Kadir AYTAR
Sistem ve şahsiyetçilik
İyi bir yönetim ve hizmet sistemi; birliktir, dirliktir, kardeşliktir, hakka ve hürriyete sahip çıkmaktır, marifettir, kanuna saygılı olmaktır, muhabbettir, yönetişimdir. Sistem; toplumun hakimiyetidir, saadet sebebidir, şevk ve ulvi hislerin uyarıcısıdır.
Sistem; şahsiyetçiliği sarsılmaz bir demir direk gibi umumi bir fikre dönüştürür, herkesi eşit bir duruma getirir, topluma hayat verir. Sistem, durağan bir şey değildir, uygulandıkça gelişen, geliştikçe yenilenen, aksaklık ve tıkanmalar görüldükçe düzeltilen bir araçtır.
Şahsiyetçilik de; nefsani ve keyfi davranmaya, yüksek oranda hata yapmaya, kuvvete dayanmaya, tahakküm ve suiistimaller etmeye gayet müsait bir zemindir. Kalp zafiyeti ve vehim de işin içine girerse, sıkıntının derecesini hesap etmek oldukça güçleşir.
Şahsiyetçilikte şahsi çıkarlar ön plandadır. Sistem, işlerine gelmeyenler tarafından işlemez hale getirilmeye çalışılır. Kendilerine rahat hareket etme imkanı verecek sakat bir sistemi topluma dayatma ve görüntüyü kurtarma eğilimi görülür. Şahıslara endeksli bu sistem de daha işin başında sonuçları büyük oranda yok etme ve kesir darbı gibi küçülme yanılgısına düşürür.
Fertler tek başlarına hatadan hâlî değildirler ve fevri davranmaya müsaittirler. Sistemin ya da toplumun hata yapma oranı ise çok düşüktür. Bu nedenle de zamanın hükmüne tabi olup, manevi bir şahsiyet çatısı altına sığınıp, akılcı ve bilgili davranmak, kanuna ve toplumun fikrine riayet etmek önemli bir gerekliliktir. Bu gerekliliği görenlerin ve bu sırrın farkına varanların sistemli ve başarılı bir şekilde hizmetlerine devam ettikleri görülmektedir. Samimi ve akılcı bir şekilde uygulanan sistem çok fazla arızalar çıkarmayacaktır. Çünkü sistemin üyelerinde; sistemi tıkamak, şahsını düşünmek ve tahrip fikri yerine, tamir fikri hâkimdir.
Artık günümüzde, maddi olsun veya manevi olsun, bire bir kazandıran ferdi çalışmaların, bire bin, bire on bin gibi çok yüksek getirileri olan sistemli çalışmaların yanında hiçbir hükmü kalmamıştır. Öyle ise sistemli çalışarak hayat bulmak ve büyük hedeflere doğru yönelmek bir zarurettir. Bu nedenle Bediüzzaman özetle; Her zamanın bir hükmü vardır. Bu zamanın ruhu, zenbereği, kuvveti, ağası, hâkimi haktır, akıldır, marifettir, kanundur, ammenin efkarıdır. Kimin aklı keskin, kalbi parlak olursa, yalnız o yükselecektir der.
Yükselmek istiyorsak evvela içimizdeki nefsani arzulara ve ergenekonlara dur dememiz lazımdır. Bunu başarmak da iyi niyetli, yapıcı, uyanık, hür fikirli olmamıza bağlıdır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.