Sen misin S. Nursiyi merak eden?

Sen misin S. Nursiyi merak eden?

Binghamton Üniversitesinden Kaya Akyıldız, Türkiye'de farklı konuları ele alan sosyologların nasıl dışlandığını Şerif Mardin'in Said Nursi örneğiyle anlattı

Risale Haber-Haber Merkezi

Binghamton Üniversitesinden Kaya Akyıldız, Türkiye'de farklı konuları ele alan sosyologların nasıl dışlandığını Şerif Mardin'in Said Nursi örneğiyle anlattı.

Radikal 2'deki yazısında geçtiğimiz haftasonu Türk Sosyal Bilimler Derneği'nin, II. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi'ni tertiplediğini ifade eden Akyıldız kongrede ele "alınmayan" konulara dikkat çekti.

Akyıldız, "Kongrede son yıllarda tartıştığımız, Türkiye toplumunu sağıyla soluyla bölen ve gündemimizden hiç çıkmayan tartışmalara girilmemiş. Ergenekon davası dolayımıyla gündeme gelen askeri vesayet, yargı-hukuk ilişkisi, demokratikleşme, egemenliğin tecelli tarzları ve siyasal haklara dair doyurucu bir şeyler bulmak mümkün görünmüyor. Keza açılımlar vesilesiyle şedit kamplaşmalara neden olan Kürt sorunu. Ermeni Soykırımı, Alevi meselesi, İslam, Kıbrıs vs. mevzulara dair bir tartışma çabası olduğunu söylemek de güç. Gündemden bu kadar kopuk ve bu derece apolitik, yaşadığı toplumun meselelerine bu kadar bigâne bir çerçeve çizebilmek nasıl mümkün olabilir, üstelik sol muhalif karakteri baskın bir konferansta!" dedi.

"Peki niye böyle oldu?" sorusuna yine kendisi cevap veren Akyıldız, aralarında Said Nursi kitabı yazdığı için afaroz ilan edilen Şerif Mardin'in de bulunduğu isimleri örnek verdi. Akyıldız yazısını şöyle sürdürdü:

"Kemalist üniversiter kültürün "sınıfsız sömürüsüz kaynaşmış bir kitle" olduğumuz için kimi konuların üniversitede çalışılmasını çeşitli vasıtalarla engellediği bildiğimiz bir vakıa. Dolayısıyla laik Türk milliyetçiliğinin anlattığı hikâyeye yöneltilmiş itirazlar amacı Atatürkçü kafalar yetiştirmek olan üniversite düzeneği tarafından kadük kılınıyor.

"Örnek mi? Türbanı anlamaya çalışan Nilüfer Göle'nin ya da Said-i Nursi'yi merak eden Şerif Mardin'in küçümsenmesi (Akademisyen hiç İslam ya da türban çalışır mı? Ne gereği var meşrulaştırmanın!), sınıf olgusuna baktığı için Çağlar Keyder'in yok sayılması, (Memleketimizde sınıf mı var ki böyle şeyler çalışılıyor?) Kürt meselesinden bahsettiği için İsmail Beşikçi'nin gördüğü zulüm (Kürt mü? Bölge geri kalmıştır, toprak reformu yapılmalıdır, Kürt deyip bölücülük yapmamak lazım, Türk bir ırkın adı mı ki vs.), Ermeni Soykırımı bahsine dair devletin tezini dillendirmeyen birine son zamanlara kadar rastgelinememesi, ordunun sistemdeki yerinin ve milli hakikât rejiminin sorgulanmaması Kemalist bağnazlığın üniversitedeki icraatiydi ve bunda saşırılacak bir şey yoktu. Zaten bunun için kurulmamış mıydı üniversite? Ama sadece üniversiteye değil bütün bir siyasal kültüre rengini veren Kemalizm ve genel olarak otoriter milliyetçi zihniyet dünyamızın havuzunda yetişen herkes bir düzeyde içselleştirdi bu zihniyeti.