Peygamberin sevgisi

Sevgi kainatın hamurudur, insana söylenen ilk sözdür. Allah’la kulları arasındaki ilk konuşmadır; ilk tenezzül-ü ilahidir. ( Peygambere (asm) sen olmasaydın kainatı yaratmazdım demiştir)

İnsana verilen ilk nimettir; ruhun ilk kıvılcımı, yıldızların ilk ateşi, dünyanın ilk açan çiçeğidir.

Sevgi, sebepsiz, birden yaratılan, bahşedilen, zamansız, yersiz (mekansız), en büyük bir nimettir.

Sevgi, aynı zamanda bir görevdir.

İnsanlar arasındaki en büyük sevgi peygamberin ümmetine olan sevgisidir. ‘Peygamber sizin babanızdır’. Ümmetinden sorumludur. Peygamberlik vazifesi, görevin tebliğinden çok önceleri, ilk ruhun üflenmesiyle başlamıştır. Peygamberlik, sebepsiz, Allahın insanlara verdiği en büyük sevgi armağanıdır.

Bir peygamber, görevi gereği sonsuz bir yürek, ve sonsuz bir sevgiyle donatılmıştır. Peygamberlik kazanılmış, bir sürecin sonucunda erişilmiş, elde edilmiş bir sonuç değildir. Birden, sebepsizdir. Verilmiştir, lütuftur. Bir peygamberin görevden kaçması söz konusu değildir, çünkü ikram edilmiştir, indirilmiştir; kazanılmış değildir, iradi değildir, insani değildir.

Peygamberin ümmetine sevgisi, Allahın kullarına sevgisini gösterir; peygambere görev Allah tarafından verilmiştir, peygamber için ümmeti kaçınılmaz bir nimettir; ümmetini reddedemez, varlığını inkar edemez, izinsiz terk edemez. Sadece hizmet eder; karşılığı, öncesinde verilmiştir.

Peygamberlik verilmiş nimetler içinde en dolaysız, kaçılmaz, ertelenmez, devredilmez, tartışılmaz olanıdır. Bununla birlikte, verilen görevin büyüklüğü kadar, peygamberin ümmetine olan sevgisi de verilmiştir.

Peygamber sizin babanızdır, kendi isteğinin, becerisinin, çalışmasının ötesinde baştan verilmiş bir görevdir babalık; görevdir, kaçılmazdır, bitecek değildir, sonsuz hayatın başlamasıyla da silinmeyecektir; bir kez yazılmıştır ve değiştirilemeyecektir; hiçbir gerçek onun üstünü örtemeyecek, hiç bir kul, bir kanun, bir olay bunu bitiremeyecektir.

Bir peygamberin ümmetine sevgisi, bir babanın evladına sevgisinin çok ötesinde, hem maddi hem manevi sonuçları insanlık tarihini oluşturan en büyük görevdir.

Peygamberin görevi, ümmetinin hem maddi gelişimini, ( her mucize maddi bir gelişimi hem tanıtır, yol gösterir; hem de insan için olan sınırını çizer ) hem de manevi yükselişini ( Salih kullar, veliler, din bilginleri, saygın kişiler, fikirler, sözler, kitaplar ) sağlayarak sonsuz sevgisini gösterir; başka bir dünyaya hazırlar, bitmeyecek nimetlere yol açar. Peygamber ümmeti için, görevi için yaşar, görevi bitince ayrılır.

Peygamberin ümmetine duası, ümmetin en büyük nimetidir; en temiz, en açık, en gerçek yakarıştır. Peygamber sadece ümmeti için dua eder; kendinin kazanacağı başkaca bir şey olamaz, peygamberlik nimeti üstünde bir insan için başka bir nimet yoktur.

Peygamberin sevgisi, Allahın kullarına sevgisinin en büyük mesajıdır. Bir peygamberin olması, insan için Allahın sevgisinin en büyük delilidir.

Allah en çok peygamberi sever. Yaratılışın hem sebebi hem de sonucu peygamberdir. İnsan bir peygamberin ümmeti olarak bu sevgiden yararlanır. Peygamberin sevgisi ümmetin sevgisine bağlı değildir bu yüzden.. Allahın sevgisine bağlıdır.

Ümmetin peygambere olan sevgisi, peygamberin ümmetine olan sevgisine yetişemez. Peygamber karşılıksız sever, çünkü karşılığını en başta almıştır ve bu alınabilecek en büyük karşılıktır; sonsuza kadar peygamber olarak kalacaktır.

Peygamberi seviyorsanız ( peygamberin sevgisi içindeyseniz) Allah’ı seviyorsunuzdur (Allah’ın sevgisini kazanmışsınızdır), aksi halde Allah ı sevmiyorsunuz demektir.

En büyük felaket, peygamberin sevgisinden mahrum kalmaktır; Allahın huzurundan kovulmaktır. En güzeli, peygamberin sevgisine tutunup huzura yükselmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.