Sakın, ey ihvân-ı vatan! Sefahetlerle ve dinde lâubaliliklerle tekrar öldürmeyiniz
Demek, şimdiye kadar mezarda idik, çürüyorduk
Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Divan-ı Harb-i Örfî adlı eserinden bölümler)
Bu inkılâb-ı azîmin fatihası mu’cize gibi başladığı için bir fâl-i hayırdır ki, hâtimesi de pek güzel olacaktır. Şöyle ki:
Bu inkılâp, fikr-i beşerin ağır zincirlerini parça parça ve istidâd-ı terakkiye karşı setleri zîr ü zeber ederek, hükûmeti varta-yı mevtten tahlis ve bu millet-i mazlumede cevahir-i insaniyeti izhar ve âzâde olarak kâbe-i kemâlâta doğru gönderdiği gibi, hatimesi de, yani otuz sene kadar rengârenk sefahet ve isrâfat ve hevesat ve lezaiz-i nâmeşrua gibi seyyiat-ı medeniyet, devlet-i medeniyeti, hükûmet-i müstebide gibi inkıraza sevk eden umurlar maddeten zararını ihsas edeceğinden, o muzlim ve kesif olan sehab, arzu-yu umumî ile münkeşif olduğundan, şems-i şeriat ve mâkesi olan kamer-i medeniyet, berrak ve saf ve esâsatta Asya’yı ve Rumelini tenvir ve mutazammın olduğu istidad-ı kemâlin tohumları hürriyetin yağmuru ile neşvünemâ bularak rengârenk elvan ile tezyin edeceğini, bu fâl-i hayır bize müjde veriyor.
Bir mu’cize-i Peygamberîdir (a.s.m.) ve bu millet-i mazlumeye bir inayet-i İlâhîdir ve cemiyet-i milliyenin niyet-i hâlisânesinin bir kerametidir ki, bu maden-i saadet ve hürriyet olan şeriat dairesindeki ittihad-ı kulûb ve muhabbet-i millî elimize meccanen girdi. Milel-i saire, milyonlarla cevahir-i nüfus feda etmekle kazandılar. Ölmüş olan hissiyat ve âmâl ve müyülât-ı âliye-i milliyemizi ve ahlâk-ı hasene-i İslâmiyemizi bu küre-i arz denilen, cezbe tutmuş mevlevî gibi meczup cevvâlin simâhında tanin-endâz ve umum milleti sürur ile bir garip ihtizaza getiren sadâ-yı hürriyet ve adalet nefh-i sûr-u İsrâfil gibi hayatlandırıyor.
Sakın, ey ihvân-ı vatan! Sefahetlerle ve dinde lâubaliliklerle tekrar öldürmeyiniz. Ve bütün efkâr-ı fâsideye ve ahlâk-ı rezileye ve desais-i şeytaniyeye ve tabasbusata karşı şeriat-ı garrâ üzerine müesses olan kanun-u esâsî Azrâil hükmüne geçti, onları öldürdü.
Ey hamiyetli ihvân-ı vatan! İsrâfât ve hilâf-ı şeriat ve lezaiz-i nâmeşrua ile tekrar ihyâ etmeyiniz.
Demek, şimdiye kadar mezarda idik, çürüyorduk. Şimdi bu ittihâd-ı millet ve meşrutiyet ile rahm-ı mâdere geçtik, neşvünemâ bulacağız. Yüz bu kadar sene geri kaldığımız mesafe-i terakkiden, inşaallah mu’cize-i Peygamberî (a.s.m.) ile, şimendifer-i kanun-u şer’iye-i esasiyeye amelen ve burak-ı meşveret-i şer’iyeye fikren bineceğiz. Bu vahşet-engiz sahrâ-yı kebiri zaman-ı kàsırada tekemmül-ü mebâdi cihetiyle tayyetmekle beraber, milel-i mütemeddine ile omuz omuza müsabaka edeceğiz. Zira onlar kâh öküz arabasına binmişler, yola gitmişler; biz birden bire şimendifer ve balon gibi mebâdiye bineceğiz, geçeceğiz. Belki câmi i ahlâk-ı hasene olan hakikat-i İslâmiyenin ve istidad-ı fıtrînin, feyz-i imanın ve şiddet-i cû’un hazma verdiği teshil yardımıyla fersah fersah geçeceğiz. Nasıl ki vaktiyle geçmiştik.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Memleketimde mektep-medrese açtırmak üzere geldim
Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum
Şeriatın bir hakikatine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım
Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır
Neme lazım demediğimden bu mahkemeye girdim
Hükûmetin işine karışmayacağız, hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz
Adalet namazında kıbleniz dört mezhep olsun
Gazeteler iki yanlış kıyas ile İslam ahlakını sarstı
Heyecanı teskin ettim, yoksa bir fırtına daha olacaktı
İttihad-ı Muhammedinin (asm) tarifi budur
İşittim ki, askerler bazı cemiyetlere intisap ediyor
Anladım iş fena, itaat muhtel, nasihat tesirsizdir
Askerler içine Cuma günü ulema ile beraber gittim
Bediüzzaman: Dünyevî bir saadetimiz bir cihetle bilim ile olacak
Bu ömürden sonra sırf âhireti düşünmek lâzım
Biz ki hakikî Müslümanız aldanırız fakat aldatmayız
Onu âlimlikle yâdetmek ilme husumettir
İtaat-i askeriyeyi, âmâl-i nâmeşruaya feda etmeye ihtimal verdiler
Bir insan yılan sûretine girse yahut bir velî haydut kıyafetine girse
Hak daima üstün gelir; hakka galebe edilmez, millet uyanmış
Alem-i İslâmın terakkisinin birinci kapısı şeriat dairesindeki hürriyettir
Vatandaşlarıma ve kardeşlerime birkaç söz söyleyeceğim
Bunu yapmak Avrupaya yönelip namaz kılmak gibidir
Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâmdır
Yaşasın Kur’ân-ı Kerîmin Kanun-u Esasîleri
Eğer böyle olursa bu millet-i mazlumenin terakki edeceğini müjde veriyorum
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.