Abdulkadir MENEK
'Peygamber Yolu' sempozyumunun ardından
Peygamber Yolu, huzur ve saadet yoludur.
Peygamber Yolu, Kur’an yoludur.
Peygamber Yolu, hak, hukuk ve adalet yoludur.
Peygamber Yolu, necat ve halas yoludur.
Peygamber Yolu, sırat-ı müstakimdir.
Peygamber Yolu, fıtratın ve vicdanın yoludur.
Peygamber Yolu, insanlığı medeniyet zirvelerine çıkaracak yoldur.
Peygamber Yolu, Rabbimizin insanlığa gösterdiği kemalat yoldur.
Peygamber Yolu’nun insanlığa getirdiği bu kadar mesajı ve çareleri konuşmak ve insanlığa yeni bir ufuk açmak maksadıyla, 5-6 Mayıs 2012 tarihlerinde Gaziantep çok muhteşem bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Yeni Ümit dergisi ile Arapça olarak yayınlanan Hira dergisinin ortaklaşa olarak düzenlediği ‘’Uluslararası Peygamber Yolu Sempozyumu’’ gerek katılım olarak ve gerekse organizasyondaki başarısı nedeniyle, amaca en iyi şekilde hizmet edecek bir tarzda ve zenginlikte icra edildi.
Bu sempozyumun ana teması ‘’Sosyal Problemlere Peygamber Yolu’ndan Çözümler’’ olarak belirlenmişti ve konu başlıkları da bu konuları tam ihtiva edecek şekilde hazırlanmıştı.
Öncelikle katılımcı portföyü çok güzel hazırlanmış ve bütün İslam Ülkelerinden bu konuda uzman bilim ve din adamları davet edilmiş, çok yüksek düzeyde de bir katılım sağlanmıştı. Yetkililerin ifade ettiğine göre, bin kişilik salonda, katılımcıların dokuz yüzü aşan bir kısmının Gaziantep dışından iştirak ettiğini söyleyecek olursak, meseleye verilen önem kendiliğinden anlaşılmış olacaktır.
Çok farklı İslam ülkelerinden çok sayıda bilim ve din adamının yanı sıra, ülkemizde temayüz etmiş çok sayıda kanaat önderi, İlahiyat Fakültelerinin Öğretim Üyeleri, İl ve İlçe Müftüleri, medreselerde hizmet eden âlim ve seydalar da toplantının katılımcıları arasında bulunuyordu. Salonda altmıştan fazla ülkeden üç yüz civarında ve dini meselelerde otorite sayılan şahsiyetin bulunması da, salonun ilmi seviyesini gösteren bir gösterge olduğu kanaatindeyim.
Böyle geniş katılımlı, tam bir huzur ve kardeşlik ortamında yapılan yüksek kalitede bilimsel toplantılara şahit oldukça, Üstad Bediüzzaman’ın ‘’elbette ilim ve fennin hükmettiği istikbalde hakim hakaik-i imaniye ve Kur’aniye olacaktır’’ sözünü hatırlamadan da geçemiyoruz.
Toplantı Mehtap TV tarafından Türkçe, Dünya TV tarafından Kürtçe, TRT Arapça ve El Cezire TV’leri tarafından da Arapça olarak naklen yayınlandı. Çok sayıda Radyo tarafından da sempozyum canlı olarak dinleyicilere aktarıldı.
Salonda bulunan ve çok farklı dilleri konuşan katılımcılar için de simultane olarak Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca tercümeler de yapıldı ve iletişim yönünden hiçbir problem yaşanmadı.
Yeni Ümit ve Hira dergilerinin Genel Yayın Yönetmenlerinin yaptığı hoş geldin konuşmalarından sonra, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük bir açılış konuşması yaptı ve bütün sosyal problemlerinin çözümünde temel yaklaşımın rahmet, merhamet, sevgi ve adalet olduğunu ifade ederek, her adaletsizliğin zulüm olduğunu vurguladı.
Bu açılış konuşmasından sonra Hindistan’dan çok değerli bir âlim sahneye çıktı. Mevlana Vahiddedin Han. 87 yaşında olan, iki yüzden fazla kitaba imza atan ve halen de Yeni Delhi İslam Merkezi Başkanı olan bu muhterem Zat, gözyaşları arasında çok güzel bir konuşma yaptı ve salonda bulunan çok kişiyi de ağlattı. ‘’Hz. Ebu Eyyüb Ensari’nin bulunduğu topraklarda olmak büyük bir şereftir’’ diyen Vahiddedin Han, ‘’Hz. Peygamber büyük bir inkılap yaptı ve şimdi yeni bir inkılap yapma sırası sizdedir’’ diyerek sözlerini tamamladı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, irfan merkezi olan, Evliya Çelebi tarafından ‘’Küçük Buhara’’ olarak isimlendirilen ve kendi memleketi olan Gaziantep’te böyle önemli bir toplantının yapılmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. ‘’Peygamber Yolu’nun en önemli unsuru sünnet-i seniyyedir’’ diyen Görmez, katılımcıları selamlayarak kısa konuşmasına nihayet verdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın konuşmasında altı çizilmesi gereken çok önemli noktalar vardı. İslam âleminin problemlerine vakıf bir politikacı portresi çizen Sayın Bozdağ, Peygamberin hayatında, problemlerin çözümünde en önemli faktörler olarak, ‘’sabrın, affetmenin ve adaletin’’ anahtar rolü oynayarak ön plana çıktığını, İslam dünyasındaki en önemli problemlerin başında da; ırkçılık, yoksulluk ile hak ve hukuk ihlalleri geldiğini ifade etti.
Açılış Toplantısında Nijerya İslam Meclisi ve Fetva Kurulu Başkanı İbrahim Sani el Hüseyni, Ürdün Müftüsü Prof. Dr. Abdülkerin Hasenne ve Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali Cuma da birer kısa selamlama konuşması yaptılar. Özellikle Prof. Cuma’nın konuşmasında İslam âleminin problemleri olarak fakirlik, cehalet, kadın hakları konusundaki ihlaller ve gençlere dini terbiye verilmesi konusunda gösterilen ihmallerin önemli problemler olarak öne çıktığını vurgulaması da önemliydi.
Bu konuşmalardan sonra tam altı oturum ve ardından da kapanış toplantısı yapıldı. Tabii ki, oturumlarda yapılan konuşmaları özetlemeye kalkmak, bir makalenin hacminin çok çok üstüne çıkar. Fakat şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki, yapılan konuşmalar ve masaya yatırılan meselelerin hepsi de gerçekten çok önemliydi ve konuşmacılarda çok önemli noktalara parmak bastılar.
Bu minvalden olmak üzere, özellikle zihnimde yer tutan birkaç konuşmaya kısaca temas etmek istiyorum. Moritanya’dan katılan ve ‘’Yaşatma İdeali’’ başlıklı tebliğinde, ‘’İsar hasleti’’ üzerindeki çok değerli tespitlerini katılımcılar ile paylaşan Prof. Dr. Halil Nahvi’nin anlattıkları, gerçekten çok faydalı olmuştur.
Peygamber Efendimiz devrinde yaşanan ve İnsanlık tarihinin şeref levhası mesabesinde bulunan ‘’Örnek Kardeşlik Modeli’’, Ürdün’lü İlahiyatçı Prof. Dr. Abdunnasır Ebu’l Basal’ın anlatımıyla çok güzel ve ibretamiz dalgalanmalara vesile oldu.
‘’Şeaire Saygı’’ başlığı altında çok güzel bir tebliğ sunan Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, İslam sembollerinin önemi hakkında bilgiler verirken, Üstad Said Nursi’nin de şeair konusundaki görüşlerini derli toplu bir şekilde sunarak, çok önemli bir çalışmaya imza atması da dikkate değerdi. Ayrıca Dostumuz Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe’nin İslam dünyasında yaşanan tefrikaların sebep ve sonuçları ile bunlardan kurtuluş çareleri ile ilgili olarak sunduğu tebliğ de, takdirle karşılandı.
Bu sempozyumda yaşanan kayda değer güzellikler elbette bunlardan ibaret değil. Her oturumda konuşulan konuların, ayrı birer sempozyum şeklinde düzenlenmesi ve konuların enine boyuna tartışılması gerekir, kanaatindeyim. Çok önemli konuların, dar bir zaman aralığına sıkıştırılarak sunulmaya çalışılması, maalesef istenen sonuca tam anlamıyla ulaşılmasını engelliyor. Prof. Dr. Suat Yıldırım’ın da kapanış konuşmasını yaparken bu konuyu özellikle vurgulaması ve somut olarak dile getirdiği teklifin, yetkililer tarafından bundan sonraki sempozyumlar için mutlaka göz önüne alınmalıdır.
Bu değerli bilim adamlarından başka, M.Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bir mesajla katıldığı sempozyumda; Prof. Ali Bardakoğlu, Prof. Abdurrezzak Gassum (Cezayir), Doç. Hasan Kurt, Prof. Ali Köse, Prof. Osman Güner, Prof. Abdulhamid Ebu Süleyman (Suudi Arabistan), Prof. Muhammed Ragıb Hüseyin (Pakistan), Prof. Ali Akpınar, Prof Yunus Apaydın, Prof. Muhammed Babaammi (Cezayir), Prof. Muhit Mert, Dr. Reşit Haylamaz, Prof. Faruk Beşer, Prof.Abdulkerim Ünalan, Dr. Ahmet El Bukili (Fas), Prof. Saffet Köse, Prof. Mahmut Sertavi (Ürdün), Prof Nevzat Âşık ve Prof. Kemal Yıldız da sempozyuma katılarak çok değerli konuşmalar yaptılar ve tebliğler sundular.
Bir güzel sempozyum daha, gönüllerde, kalplerde ve zihinlerde çok tatlı hatıralar ve izler bırakarak sona erdi. Emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum. Bu tür çalışmaların son zamanlarda artmış olması, sorunların daha derinlemesine ve daha ehil kimseler tarafından cesaretle gündeme getirilmesi, beraberinde birçok çözümü getirdiği gibi, çözümsüz gibi gözüken birçok meselenin de çözümünü yakınlaştırıyor, ümit kapılarını aralıyor.
Her zaman söylediğim gibi ‘’Nurlu Günlerin’’ ve ‘’Cennetasa bir baharın’’ arifesindeyiz.
Rabbime hadsiz şükürler olsun.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.