Osmanlıcadan Latinceye çevrilen Münazarat’taki deyim farkı

Osman Tekin’in yazısı:

Yazı yazarken imlaya dikkat etmek

Bir iletişim dili olan yazı yazmak önemli olduğu gibi yazıyı kurallarına uygun yazmak ve bunu yanlışsız bir şekilde yayımlamak da çok önemlidir. Yazım hataları, pek çok yanlış anlaşılma ve yanlış yorumlamaya sebep olur. Bu yanlış anlama üzerine de gereksiz pek çok kiyl û kal yapıladurur. Geçmişten günümüze dek, gerek kâtibin imlasından gerekse de matbaanın yanlış basımından çok şikâyet edilmiştir.

Yazım hatalarına asırlar öncesinden meşhur divan şairi Fuzuli, önemli beyitlerle dikkat çekmiştir. O, yazdığı divanın girişinde, yazı yazarken dikkat etmeyenlerin çok büyük yanlışlıklara sebebiyet verdiğini söyler. Hatta bu tür yanlışların kötü sonuçlarından dolayı ‘Tebbet’ suresini hatırlatacak şekilde şöyle beddua eder.

تبت يدا كاتب لولاه ما خربت

معمورة اسست بالعلم والادب

اردى من الخمر في فساد نسخته

تستظهر العبب تغييراً من العنب

O kâtibin elleri kurusun, bu bozma işi olmasaydı ilim ve edebiyat ile tesis edilen mâmûreler/eserler/yapılar harâb olmazdı. Yazdığını bozmada şaraptan daha kötüdür. Zira o kelimedeki noktaların yerini değiştirerek üzümü/ عنب i bozarak ondan ayıp/عيب  ortaya çıkarmıştır.

Arapçası kinayeli ve kafiyeli çok güzel bir nazımdır. Bu beytin tercümesinin kendi meramını tam anlatmada yetersiz kalacağını düşünmüş olacak ki, bu güzelliği ve ahengi yakalamak için Türkçe şu şekilde dile getirmiştir:

Kalem olsun eli ol kâtib-i bed tahrîrin

Ki fesâd-ı rakkamı sûrumuzu (سور) şûr (شور) eyler

Gâh bir harf sükûtiyle eder nâdiri (نادر) nâr (نار)

Gâh bir nokta kusuriyle gözü (كوز) kör (كور) eyler

Kötü yazan kâtibin eli kalem gibi kurusun. Çünkü sin harfinin üzerine üç nokta koyarak (Sin’i şin yaparak) sevincimizi/düğünümüzü, üzüntü ve şamataya çevirdi. Dal harfini eksik yazarak nadirimizi, nara/ateşe çevirdi. Bazen de göz kelimesindeki ze hafinin üzerindeki noktayı düşürerek gözü kör etti diye sitemde bulunarak incelikli bir eleştiri yapmıştır.

Said Nursi Hazretleri de tahrif konusuna önem verdiği ve matbaanın yanlış yazmasından dolayı sitemde bulunduğu görülmektedir. (Hutbe-i Şamiye)

“Hattat’ın imlasında, tabii’n tab’ında, mütali’in fehminde bazen yanlış düşmekle güzel bir hakikat çirkinleşiyor.” (Münazarat)

“Hakikaten tashih meselesi ehemmiyetlidir. Bazen bir harfin ve bir noktanın yanlışı, kıymetli bir manayı zayi eder.” (Emirdağ Lahikası) Bu nedenle yazdıklarının doğru anlaşılması için birçok yerde söylediklerinin yanlış yazılmamasının önemine vurgu yapar.

Risaleler Osmanlıcadan Latin harflerine çevrilirken maalesef matbaa hatasından veya yanlış okumalardan dolayı birçok yanlış çeviri olmuş. Burada yapılan hatalardan bir örnek vermek istiyorum: Üstad hazretleri meşrutiyet ile istibdat dönemini karşılaştırırken insanların hissiyatına tercüman olup onlar yerine soru sorup ve cevap verdiği yerde şöyle bir ifade geçer.

Sual: Ne diyorsun? اِسْتَحْسَنْتَ ذَا وَرَمٍ Hâl-i hâzırın eskisi gibi çok fenalığı var, bize zulmeder; hem de zaafta, kuvvetsizlikte eskisine benzer. Demek, târif ettiğin meşrutiyet daha bize selâm etmemiş; ta ki, biz de “Ehlen ve sehlen” desek?” (Münazarat)

Yukarıdaki Arapça ibare bir matbaa hatasından dolayı hep böyle yazıldı ve “Güzel gördüğün şey veremlidir” diye tercüme edilegeldi. Hâlbuki bu bir Arapça deyimdir. Arapça Münazarat kitabının 14. sayfasında doğru olan şu şekilde  استسمنت ذا ورم  yazıyor. “Övgüyü hak etmeyenleri övdün, şişmiş bir adamı semiz ve besili gösterdin.”

Bu deyim Türkçedeki “pireyi deve yaptın” ya da “habbeyi kubbe yaptın” deyimleriyle eş anlamlıdır. Yani aslında sen büyük olmayanı büyük gördün ve göstermeye çalıştın anlamlarına gelir. (bkz, Makamat-ı Hariri, 31, 406; Tabatabî, Nihayetü’l- Hikme, 662)

Ben de derim sitem olsun o naşire ki,
Yaşlıların “reca”sını/ümidini, “rica”ya çevirerek sevincini kursağında bıraktı.
Nurani “melek-i müvekkel”i, ‘melek-i müekkel’ ederek yiyici melek yaptı.
Her şey ondandır “Heme ez ûst”u  heme ost yaptı
“Her çi bada bad”’ı, her çi bad abad yaparak berbat etti…

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki: yazarken ve yayımlarken çok dikkatli olunmalı yanlış anlamalara yol açılmamalıdır. Bununla birlikte okurken de çok dikkatli okumakta yarar var, çünkü yazım hatalarının yapılması her zaman mümkündür. Bu nedenle Üstad “Yazıdan ziyade, sıhhatine dikkat etmek lâzım ve elzemdir.” demektedir. (Emirdağ Lahikası)

Hasılı kelam yazım hataları belki de bizi daha dikkatli okumaya ve okuduğumuzu daha iyi anlamaya bir vesile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
6 Yorum