Referanduma evet demenin faydası
‘Bediüzzaman ve Devlet Felsefesi’ kitabının yazarı Mürsel, “evet oyu toplumsal yarar için gerekli” dedi
Nurettin Huyut’un haberi:
“Bediüzzaman ve Devlet Felsefesi” kitabının yazarı hukukçu Safa Mürsel, 12 Eylül’de yapılacak referandumu Risale Haber’e değerlendirdi. Mürsel, “yeterli olmamasına rağmen ‘evet’ denmesinin toplumsal yarar için, kişi hakları bakımından gerekli olduğuna inanıyorum” dedi.
“Güzel bir söz var ‘bir şey tamamen elde edilemezse de tamamen terk edilmez.’ Eski ve şikayetçi olduğumuz ‘vesayet Anayasası’nın herhangi bir şekilde demokratikleşmesi yönünde atılacak adımlara destek vermek mantığın, aklın ve gerçekçiliğin icabıdır” şeklinde konuşan Mürsel, sözlerini şöyle sürdürdü:
REFERANDUMDA NELER “EVET” DİYECEĞİZ
“Bugün tartışageldiğimiz Anayasanın çok maddelerinin bir adım, iki adım da olsa demokratikleşmeye geçişini temin edecek bir merhale olduğunu kabul etmemiz lazım. Mevcudu muhafazanın sıkıntılarını hep beraber yaşıyoruz. Dolayısıyla bunları iyileştirici yönde atılan adımlara toplu olarak destek vermemiz gerekiyor.
HSYK’nın demokratik bir kurum niteliğine kavuşması, denetlenebilir hale gelmesi, keyfi hareketten çıkması için bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşunun daha “Milli İrade”ye dayalı bir hale getirilecek bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. YAŞ kararlarının yargıya açılmasına ihtiyaç vardır. Anayasa Mahkemesine bireysel müracaat hakkı verilmesi başlı başına bir demokratik haktır.
HSYK Kararlarının yargıya açılması da önemli bir haktır.
Kadınlara ve toplumun farklı kesimlerine karşı pozitif ayrımcılık yapılması önemli ve insani bir şerhtir. Kadın haklarının bir Anayasa değişikliği ile hayata geçiriliyor olmasına kimse ilgisiz kalamaz/kalmamalıdır.
Bu değişiklikler elbette yeterli değildir. Ama bugün yapılabilen bu ise buna sırt çevirmenin bir anlamı yok diye düşünüyorum.
AİHM’ye bireysel müracaat hakkınız var. Ama Anayasa Mahkemesine bireysel müracaat hakkınız yok. Bu Türkiye’ye 20–25 yıldan beri yapılan bir taahhüt idi, yapılacak değişiklikle gerçekleşecek. Hakkının zayi olduğuna inanan, kanunun Anayasaya, hukuka aykırı olduğuna inanan bir vatandaş bazı kurumların kararını beklemeden bu kanunun Anayasaya aykırı olduğunu söyleme hakkına kavuşacak. Bütün bunları küçümsememek lazım…
ANAYASAYI İYİLEŞTİRECEK BİR FIRSAT YAKALANMIŞTIR
Yani, aslında yapılması gereken şeylerin neler olduğu biliniyor. Daha ileri vadede değişikliklerin yapılması elbette ihtiyaç var. Fakat Türkiye Anayasayı dokunulamaz/tabu haline getirenlerin elinden bu gün biraz daha iyileştirici bir çabayla sonuç alınabilecek bir imkanı ve fırsatı yakalamıştır. Bunun değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Ve yeterli olmamasına rağmen “evet” denmesinin toplumsal yarar için, kişi hakları bakımından gerekli olduğuna inanıyorum.”
DEĞİŞİKLİĞİ MAHKEMEYE GÖTÜRMEK HATAYDI
Meclis’te kabul edilen değişikliğin Anayasa Mahkemesine götürülmesinin hukuki bir hata olduğuna dikkat çeken Mürsel, “Bu kanunun kesinleşmesi için halkoyuna sunulması ve halkoyuyla kabul edilmesi gerekiyordu. Anayasa Mahkemesi kesinleşmemiş bir metni kesinleşmiş muamelesi yaparak bir karar vermiştir.
Daha da kötüsü ve herkesin üzerinde ittifak ettiği husus bir yetki gasbı yapmıştır. Yaptığı düzenleme kanunu iptal etmenin ötesinde bir kanun yapmış olmaktır. Anayasa Mahkemesi verdiği kararla ‘şurasını beğenmiyorum şöyle olmalı’ gibi çok garip bir karar vermiştir. ‘Şurasını beğenmiyorum, burası şöyle olacak’ diyerek kanun metni haline getirdi. Ve Anayasa Mahkemesi kendinde olmayan kanun yapma yetkisini kullanmış oldu. Esas üzerinde durulması gereken hukuka aykırılık budur. AYM yapmaması gereken bir işlem yapmıştır” dedi.