Tebliğ ve Temsil Fuarları

Abdulmukim Dağ’ın yazısı

Her sene Aksaray belediyesi tarafından düzenlenen ve bu sene de 4.sünün 8-16 Ekim tarihleri arasında tertip edildiği kitap fuarına Uhuvvet ve Somuncu Baba İlim ve Kültür Vakfı olarak bizler de katılım sağladık. Dışardan bakıldığında belki de çok kısa bir süre olabilir ya da bu kadar sürede nasıl bir tanıtım olabilir ki diye düşünülebilir. Üstadımızın da beyan ettiği gibi bazen “Lillah için bir saniye mülakat, bir senedir. Dünya için olsa bir sene, bir saniyedir.” Elhamdülillah ki bu tür faaliyetler de tamamen rızai ilahiye dairesinde birkaç gün olacak şekilde yapılmaktadır. Bu vesileyle Fuar çok güzel hizmetlere ve hikmetlere vesile oluyor elhamdülillah. Dışarıda ulaşma, anlatma imkanı bulamadığımız birçok gence, aileye, öğrenciye bu vesileyle ulaşma imkanı buluyoruz.

Dokuz gün boyunca süren stantta hem Risale-i Nur eserlerini tanıttık hem de birçok kitap hediye ettik. Hediye ederken de her önümüzü gelene vermiyor önce Risale-i Nurların içeriğinden bahsediyor ardından okumak şartıyla hediye ediyoruz. İçeriğini duyup da okumayan neredeyse hiç yok. Hatta üstüne kitap alıyorlardı. Dili ağır diyenlere Osmanlıca kelime çözümlemesini anlatınca o heyecanla bile hemen okumaya başlamak isteyenler oluyordu. Okudukça açılıyor okumaya devam etmelerini hemen bırakmamalarını da şiddetle tavsiye ediyorduk. Standa birçok ilgi alanımız oldu Risale-i Nur tanıtım standında ne gibi faaliyetler oluyor merak edenlerin okumalarını tavsiye ederiz.

Evvela satmak ya da satış yapmak gibi bir maksadı olmayan bu hizmetimizin tek gayesi, aklı müşevveş ve her gün gözlerimizin önünden kayıp giden gençlerimize el atıp imanlarına kuvvet vermek. Cevabı yok zannedilen sorulara cevap verip, Risale-i Nur eserlerini bilmeyenlere bildirmek, yanlış tanıyanlara doğruyu doğrudan ifade etmektir. 9 gün boyunca yaklaşık 2500 kişi standımızı ziyaret ettiler sonsuz hamd diyoruz.

1-İlkokul ve ortaokul öğrencileri

2-Liseliler ve üniversiteliler

3-İmam hatipliler/ilahiyatlılar

4-Aileler

5-Risale-i Nuru yasak eserler zannedenler ve meraklılar.

Bu 5 gruba Risale-i Nur’u nasıl anlattığımızı kısa kısa aktarıp fuarın kısa sürede nasıl külli hizmetlere vesile olduğunu aktarmış olayım.

f1.jpg

Bizler stantta ilkokul öğrencilerine kitap hediye etmiyor, hocalarından izin alıp Kabe maketiyle onlara “bakın buraya gelen birçok kişi İslamın şartını unutmuş olabilir. İsterseniz birlikte sayalım, unutanlar da öğrenmiş olur” diye İslam’ın 5 şartını yüksek sesle sayıyoruz. Sonra içinde Kur’an olan Kabe maketiyle Kabe’nin tanıtımı yapılıp “peki bu kitabın yazarı kimdir” diye sorardık. O masum evlatlar “ALLAH” dedikten sonra “işte bu kitaplar da bize bunlardan bahsediyor” deyip şeker ikram eder gönderirdik.

Ortaokul öğrencilerine biraz daha imani meselelerden bahsedip asılı olan vecizeleri okutup ezberletirdik veya vakitleri çok az ise sesli vecize okumalarını söyler 3-4 defa sesli okuduktan sonra çikolata ikram eder gönderirdik. O vecizeden bir mana aklında kalsa Allah bereket versin.

Liseli ve üniversiteli gençlerimiz en yaralı genç gruplarımız arasındalar maalesef. Tam taklit çağında oldukları için etrafında olanları sorgulamadan direkt alırlar. İmansızlığı da aynı şekilde. Akıllarında çok sorular olurdu, merak edip sorularına cevap alırlardı. “İnanmıyorum” diyenler kısa bir konuşmada bile ikna oluyorlar ve ne için inkar ettiklerini dahi bilmiyorlardı. Akıllarında o kadar şüphe, o kadar çıkmaz var ki; bunalıma giren, sorularına cevap bulamadığı için kendini boşlukta hisseden bu liseli gençler başlarına yük olmuş bu sorularına cevap aldığında, adeta bir kelebek misali gibi hafifleyip yüzleri sevinçle doluyordu. Bir tane genç bile gelip dinlememezlik etmez, hatta birçoğunun yüzünde birden bir sevinç oluşurdu. Çünkü bu hakikatleri, böyle manaları ilk kez duyuyorlar.

f2.jpg

Dışarıda gördüğümüzde kesinlikle ateist ya da inkarcı diye ayrıştıracağımız o kadar genç geldi ki biz ayrıştırılmış olmalarından utandık. Her şey dışarda göründüğü gibi değil aslında. Bir boşluğa düştüğü için saç boyamış ya da farklı hallere girmiş; aslında onun aradığı tek şey hakkikattir, hakikat. Cevabını bulunca da hemen gözlerinin içi parlıyor ve “ruhum rahatladı Allah razı olsun aslında ben de namaz kılıyordum ya da Kur’an kursunda kalmıştım ama bıraktım ve yeniden namaza başlamak istiyorum, sözüm olsun verdiğiniz bu kitabı okuyacağım ve dikkat edeceğim” diyorlar. Hatta fuarın sonuna doğru bazısı yeniden gelip “Allah razı olsun ben birçok soruma cevap buldum bunlar çok muazzam şeyler anlatıyor” diye bizle duygularını paylaşıyorlar. Onların bu halleri bizi epey duygulandırdı.

Liselilerle ilgili kısa bir stand hatırası anlatmak isterim: Birgün standa 5-6 tane liseli kız kardeşimiz geldiler “bir sorumuz olacak felsefe hocamız sordu ama cevap da veremedi aklımıza takıldı” dediler. Soru şu: “Allah bizi seviyor cennete gitmemizi istiyorsa şeytanı niçin yarattı?” Cevap verdik, gittiler diğer arkadaşlarını gönderdiler onlara da cevap verince baktım aynı okuldan bir çok öğrenci aynı soruyla geldiler, onlara da cevap verince aradan bazı öğrenciler şunu sarfettiler “demek ki şeytan boşuna yaratılmamış sizin anlattıklarınızın aynısını hocamıza diyeceğiz ve ekleyeceğiz işte şeytan bundan dolayı yaratılmış” diye. Bunun için bile bu fuar büyük bir nimet hamd olsun.

f3.jpg

İmam hatip liselerinde ya da ilahiyatta okuyan gençlerin çoğunda da maalesef “biz biliyoruz” hastalığı var. Onlara da “sizler toplumda hoca sıfatıyla gezeceksiniz herkes ibadetlerin nasıl yapıldığını biliyor ve sorsa hemen cevap veririsiniz ama niçin yapıldığını sorduklarında nasıl bir cevap vereceksiniz” deyip “işte Risale-i Nur nasıllara değil niçinlere cevap veriyor” tarzında Risale-i Nurlardan örnek verince, hemen talip oluyorlardı. Çok imam hatipli ile görüşme fırsatı bulduk hamd olsun bu manaları bilecek, bildirecek çok İHL öğrencilerine ihtiyaç var.

Aileler yukarıda bahsettiğimiz gençlerin emanetçileri. Emanet olarak verilmiş evlatlarını ahlaklı birer birey olmasını isterler “biz küçüklüğümüzde ders almadık okuyamadık bari evlatlarımız okusunlar. Onlara nasıl yaklaşmalı, neler anlatmalıyız” tarzında içleri yaralı, gözleri yaşlı; dertli anneler, babalarla muhatap oluyor ve çarenin iman derslerinde yani Risale-i Nurlarda olduğunu ifade ettikten sonra “siz okudukça evlatlarınıza da tesir edecektir zira bu zamanda çocuğun en tesirli muallimi onun validesidir yani sizlersiniz” deyince onlar da hem kendileri hem de evlatları için kitap alıp okuma sözü veriyorlardı.

f4.jpg

Evet yeniden anladık ki “bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdetâ gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi belâ olur. Âhirette de onlara şefaatçi değil, belki dâvâcı olur: “Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız?”

Son olarak da standa gelenler ya da görenler “bu kitaplar yasak değil mi” ya da “bunlar FETÖ’nün kitapları değil mi” diye. Biz çok seviniyorduk bu soruları sormalarına çünkü; cevabını bilmiyorlar ve doğru cevabı öğrenecekler diye. Güzel bir şekilde her şeyi izah edip Risale-i Nurların yasak olmadığını devletimiz tarafından da bastırıldığını ve zerre kadar FETÖ ile alakası olmadığını aktarıyorduk. Aktardığımız birçok kişi düşman, muarız olarak yaklaşıp, dost olarak ayrılıyor. Hatta kitap satın alıp okumaya başlayanlar bile oldu özellikle bir ailenin hemen o an o sorularına cevap alıp 3-4 büyük kitaptan alıp “bunları okumak lazım o zaman biz de bu zamana kadar FETÖ kitabı bilirdik iyi ki sormuşuz” demeleri bizleri daha da mutlu ediyordu.

f5.jpg

Bir kitap, bir vecize, bir konuşma bile yeterli oluyordu elhamdülillah. Şimdi çekirdek ileride meyve oluyorlar.

“Bazı defa haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, bazı ince hakaik-i imaniye ve kuvvetli hüccetleri müteaddid risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ederdim. Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat'î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nur'a muhtaçtır. Fakat umumunu elde edemez. Elde etse de tamam okuyamaz. Fakat küçük bir Risale-i Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir. Ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri onda okuyabilir ve gıda gibi her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi, o da mütalaasını tekrar eder.”

Şehirlerinde kitap fuarları açılacak olan tüm ağabey ve kardeşlerimizden umumen ricamızdır bu tür hususları dikkate alarak stand açmaları çok güzel ve külli hizmetlere vesile oluyor. Bir şeker, bir çikolata, bir balon ya da broşür bir çokların meraklarını celbedip hakikate vasıl olmalarını beraberinde getiriyor. Bizleri de böyle bir hizmette istihdam ve vesile eden Rabbimize sonsuz şükürler ediyoruz. Aksaray’dan binler selam ve dua ile.

f6.jpgf7.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
8 Yorum