Risk altındaki bitki türleri botanik bahçede geleceğe taşınacak
Türkiye'nin farklı alanları ile özellikle Batı Karadeniz Bölgesi'ne ait bitkilerin kurutulmuş örneklerinin yer aldığı Düzce Üniversitesi Herbaryumu, yaklaşık 10 bin bitki türünü bünyesinde barındırıyor
Düzce Üniversitesi (DÜ) Orman Fakültesi Herbaryumu'nda akademisyenler, Türkiye'nin farklı noktaları ile özellikle Batı Karadeniz Bölgesi'nde kaybolma riski taşıyan bitki türlerini kayıt altına alarak botanik bahçede çoğaltacak.
Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi bünyesinde 2006'da kurulan herbaryumda, kurutulmuş bitki örnekleri belli bir sistemle düzenlenerek saklanıyor. Türkiye'deki 53 herbaryumdan biri olan Düzce'deki herbaryum, yaklaşık 10 bin bitki türünü bünyesinde barındırıyor.
Türkiye'nin farklı noktaları ile özellikle Batı Karadeniz Bölgesi'nden gelen bitki örneklerinin dijital ortama aktarıldığı herbaryumda, kaybolma riski taşıyan bitki türlerinin botanik bahçede çoğaltılması için çalışma yürütülüyor.
Herbaryumun kurucusu DÜ Orman Fakültesi Süs Bitkileri ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Necmi Aksoy, AA muhabirine, herbaryumda şu ana kadar 10 bin bitki türünün envanterinin çıkarıldığını söyledi.
En büyük çalışmalarının herbaryuma gelen türlerin dijital ortama aktarılması olduğunu belirten Aksoy, "Düzce, Batı Karadeniz'in saklı bitki cenneti. Bu kadar çok gizli bitki çeşidini sağlamasının sebebi ise Düzce'nin coğrafi yapısıdır. Sadece Düzce'den değil, Bartın Küre Dağları'ndan Bolu'nun Mudurnu ve Kıbrıscık ilçelerine kadar Türkiye'nin birçok yerinden farklı projemizle bitkiler geliyor, etiketleniyor, daha sonra dijital ortama aktarılıyor. Dijital ortamda aktardığımız veriler tüm dünyadan gözükebilir." diye konuştu.
Aksoy, iklim değişikliğinin etkilerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yalnızca iklim değişikliği değil; ülkemizde ve dünyadaki sorunlardan biri de habitat kayıplarıdır. Bitkilerin yaşam alanları habitatlarda bulunur, biz buna 'yaşam alanları' diyoruz. Habitat kayıplarına sebep olan şeyler alanların parçalanması, kentleşme, yanlış orman uygulamaları ve yanlış turizm faaliyetleri... Bu tür bitkilerin envanterinin çıkarılması gerekiyor.
Ülkemiz, bitki anlamında çok çeşitliliği sahip. Böyle bir coğrafyada envanteri çıktıktan sonra iyi bir izleme sistemiyle bitki kaybımızın olup olmadığını veya ne kadar kaybımızın olduğunu görmemiz ve analiz etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla endemik ve bitki taksonlarının gözlenmesi gerekiyor. Bu gözlem sistemi, il, bölge, ülke ve kıtalar bazında artırılmalı. Tüm dünyada yaklaşık 300 bin bitkinin veri tabanı oluşturulmaya çalışılıyor. Türkiye de bu noktada çalışmalarını sürdürüyor."
"Tür kayıpları araştırmacıları üzüyor"
Kaybolma riski taşıyan bitki türlerinin tohumlarının alındığını ve bunların botanik bahçede çoğaltılacağını anlatan Aksoy, tür kayıplarının araştırmacıları üzdüğünü kaydetti.
Aksoy, Türkiye'deki biyoçeşitliliği Avrupa standartlarında kayıt altına aldıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir yol çizdiysek o yolda gitmemiz gerekiyor. Yoksa habitat da bölünüyor. Bunu bir birey olarak değil, nüfus olarak düşünmemiz lazım. Bizler sahaya çıktığımızda polenleri taşıyan böceklerde düşüş ve çok sayıda çiçekte üreyemeyen tohumlara denk geliyoruz. Bu, çok riskli bir durum. Dolayısıyla daha çok çalışma yapmamız gerekiyor. Bilim adamı olarak üzüldüğüm nokta, Türkiye'de çok sıra dışı ve nadir habitatların yok olmasıdır."
aa
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.