Risale Haber-Haber Merkezi

Medyanın medreselere ilgisi artıyor. Yeni Aktüel dergisi son sayısında medreseleri kapak konusu yaptı.

Birol Biçer ve Hasan Hüseyin Kemal imzalı haberde "devletin bütün baskılarına rağmen medrese geleneğinin halkın teveccühüyle devam ettiği"ne dikkat çekilerek, "Bunun en güzel örneği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Nurşin açılımının merkezinde yer alan Nurşin Medreseleriydi" ifadelerine yer verildi.

Nurşin medreselerinde Said Nursi gibi pek çok alimin yetiştiğinin hatırlatıldığı haberde ilginç tespitler yer aldı:

"Köhnemiş bir odada, kara sakallı ve çirkin bir hocanın kargacık burgacık yazılar öğrettiği, elinde kocaman bir sopayla talebelerine nezaret ettiği, talebelerinse yerlerde oturarak anlamsız kelimeler ve tekerlemeler ezberlediği, yaramazlık yapanların falakaya çekildiği bir tür okul"...

"Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kapatılan medreseler ilkokul kitaplarında çoğumuzun kafasına böyle bir görüntüyle kazındı.

"Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla medreselerin akıbetine uğrayan cemevlerinin tekrar yasal statüye kavuşturulması için çalıştaylar yapılırken biz de Türkiye'nin Islami hayatında yaşamsal bir anlama sahip olan medreselerin bugünkü durumunu araştırmak istedik. Karşımıza çıkan tablo devletin bütün baskılarına rağmen medrese geleneğinin halkın teveccühüyle devam ettiğiydi.
Bunun en güzel örneği ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gürün Nurşin açılımının merkezinde yer alan Nurşin Medreseleriydi...

"Medresede Marks da okutulmalı"

Bizi Sultanbeyli'de bir apartmanın üçüncü katında karşılayan Salih Hoca'nın odasındaki en dikkat çekici parça rahlesindeki internete bağlı dizüstü bilgisayar... "Bizim gizli kapaklı bir yapımız yok. isteyen gelip bizim nelerle meşgul olduğumuzu görebilir. Biz insanları ilme yönlendirmeye çalışıyoruz, gizli bir amacımız yok" diyor.
Terörün zirveye tırmandığı 90Tı yıllarda Güneydoğu'da medrese eğitimi verdiği köyün gençlerini Hizbullah ve PKK'dan sakınınca, bunun bedelini bölgeden uzaklaşarak ödemiş bir insan M.
Salih Ekinci Hoca... Devletin baskısı da peşini bırakmamış. Baskılara rağmen medrese eğitimine ve ormanda da olsa talebelere ilim öğretmeye devam etmiş.
Türkiye'nin yüzlerce noktasında medrese tedrisatını taliplere öğreten sayısız hoca gibi talebeleri arasında ilahiyat ve İmam Hatip öğrencileri var.

"Medreselerde Marks ve Weber'in de kitapları okutulmalı" diyen Salih Hoca medresesinde Yunan felsefesinden, varlık felsefesine birçok kitabı da müfredata ilave etmiş. Modern dünyanın bakışıyla gelenekçi toplumun bakışının birleştirilmesinde ısrar eden Salih Hoca'ya göre "İslam'ın bilinmesi için islam dışındaki bakışların da bilinmesi gerekiyor".

Ona göre MEB ve YÖK'ün bazı değişiklikler yaparak medrese hocalarını sınavdan geçirip dini eğitimde görevlendirmesi ve 1300 yıllık bu ilim geleneğinin çağa kazandırılması da bir hakkın iadesi anlamına geliyor.

İstanbul'da gördüğümüz pek çok medrese eğitimi verilen yeri geride bırakıp, bu işin kaynağına; Doğu'ya doğru uzanıyoruz. "Bizim insanlarımız yıllarca gerçek amacını bilmeden korku ve kuşku içinde önyargılarla bakmışlar medreseye. .."

Şeyh Abdurrahman Taği'nin 1880'de kurduğu Nurşin Medresesi bugün hâlâ ayakta ve torunları tarafından devam ettiriliyor. Mevlana Halid-i Bağdadi'nin çizgisinde Nakşibendi tarikatının hizmetlerinin devam ettiği bir tasavvuf ekolü aynı zamanda...

Nurşin'de ilk ziyaretimizi Abdurrahman Taği'nin divanhanesi olan küçük binada Şeyh Nurettin Mutluya yapıyoruz. Bu medrese Said Nursi gibi pek çok âlimin yetiştiği bir yer.