
Abdurrahman İRAZ
Risale-i Nurlar yasaklanıyor mu-2
Sevgili dostlar bundan bir önceki yazımda Risale-i Nurların yasak olacağını iddia edenlere cevap vermiş art düşünceli kişilerin, sadece siyasi mülahazalarla, ya da başbakana olan sebebini benim bilmediğim kinlerinden dolayı ya da bilmediğim başka sebeplerden dolayı, nur talebelerini tedirgin eden ve yanıltan haberler verenlere gerekli malumatları açık seçik bildirmiştim.
Yine aynı velveleyi koparan bir yazar bayram öncesi bir yazısında Kültür Bakanlığı’nın, söz konusu yönetmeliğin 11. Maddesini diline dolamış, bilgileri bektaşinin “le takrab-us sala” mantığı ila nur talebelerini tedirgin etmeye devam etmektedir. Tabi yine nur talebelerine doğru bilgiyi aktarıp, müsbet hareket düsturunu uygulama vazifesi bize kaldı.
Evet bu arkadaşlarımıza bu bilgiyi verende bir hakikat payı var fakat bu hakikat Risale-i Nurların basılması, neşri ya da herhangi bir harfinin değiştirilmesi veya eksilmesi ile hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü 1980 ihtilalcilerinin yazdıkları ve koydukları bu 11. Madde “tamamen Kültür Bakanlığının ilk defa olarak kendi bünyesinde yayına hazırlayacağı veya hazırlatacağı eserlerle ilgili dikkate alacağı kendi bünyesini ilgilendiren bir yönetmelik. Eskiden basılmış müellifi farklı eserlerle hiçbir ilgisi yok.” Bunu okuyucularına ileten arkadaşlarımız, bizim yaptığımızı yapıp, yani Kültür Bakanlığının ilgili birimini arasalardı onlara da bize verilen bilgi verilecekti.
Sevgili dostlar en acı duyguları da suret-i haktan görünüp ortalığı ayağa kaldıranların asıl niyetlerinin ortaya çıktığını görüyoruz. Mesela bende olan bir kaç misalden sadece bir tanesini aktarayım. Risale-i Nur basan ve bundan iyi gelir elde eden bir yayınevi son bir hamle ile biraz da uyanıklık yaparak 40.000 civarında kitap basıyor. Bu arada Kültür Bakanlığı da bu çalışmalarına başlamış. Bandrol dağıtım işlerini durdurmuş. Bunun üzerine bu yayınevinin bir yetkilisi (ismi bende mahfuz) Ankara’da Ak Parti genel başkan yardımcısının önemli bir yakınına ulaşarak şöyle bir cümle sarfediyor: “Bize 30-40 bin adet bandrol verin, ne yaparsanız yapın.” Tabiki red cevabı alıyorlar ve bunun üzerine saldırı ve karalama yayınlarına başlıyorlar.
Aslında sadece bu yukardaki olay bile bunların asıl gayelerinin Risale-i Nurların neşri olmadığını, maddi bazı mülahazaların Bediüzzaman’ın vasiyetinin önüne geçtiğini anlamamıza yeter de artar bile ama ben bir başka bilgi daha aktarayım size. Bu arkadaşlarımız şu anda yaşayan, ve üstadımızın risalelerin bir çok yerinde varislerim dediği (haşiye 1) talebelerini de Bediüzzaman’a rağmen “Bediüzzaman’ın varisleri değiller” tezi ile dava açmışlar. Yani diyorlar ki, (haşiye 2) “Bediüzzaman kitaplarında her ne kadar bunlar benim vekillerim ve varislerim dese de biz bunları vekil ve varis kabul etmiyoruz.”
Şimdi bu hadiseler size aktarabildiğim en hafif hadiseler. Aslında onların arkasında kalmış az miktarda nur talebesi kardeşlerimin hiç birinin samimiyetinden, ihlasından zerre kadar şüphem olmadığını, bu kardeşlerimin bir tek rıza-yı ilahiyi maksad yaparak bunları takib ettiklerini biliyorum. Sosyal medyada sorduğum bazı sorulara direk hakaret ederek ya da dalga geçerek, veya “neden öyle diyorsun eski günlerin hiç mi hatırı yok?” diye cevap veren kardeşlerimi anlıyorum, verecekleri cevap yok. Fakat yolun bu olmadığını tövbe kapısının açık olduğunu, zararın neresinden dönerlerse kar olduğunu ve en önemlisi Hakk’ın hatırı alidir, hiç bir hatıra feda edilmeyeceğini ve edilmemesi gerektiğini artık fark etmelerinin zamanı geldi diye düşünüyorum.
SAADET VE MUHABBETLE KALINIZ.
Haşiye 1: Aziz, sıddık kardeşlerim ve vârislerim!
Ecel gizli olmasından, vasiyetname yazmak sünnettir. Benim metrukâtım ve Risale-i Nur'dan olan benim hususî kitablarım ve güzel cildlenmiş mecmualarım vesair şeylerimin bütününü, Gül ve Nur fabrikalarının heyetine, başta Hüsrev ve Tahirî olarak o heyetten oniki {(*): Kardeşim Abdülmecid, Zübeyr, Mustafa Sungur, Ceylan, Mehmed Kaya, Hüsnü, Bayram, Rüşdü, Abdullah, Ahmed Aytimur, Âtıf, Tillo'lu Said, Mustafa, Mustafa, Seyyid Sâlih.} kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum. Onlara bırakıyorum ki; emr-i hak olan ecelim geldiği zaman, benim arkamda o metrukâtım, benim bedelime o sadık ve mübarek ellerde hizmet-i Nuriye ve imaniyede çalışsın ve istimal edilsin.
Kardeşlerim! Bu vasiyetten telaş etmeyiniz. Ben, teessürattan ve dokuz defa zehirlenmekten, pek çok zaîf olmakla beraber; gizli münafıkların desiselerle müteaddid sû'-i kasdları için bu vasiyeti yazdım. Merak etmeyiniz, inayet-i Rabbaniye ve hıfz-ı İlahî devam ediyor.
ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ
(Emirdağ-1 – 136)
Haşiye - 2 : Şimdi bütün talebelerin fevkinde diyerek değil, benim en yakınımda hizmetimde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam, Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahirî, Sungur, Ceylan, Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.
(Emirdağ-2–233)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Kardeşlerim bunlar müfsit ifsat ediyorlar bunlara karşı Zübeyir ağabeyin şu sözünü hatırlatmak isterim oda şudur" dedilere ehemmiyet vermeyip dinlememek müfsitleri iflas ettirir"bunlar o kadar bozulmuşlar ki ne söylersen söyle daha iflah olmazlar Allah iyi içli olmayı nasip etsin.
Yanıtla (0) (0)ŞİMDİDE TUTTURMUŞ S.MEDYASI DİYANET RİSALEİ NURU TAHRİF EDİYOR MÜNAFIKLAR BAHSİNİ YAYINLAMIYORLAR DİYE BASBAS BAGIRIYORLAR BUNLAR YA SAF YADA MİLLETİ SAF SANAN SAF OKUMADIKLARI NASILDA BELLİ RNK. KENDİLERİNİN YAPTIKLARI ASIL TAHRİFİ GÖRMÜYORLAR CEHALETLE HAREKET EDİYORLAR
Yanıtla (0) (0)Ağabeylere olan yakın münâsebetiniz dolayısıyla muttali olduğunuz bu hakîkatleri, bizlerle de paylaşmanızdan ve bizleri de bilgilendirmenizden dolayı size çok teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun, Rabbim, Ağabeylere ve sizlere uzun ve sağlıklı ömürler nasip etsin inş.
Yanıtla (0) (0)Eskiden bilgi ve haber kaynağı sadece TRT vardı. herkes TRT ile yetinmek zorunda kalıyordu. Sonra R.Nur hizmetlerinde de tek tabanca tek atımlık(kendi tabirleri) bir gazete vardı. Cemaat ona itibar ederdi. Şimdi iletişim kanalları çoğaldı. Tek atımlık tek kırma tüfeğin iş yapmadığı bir dönemde hapırmak, köpürmek tamamen duygusal algı yönetimidir. Siyasi ticari bir çok ikincil üçüncül maksat işin içine girmiş. Risale neşir kamuflajdır. Yemezler... Her şey iyi olacak inşaallah. Sayın Iraz teşekkürler...Tebrikler
Yanıtla (0) (0)ELİNE YÜREĞİNE GÖNLÜNE SAĞLIK BENİM CANIM ABİM.SAYENDE BU AYMAZLAR BASİRETSİZDE OLSALAR GERÇEKLERİ DUYUYORLARDIR DİYE ÜMİT EDİYORUM
Yanıtla (0) (0)Üstadımızın miras bıraktığı kendini ait basılı Nur Risaleleridir.Tıpkı kütüphanemdeki külliyatımın bana ait olduğu gibi.yoksa onların manevi şahsiyeti değil.Zira Üstad Nurları kendine mal etmiyor ki? miras hakkı olsun.Yalan mı?
Yanıtla (0) (0)Yönetmenliğin 11. maddesinde yer alan yazıda şu cümle var mı? ''Eskiden yazılmış müellifi belli eserlerle hiçbir ilgisi yok''Ve devamıda;hele Risale-i Nur'larla hiç bir ilgisi yok,risaleler bunun dışındadır diye yazılı bir cümle veya cümleler yer alıyor mu?Bu sorunun cevabını bilenlerden rica ediyoruz.Bu cümleleri gösteren yönetmeliğin ilgili maddesinin bir fotokopisini aynen yayınlayabilirlerse memnun oluruz.
Yanıtla (0) (0)rabbim basiret ihsan eylesin.
Yanıtla (0) (0)Bunlar Risale-i Nur okumazlar fakat kendi yorumladıkları gibi basarlar. haram helal onlara fark etmez sadece para başka birşey bilmezler. Sadece şunu söyliyeceğim Allah ıslah eylesin...
Yanıtla (0) (0)Abi ben yiyom amma. Bende maalesef bahsettiğin yemezler bölümünde kaldım, Paylaşım yaparken beni buraya layık mı gördünüz, yoksa unuttunuz mu ne? Şaka bi yana. Abi doğru tespit. Şimdi Kemalistl Nurcular mı diyelim, NURCU kılıklı siyasetciler mi diyelim...Bu asrın bir güzelliği de, Cenab-ı Mevla Tayyip eli ile herkesin maskelerini üzerlerinden atıp, görenlere gerçek yüzlerini gösteriyor. Daha dün diyeceğim 12 EYLÜL sonrası kayıkçı kavgası ile Cemaati bölenler sonra bi daha bölenler, aslında şu an EKMEL şahsında CHP ile omuz omuza... Allah' a ne kadar şükretsek azdır. Yoksa bir NUR TALEBESİ olarak dün yaktığı RİSALELERİ bu gün yayınlama noktasına gelen devlete ŞÜKRANLARIMI sunmak vazifem addederim. Gözler var görmezler... Ilahi ikaz! Geçmiş bayramınız mübarek olsun.
Yanıtla (0) (0)nur talebeleri tahkik ehlidir. araştırmadan ortalığı velveleye verenlere aldanmazlar... Allah razı olsun ağabeyimiz araştırmış ve bizimle paylaşmış... veselam
Yanıtla (0) (0)Değişikliği söz konusu olan 11. Madde şu an 13. madde olarak işler halde.;
Yanıtla (0) (0)Madde 13 - Yayın kurullarında, eserlerin hazırlanmasında, sadeleştirilmesinde ve tercüme eserlerde gözönünde tutulacak ilkeler şunlardır :
a) Çağdaş uygarlık yolunda Türk kültürünün ve dünya kültürünün temel eserlerinin hazırlatılması veya dilimize kazandırılması,
b) Türk kültürünün temel eserlerinin yayımlanması,
c) Yurttaşların kültür seviyesinin yükseltilmesini hedef alan yayınlara öncelik verilmesi,
ç) Eserlerin, Atatürk ilkeleri ışığında insan, tabiat, yurt sevgisi, barış, hürriyet ve laiklik düşüncesi gibi Anayasa prensiplerini özünde taşıması,
http://teftis.kulturturizm.gov.tr/TR,14934/kultur-ve-turizm-bakanligi-yayin-yonetmeligi.html bu linkte aslına herkes ulaşabilir. IRAZ buna ne diyecek? Kim okumuş kim okumamış...HAdi cevap ver..
Sayın Iraz; Kültür Bakanlığı sayfasına gir bak o yönetmeliğe çağ bilgi teknolojisi çağı dediğinin ilgisi yok ve 11. değil 13. madde esas.. Önceki maddelerde önemli tabi... http://teftis.kulturturizm.gov.tr/TR,14934/kultur-ve-turizm-bakanligi-yayin-yonetmeligi.html
Yanıtla (0) (0)15.ci Mektubtan....Adaleti mahza... bir ferd dahi umumun selameti için feda edilmez hak haktır küçüğüne büyüğüne bakılmaz...vaka-i sıffın hilafet ve saltanat muharebesidir.İmamı ALİ ahkamı dini ve hakaiki islamiyeyi esas tutup saltanatın bir kısım kanunlarını ve siyasetin merhametsiz mukteziyatlarını onlara feda ediyordu. Hz. muaviye ve taraftarları ise hayatı içtimaiyeyi islamiyeyi saltanat siyasetlerine takviye etmek için ruhsatı tercih ettiler. hataya düştüler.Adaleti izafiye küllün selameti için cüzü feda eder....Adaleti mahza kabili tatbik iken adaleti izafiyeye gidilmez gidilse ZÜLÜMDÜR. N.telebeleri adaleti mahzayı esas tutar ehli beyt mesleğidir. Siyasal islamcılar adaleti izafiyeyi esas tutar onlara saltanat için her yol mümahtır. Konu gazete veya A B C Partisi konusu değildir. VİCDANLARA HAVALE
Yanıtla (0) (0)sayın Iraz, yazınızın ilk bölümünde "11. Madde “tamamen Kültür Bakanlığının ilk defa olarak kendi bünyesinde yayına hazırlayacağı veya hazırlatacağı eserlerle ilgili dikkate alacağı kendi bünyesini ilgilendiren bir yönetmelik. Eskiden basılmış müellifi farklı eserlerle hiçbir ilgisi yok.” Bunu okuyucularına ileten arkadaşlarımız, bizim yaptığımızı yapıp, yani Kültür Bakanlığının ilgili birimini arasalardı onlara da bize verilen bilgi verilecekti." demişsiniz. Hayret ediyorumki ortada kapsamlı bir yönetmelik varken, siz telefon ile verilen şifahi bilgiyi veriyorsunuz. unutulmamalıdır ki şifahi bilgi, gün gelir inkar edilir. Ayrıca yönetmelik Basılması öngörülen tüm eserler için yayımlanmış. İlgili yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1. maddesini okursanız bunu anlardınız. Aslında ben çok karamsar değilim. Zira Risale-i Nur'lar Kemalizm ilkelerine uydurulup basılamayacağına göre Basımdan vazgeçilecektir. Asıl soru şu: Siyasi irade bu yönetmeliği değiştirme basiretini cesaretini gösterecek
Yanıtla (0) (0)http://teftis.kulturturizm.gov.tr/TR,14934/kultur-ve-turizm-bakanligi-yayin-yonetmeligi.html ilgili yönetmeliği okuyarak Sayın Yazarın yazısını tashih etmesini ve muhatap kitleden, gazeteden ve yazarından özür dilemesini bekliyorum nefisne itimat etmez, hakkı esas alırsa bekliyorum. Yazının tahkik edilmeden nefsi ve hissi yazıldığı gayet açık, 40-50 bin ifadesinde geçen ifadelerin de doğru olmadığına inancım tam, siyasi tarafgirlikle bu tür yazılardan uzak durulmalı, esas Risale-i Nur'un siyasilerin güdümüne bırakılmadan o eserlerin neşridir. Eleştirilere kulak vermek akıl karıdır. Hadi hedef alınan gruba inanmıyorsunuz, kulak tıkıyorsunuz, Safa BEyin, Mustafa Akça'nın yazısını iyi okuyarak bir de eleştirenler nazarıyla bakın. Bunun maddi meseleye ki, sizde biliyorsunuz hedef aldığınız hatta site sahiplerinin yöneticiliğini yaptığı bir zamanlar o grubun böyle hesaplarla bir işi olmaz asıl amacı Risale-i Nurlardır.Hissiliklerden kaçamak, yanlışlara yol açmak dileğiyle cevap bekliyoru
Yanıtla (0) (0)Herkes aznı şeyi okur, farklı anlar. Bakış açınıza göre değişir. Sayende Yönetmeliği okudum, ayrıca teşekkür ederim.Sadeleştirip, sahteleştirip, rant için basma(yayınlama) edebsizliğine girişenlerin ortalığa velveleye vermelerini normal karşılıyorum. Bu asalaklar, kendileri üretmekten aciz, aynı zaman bir başkasının sırtından KAZANMAYI bir düstur haline getirmişlerdir. Saygıdan,Edebdeb,Ahlakdan.. yoksun bu güruha vereceğim cevap sadece susmaktır.
Yanıtla (0) (0)İnternet çağında yasaklanıyor diyebiliyorlar ya, şapka çıkarıyorum, isteyenin netten indirebildiği, aynı zamanda print edebildiği bir ortamda hemde....
Mevlam bakalım neyler, Neylerse güzel eyler....
Susarak selamlıyorum
Murat Ademoğlu, sadeleştirne Risale-i Nur'a suikastır. Sadeleştirenler karşısında susmak söz konusu değil... Bu konuda gerekli cevaplar verilmiş, kitap bile çıkarılmıştır. Ancak, Risale-i Nur Bandrol Yasağı ile başlayan ve Devlet kontrolüne doğru giden şey biraz farklı... Sadeleştirme denilerek bu kez de MUĞLAK ve eleştiri konusu metin ile devlet kontorlü söz konusu olacak ki, bunun sakıncaları şimdiden iyi hesap edilmeli. O açıdan Sayın Iraz'ın yazdığı yazı yönetmelik ortada bu yönetmelikler esas alınacak yarın; ve Sayın IRAZ, yazısında kusura bakmasın ama ualşılması mümkün olan yönetmeliğe ulaşmadan yazı yazmış maddeleri bile karıştırmış. Eleştirilere neden ön yargı ile bakılsın ki? Eleştirilerden yararlanıldığında doğru sonuca ulaşılacaktır ama bu şekliyle Risale-i Nur devlet kontrolüne girerecektir ki sonucunı düşünmek nile istemiyorum... Iraz, yanlış analiz ve hissi yorumlarla METİN esaslı hareket etmiyor
Yanıtla (0) (0)