Ramazanda bütün kardeşleri niyet etmeliyiz
Günün Risale-i Nur dersi
Bismillahirrahmanirrahim
(1) بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
(2) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu parça hem Lâhikaya, hem i’câz-ı Kur’ân’ın âhirine yazılacak. Birkaç gün sonra, ehemmiyetli bir parçayı da göndereceğiz.
Mübarek ramazan’ın Leyle-i Kadir sırrıyla, seksen üç sene bir ömr-ü mânevî kazandırması sırr-ı hikmetiyle
ve Risale-i Nur’un şakirtlerindeki
sırr-ı ihlâsla,
tesanüd
ve iştirâk-i a’mâl-i uhrevî düsturuyla, herbir sadık şakirt, o fevkalâde mânevî kazancı elde edeceğine gayet kuvvetli bir delili budur ki:
Bu daire içinde kırk bin, belki yüz bin hâlis, hakikî mü’minlerin içinde hakikat-i leyle-i Kadri elde edecek bir, iki, on, yirmi değil, belki yüzlerin elde etmesi ihtimali kavîdir.
Sırr-ı ihlâsla ve iştirâk-i a’mâl-i uhrevî düsturunun sırrıyla biz ve siz bu hakikate müteveccihen, bu ramazan-ı Şerifte herbirimiz umumun hesabına ve umum arkadaşları içinde kendini farz edip, nun-u mütekellim-i maalgayrı, yani daima
اَجِرْنَا، اِرْحَمْنَا وَاغْفِرْ لَنَا وَوَفِّقْنَا وَاهْدِنَا وَاجْعَلْ لَيْلَةَ الْقَدْرِ فِى هٰذَا الرَّمَضَانَ خَيْرًا فِى حَقِّنَا مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ (3)
gibi kelimelerde نا içinde umum kardeşlerini niyet etmektir. Ve bilhassa, en zaif olan bu kardeşinizi, ağır vazifesinde, o hususî niyetle yardım etmektir. (Kastamonu Lâhikası)
Bediüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
âhir : son
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
bilhassa : özellikle
düstur : kural, prensip
ehemmiyetli : önemli
fevkalâde : olağanüstü, çok yüksek
hakikat : gerçek, doğru
hakikat-i leyle-i Kadr : Kadir Gecesinin hakikati, sırrı
hakikî : asıl, gerçek
hâlis : içten, samimi
hususî : özel
i’câz-ı Kur’ân : Kur’ân’ın mu’cizeliği; Yirmi Beşinci Söz
iştirâk-i a’mâl-i uhrevî : âhirete âit işlerde mânen ortak olma
kavî : güçlü, kuvvetli
lâhika : ek; Yirmi Yedinci Mektup olan Lâhikalar
mü’min : iman eden, Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inanan
mübarek : bereketli, hayırlı
müteveccih : yönelik, yönelmiş
nûn-u mütekellim-i maalgayr : Arapça (gr) üçüncü çoğul şahıs; konuşan kimseyi de içine alan ve fiil ifâde eden kelimeler, (okuduk, yazıyoruz, gideceğiz) gibi
ömr-ü mânevî : mânevî ömür
Ramazan-ı Şerif : şerefli Ramazan ayı
sadık : bağlı, doğru
sıddık : çok doğru ve sadık
sırr-ı hikmet : hikmet sırrı
sırr-ı ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetmedeki sır, samimi olmaktaki sır
şakirt : talebe, öğrenci
tesanüd : dayanışma
umum : genel, bütün