Yedi düvel doğudan vuruyor, içerden karıştırıyor; biliyor yüz yıllık rövanşa az kaldı. Bütün vuruşu; bütünlüğümüzü bozmak için, kardeşliğimizi kesmek için, uhuvvetimizi dağıtmak için. İçin için nefret ekiyor, kin ekiyor; son kaleyi düşürmek, son virajı geçmek için.

Figüranlara takılmak, küçük ayrıntılarda boğulmak, basit algılarla bakmak; büyük fotoğrafı görmeyi, asıl hedefi fark etmeyi, vurucu gerçeği bilmeyi engeller.

Kendi köklerimizde yeniden dirilmek, kendi kimliğimizle yeniden ayağa kalkmak ve bu ülkeyi kendimizin yönetmesini engellemek için bütün bu yapılanlar. Bazen onu kullanıyor, bazen bunu; suretler, isimler değişse de oyun değişmiyor.

Değişmeyen gerçek insi şeytanlar boş durmuyor, boşluğu affetmiyor, küçük bir ayrıntıyı kaçırmıyor. Yüz yıllık gonga ramak kala bütün desiseleriyle ifsat ediyor, bütün oyunlarını sergiliyor, bütün komiteleri harekete geçiriyor.

Şeytani deha biliyor Anadolu ayağa kalkarsa kendilerinin düşeceğini.

Kıtaların kesişme noktasında son çarpışmayı geçen, son vuruşu kazanan gelecek yüzyılın da sahibi olacak.

Sahip olduğumuz sorumluluk bizi nöbet mahallinde diri durmayı emrediyor. Aklen diri olmak, kalben hayattar olmak; ekonomide, sanatta, kültürde, teknolojide, medyada diri ve ileride olmak. Sadece ekonomi, sadece teknoloji, sadece siyaset yetersiz kaldığını görüyoruz, yaşıyoruz.

Uzun dönemde mücadele, bütün ögeleri tamamlamak, bütünlüklü yapı ile toplumsal kaynaşmayı sağlamak; sonra siyaset, ekonomi kolay ve kalıcı. Medya ile insanların zihinlerine, sanat ile hislerine, kültürle fikirlerine hitap etmek; rüzgâr alan bütün aralıkları kapatmak, evde huzuru sağlamak.

Sağlam ülke evini kim saldırabilir?

Kalp evi sağlam olanların oluşturduğu ülke de sağlam olacağı aklın kabul ettiği açık bir gerçek.

Yüz yıllık gerçekle yüzleşmek üzereyiz, belki biraz üzüleceğiz ama son gülen Hakka dayananların olacak inşaallah.