Sigara içenlerin unuttuğu 10 gerçek

Sigara içenlerin unuttuğu 10 gerçek

Sigara içenlerin belki de bir çoğu bu gerçeklerden habersiz.

Sigara üreticileri, 1998 yılında sigaraların içinde bulunan maddeleri yazmaya mecbur bırakıldılar. Sigaranın içinde 4 binden fazla kimyasal bulunduğunu biliyoruz. İşte sigarada bulunan en tehlikeli 10 kimyasal madde:

Amonyak: Nikotinin emilim oranını artırmak için kullanılıyor. Amonyak sıvı gübrenin de temel maddesi.

Arsenik: Tütün bitkisinde tarım ilacı olarak kullanılan arsenik, fareleri öldürmek için de kullanılıyor.

Kadmiyum: Filtrede bulunan ve tütünün asitli topraktan topladığı metalik bileşen, cep telefonlarının pilinin şarj edilmesinde kullanılıyor.

Formaldehid: Sigara dumanının ikincil ürünü ve renksiz bir gaz olan formaldehid, ölü vücutları mumyalamakta kullanılıyor.

Aseton: Ojeleri de çıkarmada ve tuvalet temizliğinde kullanılıyor.

Bütan: Sigara yakmaya yardımcı. Çakmak gazı olarak kullanılıyor.

Propylene Glycol: Bırakmayı önlemek için sigaralara ekleniyor. Nikotinin beyne ulaştırılmasını hızlandırıyor.

Terebentin: Özellikle mentollü sigaralarda kullanılan bu yağ, boyayı inceltmede ve tahtanın verniğini soymada kullanılıyor.

Benzen: Yanan sigaradan çıkan yan ürün olan benzeni tarım ilaçlarında ve benzinde bulabilirsiniz.

Kurşun ve nikel: Bu metaller de sigarada bulunuyor. Peki vücudunuz bu şeyleri nasıl sindiriyor?

Aslında, sindiremiyor. Vücut, dumanın her parçasını tam olarak ememiyor. Sigaradaki zararlı kimyasallar vücudunuzun her hücresini hırpalıyor. Duman kanı, cildi, akciğerleri, kalbi, tat ve koku alma duyularını ve dumanla temas eden her yeri etkiliyor.

Sigarayı bırakır bırakmaz, vücudunuz forma girmeye başlar. Kirpiksi ince tüyler uyanır ve tekrar süpürme işlemine başlar, tat alma tomurcuklarınız, üzerindeki katranla savaşır. Oksijen yeniden kalbinize ve vücudunuzun diğer bölümlerine tam gaz pompalanır. Günler, aylar, yıllar içinde kendinizi asla sigara içmemiş gibi hissedersiniz.

Sigara vücudumuza ne yapıyor?

Günde bir paket sigara içenler, her yıl akciğerlerine bir fincan dolusu katranı biriktiriyor. Az katranlı sigara ise efsaneden ibaret. Sigara üreticileri, mideye indirdiğiniz katran miktarını azaltmak için sigaranın filtresine küçücük delikler açtı. Maalesef, sigarayı tuttuğunuzda parmaklarınız bu deliklerin çoğunu kapatıyor ve düşük katranlı sigara içenler dumanı daha fazla derinlere çekiyorlar.

Dumanda bulunan kimyasallar, hemen kan dolaşımı sisteminizin içine emiliyor. Buradan, kalbinize ve vücudunuzun herhangi bir yerine doğru gidiyorlar. Kalbiniz, sigarayı yakar yakmaz daha hızlı çarpmaya başlıyor. Bu da günde 36 bin fazladan kalp atışı anlamına geliyor. Sigara dumanı düzensiz kalp atışına ya da aritmiye neden olabiliyor. Kanınızdaki oksijen seviyesi azalıyor, çünkü sigara içtiğinizde üretilen karbonmonoksit, vücudu bunun oksijen olduğuna inandırıyor. Vücut hücrelerinizin halen oksijene ihtiyacı olduğu için kalbiniz bu oksijeni sağlarken fazla mesai yapıyor.

Düzenli olarak sigara içmeye devam ederseniz, tat ve koku alma duyunuz da zayıflıyor. Çünkü katran dilinizi ve burun geçitlerinizi kaplıyor. Bu nedenle birçok sigara tiryakisi, yemeklerin tadının ve kokularının fark edilir oranda değiştiğini söylüyor.

Sigara içenlerin çoğu, hasarın akciğer, kalp, kan damarları ile tat ve koku alma duyusunda oluştuğunu düşünüyor. Birçok kişi, sigaranın ciltlerine verdiği zararı önemsemiyor. Ciltteki kan damarları sigarayı yaktığınızda daralıyor ve cildin sahip olduğu oksijen miktarı da sınırlanıyor. Bu da cildinizin kırışması anlamına geliyor. Sigaraya yeni başlayanlarda, gözlerin çevresinde ve ağız kenarlarında derin, koyu çizgiler oluşuyor. Cildin rengi grileşiyor ve yüz hatları süzülüyor. Sigara, ayrıca daha erken yaşlanmanıza neden oluyor.
Bugün