Alaaddin BAŞAR

Alaaddin BAŞAR

Risale-i Nur okuyanların farklı tarzlarda hizmet etmeleri ihtilaf mıdır?

Risale-i Nur Külliyatını okuyup istifade edenlerin, değişik tarzlarda hizmet ifa etmeleri nedendir? Bu bir ihtilaf değil midir?

Bu ve benzeri farklılıkların “ihtilaf” tarifine girmeleri için tarafların birbirlerini inkâr etmeleri, birbirlerine düşman olmaları, aleyhte konuşmaları, gıybet etmeleri gerekir. Bunların hiçbiri olmuyorsa, kişiler kendi zevklerine ve anlayışlarına en uygun buldukları bir yolda giderken diğerlerine karşı çıkmıyorlarsa buna, menfi manada, “ihtilaf” denilmez. 

Bu gibi farklılıklar, Peygamber Efendimizin (asm) “Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır” hadis-i şerifinin haber verdiği “müspet ihtilaf” grubuna girerler. 

Bu ihtilaf, bedenimizdeki organların farklı işler görmeleri kabilindendir. Hepsi bir ruhun emrindedirler ve aynı gayeye değişik şekillerde hizmet ederler.

Ehl-i sünnet dairesindeki farklı meslekler ve mezhepler de bu müspet ihtilafa en güzel örnektir. Dört mezhebin her birinin mensupları diğerlerini sever, onlarla aynı mabette namazlarını birlikte kılarlar ve  birbirlerine dua ederler.

Farklı meşrepler ve çeşitli hak tarikatlar da bu manadadır. Bunların ihtilafı, aynı güneşten ziya alan, aynı su ile sulanan, aynı toprakta kök salan ağaçların farklı meyveler vermeleri gibidir.

Aynı Kur’an'a bağlı, aynı peygamberin ümmeti olan kişilerdeki meşrep farklılığı konusunda Yirmi beşinci Sözdeki Kur’an tarifinde şu ifadeler yer alır:

"Hem bütün evliya ve sıddıkîn ve urefa ve muhakkikînin muhtelif meşreblerine ve ayrı ayrı mesleklerine, her birindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve herbir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütübhane hükmünde bir Kitab-ı Semavî’dir." (Sözler)

Kur’an hakikatlerinin farklı meyveler vermesinin bir küçük numunesi de Nur Risalelerini okuyanlarda görülen değişik hizmet biçimleridir. Bunların da Nurlardaki ihlas, sadakat, uhuvvet gibi temel prensiplerde ittifak etmekle birlikte, kendilerince en faydalı buldukları yahut kendi zevklerine en uygun düşen bir hizmet metodunu seçmeleri ihtilaf sayılmaz ve sayılmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum
  • mustafa duman / 18 Mart 2017 Cumartesi 16:50

    alaeddin başer beyin düşüncelerine katılmıyorum. nurcuların birliği, müslümanların birliği, insanları birliği, bediüzzamanın hedef ittihaz ettiği bir meslek olduğunu öğrendik. bu hale nasıl düşüldüğünü hesap etmeden zahirdeki asayişi ihtilafa sebep saymak, bir kılıf olabilir. bediüzzamanın "sizi meşrep farkları diye biribirinizden ayırmalarından titriyorum" beyanı ve "mesleğimiz haliliyedir. meşrebimiz hıllettir" prensibi ve müfritane irtibat, kardeşin kardeşte fani olma " prensipleri "su damlaları gibi olmayınız " vs. gibi müspet hedefler yerine "biri birlerine düşman değiller" demek ki ihtilaf sayılmaz, tarzında düşünmek Risale-i Nurun meslek ve meşrebine uymadığını ve bu hale nasıl gelindiğini göz önünde tutmamak, bir tecahül-ü arif tarzını hatıra getiriyor. hülasa nasıl bu hale düştüğüne bakmamak, güneşi balçıkla sıvamak gibi oluyor. bu ihtilafın arkasında çok büyük cinayetler yatıyor. taa parçala yut! ingiliz siyasetine kadar

    Yanıtla (0) (0)
  • Barış Öztürk / 14 Mart 2017 Salı 15:55

    "Ayrılıktan fayda umulamaz. Kendi haline de bırakılamaz. Bu hususta zerre miskal bir gerekçe hizmette ki şahs-ı manevinin alternatifi olmaz. Risâle-i Nur’un muhteviyatı içinde ayrılığı bölünmeyi özendirici ve teşvik edici beyanlara hâvi bir tek cümle dahi yoktur. İmâlı bir tek lâfız dahi bulunmamaktadır.
    Bu gibi hallerde asayişi temin edici, kardeşler arasında sıkıntıları giderici, manileri yok edici, uhûvvet ve muhabbet bağlarını kuvvetlendirici irşadlarda bulunulmuştur. Evet Üstadımızın hayatta iken yapılmış olan derslerin ve hizmetine ruhuna hicret, cemâatin şahs-ı manevisinin hakkına ve hukukuna liyâkatla riayet, Rabbimizin inayetine, İhsanına, affına ruh-u canımızla niyazlarımızı arz etmek. Ye’isten, ataletten, bed- binlikten ricat ile kardeşlerin kucaklaşarak tesanüd rabıtasını tecdit ve bu meselenin mutlak başarısına Rabbimin izni şefaatçi olacaktır İnşaallah. “Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilemez. Vazife ise yalnız bir asker g

    Yanıtla (6) (5)