Peygamberimiz gençlere işte böyle güvenirdi-ÖZEL
Eğitimci İsmail Aksoy, Genç Girişimcilere, Asr-ı Saadet'ten ve Risale-i Nur'dan örneklerle gençliği anlattı
Cemil Yüzer/RisaleHaber
RisaleHaber yazarı Eğitimci İsmail Aksoy, Yenisiad Ankara Şubesinde düzenlenen Genç Girişimciler Buluşmaları kapsamında "Gençlik Potansiyelini Harekete Geçirmek" isimli bir seminer sundu.
İsmail Aksoy, Peygamber Efendimiz'in gençlerin önüne hiçbir engel koymadığını belirterek, "Hz. Peygamber, gençleri sorumluluk gerektiren en yüksek görevlere hazırlamış, hiçbir zaman önlerine engel koymamış, bilakis yerleşik anlayışları değiştirerek çok önemli seferlerde sancağı onlara vermiştir." şeklinde konuştu.
Peygamberimiz'in gençlere çok büyük görevler verdiğini kaydeden Aksoy, şöyle konuştu: "Peygamber Efendimiz, İslam toplumunun şekillenmesinde gençlere büyük görevler vermiştir. Efendimiz (a.s.m) gençlerin kendine güvenli, sağlam bir kişilik geliştirmelerine imkan sağlanmasnın önemini çok iyi biliyordu. Resulullah'ın aşıladığı önemli ilkeler sayesinde gençlik öyle bir seviyeye gelmiştir ki; en zor savaşlara katılmışlar ve düşmanla en ön safta çarpışmışlardır."
"Hz. Muhammed (s.a.v) vahiy katiplerini de genel olarak gençler arasından seçmiştir ve İslam'a davet mektuplarını gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri de Süryanice ve İbranice gibi, o gün için ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir. Genç Sahabeler'in Asr-ı Saadette Peygamberimiz için çok önemli bir yeri vardır. Örneğin Peygamberimiz, kendisiyle Yahudiler arasında elçilik yapmak üzere Hz. Zeyd bin Sabit'i (r.a) görevlendirmiştir. Ayrıca Efendimiz, Hz. Muaz bin Cebel (r.a) hakkında; "Ümmetimin içinde helal ve haramı en iyi bilen Muaz'dır" buyurmuştur. Sonuçta ilimde en yüksek dereceye ulaşmış olanların gençler olması, Allah Resulü'nün (s.a.v) bu olumlu yaklaşımından çokça pay aldığını ortaya koymaktadır."
Risale-i Nur Külliyatından gençlere dair bölümleri aktaran Aksoy, gençliğin istikametle, şükürle geçirilmesine dair Şua'lardan şu bölümü vurguladı: "O şirin güzel gençlik nimetine istikametle, tâatle şükretse, hem ziyadeleşir, hem bâkileşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belâlı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur, gider. Hem akrabasına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeye sebebiyet verir."