Mehmet C. GÖKÇE
Safer ayını yaşarken
Hicri takvim aylarının ikincisi olan Safer ayını yaşadığımız bugünlerde; -her yıl olduğu gibi- yine Safer Namazı adı altında bir takım bilgiler ortalıkta dolaşmaktadır.
Öncelikle şunu ifade edelim ki: Muteber hiçbir kaynakta Safer namazı diye bir ibadete rastlamak mümkün değildir.
Güya; Safer ayı uğursuz ve bereketsiz bir ay imiş. Felaket ve musibetlerle dolu olan bu ayın uğursuzluklarını def etmek için, ilk Çarşambası ile son Çarşambasında sabah namazından önce dört rekât nafile namaz kılmak gerekiyormuş. Bu namazın birinci rekâtında Fatihadan sonra on yedi adet Kevser sûresi, ikinci rekatında Fatihadan sonra beş adet ihlâs-ı şerif, üçüncüsünde Fatihadan sonra bir adet Felâk sûresi, dördüncüsünde de Fatihadan sonra bir adet Nas sûresi okunup selâm verilecekmiş Ayrıca, Safer ayının son Çarşambasının gecesi veya gündüzü de iki rekât namaz kılınıp birinci ve ikinci rekâtında Fatihadan sonra on bir adet ihlâs-ı şerif okunacakmış vs
Denilebilir ki, nafile namaz kılmanın ve dua etmenin kime ne zararı var?
Ancak; bu, o kadar masum bir soru olarak değerlendirilemez. Çünkü bu yaklaşımın temelinde bir bidat ve hurafe mantığı vardır. Başka bir deyimle, Safere farklı bakmaktan kaynaklanan yanlış ve geçersiz bir boş inanç söz konusudur. Cahiliye geleneklerinden kaynaklanan bu yanlış inanışa göre:
*Bu ay nikâh kıyılmaz; kıyılsa da uzun sürmezmiş.
*Bela ve musibetler bu ayda inermiş.
*Bu ay, uğursuz olduğu için yeni eşya almamak gerekiyormuş.
Bu listeyi uzatmak mümkündür. Ancak, yukarıda da belirttiğimiz gibi yanlış olan bu yaklaşım, cahiliyeye dayanmaktadır. Hatta cahiliye dönemi mensupları bu ayda birbirlerini talan ederlermiş.
İnsanlığa yepyeni bir anlayış ve medeniyet kazandıran İslamiyet, bu ve benzeri hurafelerin kökünü kazıdı; hatta Allah Resulü, çağdaşlarınca, nikâhın hoş karşılanmadığı bu ayda bizzat evlenmek suretiyle bu anlayışın yanlışlığını fiilen gösterdi.
Şu halde, aslı-esası olmayan ibadetleri; varmış gibi lanse etmek büyük yanlışlara sebebiyet vermektedir.
Şunu da belirtelim ki, dinimizde uğursuz, bereketsiz ve değersiz olarak tarif edilmiş herhangi bir yıl-ay-hafta ve gün söz konusu değildir.
Elbette, İslamiyete göre ibadetlerin teşvik edildiği mübarek aylar ve günler vardır. Mesela, üç aylar ve onlardaki mübarek gün ve geceler bu konuda örnek gösterilebilir; ancak, uğursuzluğundan korunmak için özel ibadet etme çağrısı yapılmış bir aydan bahsetmemiz yanlıştır.
Hurafelerden arındırılmış temiz bir inanışa sahip olmamız dileğiyle
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.