Risale-i Nur beni işledi
Bilinçaltımız her gün binlerce gizli ya da açık mesajla bir bombardıman yaşıyor
H. Salih Zengin'in haberi
Reklam, müzik ve siyasi amaçlı kullanılan bu tekniğin olumlu yönde de kullanılabileceği gerçeğine işaret eden Kubilay Aktaş, üstelik kişiye özel hazırlanan telkinlerle olumsuz durumların ortadan kaldırılabileceği fikrinde.
Bu telkinleri Kur'an-ı Kerim ayetleri, Cevşen, esmalar ve Peygamber Efendimiz'e (sas) Cibrîl-i Emîn ile beraber semadan bir hediye olarak indirilen ve Hz. Ali tarafından nazmedildiği bildirilen 'Celcelutiyye' duası ile uygulayan Aktaş, henüz ilkokulda iken astral çıkışlar yaşadığını belirtiyor. Üniversitede iken manevî konularla ilgilenmeye başlayan ve özellikle Risale-i Nur'daki 15. ve 29. sözlerin ilgisini çekmesiyle manevî alanda incelemeler yapan Aktaş, kendisinde olan biten hadiselerin nedenini bu şekilde öğrendiğini ifade ediyor. Son beş yıldır Doğu ve özellikle Hint felsefesiyle de ilgilenen Aktaş, "Doğu sadece bu işin maneviyat ayağını almış, dünyayı soyutlamış. Batı felsefesi ise sadece dünyayı hedef alıyor. İslam ise tam anlamıyla iki âlem arasında denge sağlıyor." diyor. İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği'nde seminerler düzenleyerek manevî telkinlerde bulunan eğitmen-yazar, yaptığı telkin eğitiminin kişisel gelişimin İslamî versiyonu olmadığını, bunun mana sultanlarının yapıp tavsiye ettiği şeylerin teknolojik düzeyde ve tasavvufta konumlandırılmasına dayandığını ifade ediyor.
100 m²'ye Kur'an'dan elektrik enerjisi
"Risale-i Nur Külliyatı beni işleyen, Mevlânâ da parlatan bir manadır. Benim yaptığım çalışmaların misyonu, insanın Doğu öğretilerine gitmesi yerine İslam'da çok fazla olan bu tür şifa kapılarını gösterip anlatmak." diyen Aktaş, psikologlardan farkının, reçete yerine ayetler yazarak kişilere telkinde bulunmak olduğunu anlatıyor. Ona göre, Kur'an'ın 'Allah zahirde ve batında size ayetlerini gösterecektir. Siz de bilip tanıyacaksınız.' ayetinde hareketle, asıl reiki (Doğu felsefesinde meditasyon yöntemi) birbirimize yaptığımız dualar ve tefekkürdür.
"Celcelutiyye bütün bu felsefelerdeki enerji çalışmalarının ismidir. İnsanın batınında kalmış istidatların ve yetilerin en güzel şekilde dengede kullanılmasıdır. Kişisel gelişimlerde gazlar vardır, Celcelutiyye bu gazın yanına fren ve debriyajı da koyuyor. Bütün bu Doğu öğretileri insanı firavunlaştırırken o tehlikeli yola sapmadan nefsinizin de hakkını vererek, onu dönüştürerek bir insan yapıyor." diyen Aktaş, eğitimlerin sonucunda çok olumlu sonuçların alındığını belirtiyor.
Bilinçaltına gönderilen gizli kayıtların yani sublimanel tekniğinin zaten kullanılan bir teknik olduğunu belirten eğitimci-yazar, bu subliminallerin altında psikologları kiralayıp secret'ler, özgüvenle ilgili şeyler yazmak yerine Kur'an'daki ayetleri yerleştiriyor.
Teknik kısaca şöyle: Kur'an-ı Kerim ayetleri ve esmalar bir ritimle okunuyor. Bu kayıt 8-12 hertz dalga boyuna, beynin alfa dalga boyutuna getiriliyor ve istenen müziğin altına yerleştiriliyor. Bu frekanslar insandaki klasörleri tetiklemek suretiyle bir denge sağlıyor. Sekiz aylık bir eğitim süreci dışında isterseniz bunun için hazırlanmış CD'leri üçer kez 21 günlük süreyle dinleyerek de bu telkinleri kendinize yapabiliyorsunuz.
Aktaş'ın üzerinde çalıştığı bir konu ise kendi deyişiyle 'dünyayı sarsacak' bir manyetik cihaz. "Bu asrın savaşı manyetik yani bilinçaltı savaşları. Şu an öyle bir cihaz yaptırıyoruz ki, Kur'an ayetlerini o cihaza yükleyip manyetik elektriğe dönüştürerek manyetik alana yayacağız. Kişisel bazda herkes 100 metrekareye bu iyi enerjiyi yayabilecek. Negatif ses ve görüntüler nasıl bizim bilinçaltımızı etkiliyor ve bize farklı telkinler veriyorsa (buna vesvese diyoruz) bizim yapacağımız çalışmayla pozitif bir enerji yayılacak." diyen Aktaş'ın "Gizli Telkinle Kur'an Terapisi" ve Dr. Hakan Yalman'la birlikte yazdıkları "Sözlerin ve Renklerin Gizemi" adlı iki kitabı var.
"Subliminal kayıt denilen gizli kayıt tekniği ile belli müziklerin altına telkinler gömülüyor. Bu zaten psikoterapide kullanılıyor. Büyük hipermarketler kullanabiliyor. Ya da Michael Jackson, Led Zeppelin, Madonna, Eminem, Metallica gibi sanatçılar müziklerin altına şeytanı öven şeyler yerleştiriyorlar. Bu telkinlerle insanların duygularını kullanıyorlar. Maalesef bilinçaltımız çalınıyor. Bu teknolojinin ileri türevleri savunma sanayiinde kullanılıyor. İnsanlar iPod'larına Cevşen, Celcelutiyye, Kur'an koyup dinlemeli, hatta dinlemeseler de bunu çalmalılar. Yaydığı frekanstan çıkan enerji olumlu etkileyecektir."
Başörtüsü altına polyester bone takmak çok tehlikeli
"Üzerimizde bazı duaların iPod'umuzdan çalması koruyuculuk sağlar. Almanya'dan özel bir örtü getirttim, gümüş tellerle örülerek yapılmış. Derslerimde talebelere veriyorum ve onlar bone olarak takıyorlar, manyetik alanları engelliyor. Tesettürlüler polyester bone takıyorlar, en büyük tehlike bu. Çünkü polyesteri tepe çakrasında kullanıyorlar, bu da düzensizliklere sebebiyet veriyor. Yüzde 100 pamuklu kıyafetler giymek lazım. Özel boyalar getirtiyoruz, o boya ile oda boyandığında cep telefonları çekmiyor odada. Ozon jeneratörlerimiz var, havadaki bütün kötü enerjiyi emiyor. "
Yıldız seslerini bile kullanıyorum
"Şifa ile ilgili ayetleri su sesinin altına yerleştiriyoruz, ilim ile ilgili ayetleri yunus balığı sesinin altına gömüyoruz. Yıldız seslerini bile kullanıyorum. İleriki zamanlarda bunları albüm olarak sunacağız. Sekiz dakikalık müziğin altında 1,5 saatlik ayet yerleştiriyoruz, müziği kat kat çıkıyoruz, yedi kanaldan. İlk dört kanalda arınma-korunma ayetleri, son üç kanaldaki ayetler ise kişinin sorununa ilişkin ayetler. Bunları 21 gün dinliyorlar. Üç defa 21 dinlemek çok faydalı. Bu CD'ler bittikten sonra insanda bazı farklılıklar oluşuyor, iç sesler oluyor. İnsanların bilinçaltına gönderdiğimiz bu telkinler bir noktada bilemediğimiz boyutta bir tür şifa sağlıyor. Kanser hastası da arıyor, onlara şifa ayetleri veriyorum. Direkt şifa sağlamıyor ama insanların âleminde o konuyla ilgili bir bilgi, bir yol açılıyor. Kanseri yenen birkaç kişiye uyguladım bunu. Bir hasta yurtdışında çok doktora gitmişti. Verdiğim müzikleri dinledikten sonra rüyasında evine giren kedilerin öldüğünü ve onları belli bir yere topladığını görüyor. Sonra bu kişi Yeditepe Üniversitesi'ndeki bir doktorla tanışıyor, o doktor Türkiye'de ve sadece beyindeki o bölgeyle çalışan ender isimlerden birisi. Doktor dedi ki, 'Sanki tümör bir tarafa toplanmış, ameliyat kolay oldu.' dedi, adam yaşadı yani."
Domuz gribine karşı frekansla korunabilirsiniz
"Manyetik olarak en tehlikeli yer Çamlıca'dır. Bütün bu baz istasyonlarından yayılan frekansların her birinin temsil edildiği metafizik âlemde bir mahlukat var. Mikrobun da domuz gribinin de frekansı vardır. Domuz gribinin frekansı tespit edilmiştir, o frekansı üzerinizde taşıyıp çaldığınızda vücudunuz o gribe karşı bağışıklık kazanıyor ve korunabiliyorsunuz. Manyetik aşılama gibi bir şey."
Zaman