Risale-i Nur ile yaşlılık da güzelleşti

Risale-i Nur ile yaşlılık da güzelleşti

Merak Yayınları arasında çıkan Yaşlanmak Güzeldir kitabının yazarı Bestami Çiftçi, kitabın çıkış öyküsünü ve amacını Risale Haber’e anlattı.

Röportaj: Ahmet Bilgi-Risale Haber

Merak Yayınları arasında çıkan Yaşlanmak Güzeldir kitabının yazarı Bestami Çiftçi, kitabın çıkış öyküsünü ve amacını Risale Haber’e anlattı.

GÜNÜMÜZDE İNSANLAR YAŞLANMAKTAN FENA HALDE KORKUYORLAR

Bilinenin aksine “Yaşlanmak Güzeldir” demişsiniz. Yaşlanmanın güzelliği nereden kaynaklanıyor?


“Sen genç olduğun için anlamazsın dostum!”
Şaka bir yana, ‘Gençleşmek Güzeldir” deseydim anlardın. Lakin gençliğin de riskli olduğunu bildiğimiz halde, gençliği yüceltme eğilimi her toplumda fazlasıyla vardır. Maddi zenginliği olan kişiler ile politikacılar hariç, her türden dava sahipleri, düşünürler ve filozoflar gençlere güvenirler ve yerlerini onlara terk etmeye hazırdırlar. Münazarat’ta söz edildiği gibi, “İlim yaşını aldıkça (Bilgi yaşlandıkça) tezâyüd (çoğalır), kuvvet (beden-para-mal-mülk) ihtiyarlandıkça tenâkus eder (noksanlaşır).”

Günümüzde insanlar “antiaging” peşinde. Yaşlanmaktan fena halde korkuyorlar. Dünyevilerin güvendiği bir fiziksel yapıları var. Kendi dünyaları, sahip olduğu maddi imkanlar ve bu imkanları fark edip üstünde debelenen bir de bedenleri var. O da çürümeye, inkıraza maruz. Hastalıklar olmasa bile her yıl, her gün eriyip güzelliğini gıdım gıdım kaybediyor. İlaçlar, doktorlar, botokslar, cilt kremleri, süslü makyajlar da bu yaşlanmayı insanlardan gizlemeye yetmiyor. Sonuç, psikoloji çöküntü ve depresyon. Oysa bu kadar zahmete değer mi?



GENÇLERİNİN GELECEKLERİNE YATIRIM

Kitap, yaşlandığını anlayan insanlara yaşlanmanın bir güzellik olduğunu telkin ediyor. Bu güzelliğin kaynağını söylüyor. Yaşlanmakta olan veya yaşlanan hanımlara ve erkeklere inanç temelli bir teselli veriyor ve çıkış yolları sunuyor.
Ülkemizde ömür ortalaması erkeklerde 70’leri, bayanlarda 80’leri aştı. 2050 yılına kadar sokaklarımız, Avrupa’da şimdi olduğu gibi, ihtiyarlarla dolacak. Biz de geleceğin şimdiki gençlerinin geleceklerine, yani ihtiyarlıklarına yatırım yapıyoruz, varsınlar anlamasınlar! Zamanı gelince anlarlar.

KİTABA VERİLEN TEPKİLER

Okuyuculardan ne gibi tepki aldınız?

Daha çok esprili tepkiler geliyor. Kimi kitaba bakarken tebessüm ediyor bıyık altından. Eminim ki, hemen kendi yaşını sorguluyor zihninden; “Ben ne kadar yaşlıyım!” diye.
Gençse, “Ben daha gencim!” şeklinde bir sözle tepki veriyor. Ama yaşlanacağını da belirtiyor. Aslında yaşlanmak istediğinden değil de uzun yaşamak arzusundan olsa gerek, bunu ifade ediyor.

Yaşlanmanın başladığı 40 ve üstü insanlar ise ya gençler gibi “muzip” tepkiler veriyor veya “içi burkuluyor.” Genellikle kendisiyle barışık olanlar kitaba müspet tepki veriyorlar ve tebrik ediyorlar. Sağolsunlar, varolsunlar.

GENÇLER 1-0 ÖNE GEÇSİN DİYE

Kitabın seslendiği hedef kitle sadece yaşlılar mı?

Elbette değil. Emirdağ Lahikası’nda Mehmed Feyzi imzalı mektupta da söz edildiği gibi, “Evet, sanki sevgili, müşfik Üstadımız İhtiyarlar Risalesini gençlere, Hastalar Risalesini sıhhatte olanlara yazmış” buyuruyor. İlk bakışta kitap “yaşlılara” hitap ediyor gözükse de, geleceğin yaşlıları olan gençlerin de dikkatle okumasını, tabii ki 1-0 öne geçsinler diye- öneriyoruz.

YAŞLILARA BAKMAK, ŞEFKAT ETMEK…

Gençler bundan ne gibi bir pay alabilir?

Yaşlılara bakmak, şefkat etmek, yaşlandığında “el cezau min cinsil amel” sırrınca kendisine de bakılması gereğini genç yaşta tahmin etmek akıllı gençlerin düşüneceği işlerdir. Genç –Allah onları ihtiyarlatsın, yani ölmezse- yaşlanacak. Çok uzun yıllar değil bunlar. 35’inden sonra bulutların geçişi gibi, yılların akıp gittiğini görecek zaten. Onun için erken uyanmak açısından da bu kitap gençlere bir fikir verebilir.

İLHAM VE FİKİR KAYNAĞIM TABİİ Kİ “İHTİYARLAR RİSALESİ”

Kitabı yazarken esinlendiğiniz herhangi bir kaynak var mı? Varsa hangisi ve neden?

Tabii ki “İhtiyarlar Risalesi” ilham ve fikir kaynağım. Önceleri böyle bir kitap çalışması düşünmemiştim. Yazdıkça oluştu. İhtiyarlar Risalesindeki “psikoloji” beni çok etkiledi. Kendi hayatımdaki dağınıklığın doğurduğu psikoloji ile örtüştü. Kendi ruhumu teskin için aldığım notlar birikince kitaba dönüştü.

Çiçero’nun “Yaşlanmak Üzerine” kitabını da gençken okumuştum. Acaba “İhtiyarlar Risalesi” ile paralellikler var mı, diye araştırdım. Varsa bunları kaleme alayım ve Çiçero-Bediüzzaman düeti hazırlayayım dedim kendi kendime. Çiçero da yaşlılara teselli vermek için yazmıştı kitabını. “Yaşamış ve yaşlanmış bir insanın, yaşlanacağı meçhul olan genç birinden; tecrübeli ve hataya düşme riski az olan yaşlılığın, bunun tersine, hata riski yüksek olan gençlikten daha şanslı olduğunu savunuyordu.”

Ancak Çiçero’nun hatipliği iyi olabilirdi ama, kaleminden damlayan sözleri biraz yavandı. Bir tür “züğürt tesellisi” babından sözlerle dolu bir kitaptı o. Anlatılanlar doğru da olsa, bu tür yaklaşım yaşlıların sadece gururunu okşayıp, kendine güven telkin ediyor, ama gerçekler karşısında bu güvenin bir önemi kalmıyordu. Kısacası Çiçero’nun kitabı ile İhtiyarlar Risalesi arasında oldukça büyük farklar vardı.

GENÇLİK REHBERİ’NDEN İHTİYARLAR RİSALESİ’NE

Diğer yüzlerce makale de okudum değişik internet sitelerinden. Bu yazıların yaşlılara yaklaşımları tamamen “dünyevi...” Oysa sorun zaten dünyevilikten kaynaklanıyor. Bu sonuçlar ona neden olan dünyevi çözümlerle değil, yaşlının –hepimiz için de geçerli- gideceği uhrevi alemin anahtarlarını ona sunmakla sağlanabilir. Bediüzzaman’ın İhtiyarlar Risalesi de bunu ifade ediyor. “Gençlik Rehberi” ile gençlere sunduğu önermelerini, “İhtiyarlar Risalesi” ile “iman” temelli önermeleri sunuyor 40’larını aşanlara.

“Yaşlanmak Güzeldir” kitabı İhtiyarlar Risalesinin devamı değildir. Bu niyetle de yazılmış değildir. Hatta yazılıp baskı aşamasına geldiğinde söz konusu 15. Rica’daki Haşiye notunu bana sevgili İsmail Benek hatırlattı. –Açıkçası daha önce bu haşiyeyi defalarca okumuş olmama rağmen, onun manasını emin olun ki fark etmemiştim.- Bu kitap ilhamını ve ana fikrini İhtiyarlar Risalesi’nden almıştır.

RİSALELERİ DAHA YENİ KEŞFEDİYORUZ DAHA ÇOK İŞİMİZ VAR ONLARLA

Doğrusu, Risale-i Nur üzerinde farklı çalışmalar yapılması gerektiğini 1990’lardan beri söylüyoruz. İstanbul’da öğrencilik yıllarımızda bile Risale-i Nur’u analitik okuyorduk. 9. Söz’ü –mesela- büyük kartonlara tablolaştırıp önce kelime ve cümle yapılarını tasnif etmiş, sonra da onu görsel bir şekilde çizgilere dökmüştük. Kaldığımız dershanede de teşhir etmiştik. Zaten Risale okutulan yerlerde belirli bir okuma aşamasında sonra uzmanlık alanlarına dönük inceleme-araştırma amaçlı okumalar yapılmalı. Çünkü Risale-i Nur, “Hem bir kitâb-ı şeriat, hem bir kitâb-ı duâ, hem bir kitâb-ı hikmet, hem bir kitâb-ı ubûdiyet, hem bir kitâb-ı emir ve dâvet, hem bir kitâb-ı zikir, hem bir kitâb-ı fikir…” dir.

Risale-i Nur’un şerh ve izahları babında farklı çalışmalar yapılıyor. RİNAP projeleri önemli bir adım. www.risaleakademisi.com bu anlamda hizmet veriyor bu tür düşünür ve yazarlara. Risale-i Nur Enstitüsü de bazı çalışmalar yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bir ansiklopedi çalışması hala yapılabilmiş değil. Kendim de dahil suçladığım çok sayıda entelektüelimiz var. Ürün yok. Organizasyon yok. Teenni önemli ama, bazen teenni tereddüte dönüşüyor ve çalışmanın ucu bırakılıyor. Eh www.risalehaber.com da bunları duyurmak için kuruldu zaten

Kısacası, Risaleleri daha yeni keşfediyoruz. Yani daha çok işimiz var onlarla.

KİTABA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ