasübün sosyal yanı. Tenasübü bozan, oyun bozan. Küçük nefisler kendini beğenmiş olur, gururun madeni, kaynağı da zaaftır. Acizlik muhalif olmanın çıktığı yerdir, yapamaz, muhalefet eder. Merak da ilmin hocasıdır, bütün büyük ilim adamları meraktan doğmuştur. Arşimet’in hamamda suyun kaldırma gücünü bulunca buldum buldum diyerek dışarı fırlaması gibi.

“Kudret-i fâtıra, ihtiyaç ile, hususan açlık ihtiyacıyla, başta insan, bütün hayvânâtı gemlendirip nizama sokmuş. Hem Âlemi hercümerçten hâlâs edip, hem ihtiyacı medeniyete üstad ederek terakkiyâtı temin etmiştir. Sıkıntı sefahetin muallimidir. Yeis dalâlet-i fikrin, zulmet-i kalp ruh sıkıntısının menbaıdır.”

Açlık ve ihtiyaç ile bütün canlıları gemlendiriyor yani faydalı hudutta tutuyor, böylece nizama sokuyor. Nasıl bir bakış? İhtiyaçların tedariki medeniyeti doğurmuş. Nerede bir filolog, bir nahiv alimi, bu cümleler ders olarak okutulmalı. İhtiyaçlar karşılanmazsa varlıklar birbirini yer, hepsi Allah’ın terbiyesi ile gemlendirilmiş.

Bir ihtiyaç kelimesinden medeniyetin tesisine geliyor. İşsizik, gayesizlik sıkıntıyı o da sefaheti doğurur, kendini boş işlere adar. Fikirdeki sapkınlık ümitsizliği doğurur. Çözümsüzlük, kalbin karanlık olması da ruh sıkıntısını doğurur.

Bediüzzaman psikanalitik tahlil yapıyor. Freud bir travma geçiren kadını altı ayda düzenli hale getiriyor. Bir karşılaştırsak Bediüzzaman’ın psikanalitik tarafını Freud ile. Bak neler çıkar. Bir şair “Düşmek etrafı görmemektir” diyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum