“Terörün Dinamikleri ve Çözüm Yolları’’ Panelini kısaca değerlendirmeye çalışalım:

Bir ülkede; düşünce ve ifade hürriyeti yoksa bir etnik kimlik daima ön plana çıkıyor. Diğerlerini de baskı altında tutuyor, sürekli mağdur ediyor, ırkçılık yapıyor, yok sayıyor veya kendine benzeştirmeye, psikolojik baskılarla korku ve güvensizlik ortamı oluşturulmaya çalışıyorsa, iman zafiyeti, din cehaleti, ekonomik geri kalmışlık, işsizlik ve kanun dışı birçok uygulamalar varsa, uluslar arası kabul görmüş hukuk kuralları yoksa, vatandaşın bir kısmını sıvazlayıp bir kısmını da mahrum bırakma politikaları uygulanıyorsa, o ülkede terör ve anarşinin olmaması mümkün değildir.

Hiç kimse yok sayılmak, korkuyla yaşamak, baskı altında kalmak, susturulmak ve haksızlığa uğramak istemez. Bunların hepsi çatışma nedenidir ve sonu da teröre çıkar. Bu nedenle panelde konuşan değerli ilim adamlarımızın tesbitlerini özetle şu şekilde ifade edebiliriz:
 
1-Düşünce ve ifade hürriyeti sağlanmalıdır.
2-Irkçılık, yani menfî milliyetçilik yapılmamalıdır.
3-Farklılıklar bir zenginlik ve birbirimizi anlama unsuru olarak görülmeli, benzeştirmelere göz yumulmamalıdır.
4-Yeni bir “vatandaşlık” ve “aidiyet” tanımı yapılmalı, etnik mağduriyetler giderilmelidir.
5-Güven ve hoşgörü ortamı sağlanmalı, vesvese ve korku politikalarına fırsat verilmemelidir.
6-Başta dînî cehalet olmak üzere, her alandaki cehalet yok edilmelidir.
7-Yoksulluk ve işsizliği önleyici, sanat, ticaret ve ziraat alanlarındaki ekonomik politikalar geliştirilmeli ve en ileri teknolojiler kullanılarak uygulanmalıdır.
8-Birleştirici ve kaynaştırıcı politikalar uygulanmalı, ortak değer ve bağlara sahip çıkılmalıdır.
9-Fen ve din ilimleri birlikte okutulmalı, eğitimde aile ve okul birlikteliği sağlanmalıdır.
10-Kuvvet kanunda olmalı, kanun dışı uygulamalara asla izin verilmemelidir.

Görüldüğü üzere daima ön planda olan insanın temel ihtiyaçları ve haklarıdır. Gelişmeler fıtrata uygun tarzlarda tanzim ve takip edilirse, insanlar kendi aralarındaki alışverişlerde ve muamelelerde kendi haklarına razı olurlar ve bütün kuvveti de toplumun ortak aklı olan kanunda bilirlerse fazla bir sorun çıkmayacaktır. 

Bu panel, bizlere İlâhî maksada rızayı, kanunlara saygıyı ve haklara riayeti hatırlatmış, küskünlere ve dargınlara da bir zeytin dalı uzatmıştır. Panelin özellikle Peygamberler diyarı Şanlıurfa’da yapılması çok anlamlıdır. Verilen mesajların, birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun, hatta sabrın bire bir yaşandığı yer ve mekânlardan kalplere atılan birer tohum hükmüne geçmesini temenni ediyor, bu panellerin devamını diliyorum.

Paneli düzenleyen Akademik Dayanışma Araştırma ve Geliştirme (ADAG) Vakfı Şanlıurfa Şubesi Başkanı Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Yılmaz’a, Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmail Yıdız’a,  açış konuşmasını yapan ve paneli yöneten Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ADAG Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy’a, çok değerli konuşmacı hocalarımıza, maddî ve manevî katkıları olan herkese ve katılımcılara çok teşekkür ediyorum.

[email protected]