İsmail AKSOY
Son yolculuk
Hayatı da, ölümü de yaratan Cenâb-ı Hak Celle Şânuhû, Kur’ân-ı Kerîm’inde varlığın sebebi, en sevgili kulu Resûl-i Ekrem (a.s.m) Efendimiz’e : إِنَّكَ مَيِّتٌ وَإِنَّهُمْ مَيِّتُونَ “Sen de öleceksin, onlar da ölecektir “ buyuruyor.(1)
Her insan, fenâ âlemini terk edip ebedî ve bâkî bir âleme göç etmek üzere yaratılmıştır. “Yeryüzünde ne varsa hepsinin yok olacağını” كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ (2) Kitab-ı Kerîminde beyan buyurmuştur.
Tabutların üzerine serilen örtülerde ve levha olarak asılan panolarda ibretli bir âyeti hatırlamadan geçmek mümkün mü? كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ “Şüphesiz her canlı ölümü tadacaktır.” (3)
Şair ne güzel söylemiş:
İster bey ol, ister paşa.
İstersen bin yıl yaşa.
Bir gün ölüm gelir başa.
Öldüğün gün inanırsın…
Her gün bir akraba, bir dost, komşu veya tanıdık insanın sessiz yolculuğuna hepimiz şâhit olmaktayız. Geçen hafta Bursa’da çocukluk ve gençlik arkadaşımız değerli insan, muvahhit ve Kur’ân ehli emekli emniyet mensubu Nihat kardeşimizi orta yaşlarında Rahmet-i Rahman’a tevdi ettik. Çok kalabalık bir cemaatle berzah âlemine uğurlanan merhumun hayatındaki davranış ve tavırları cenazesinde tesirini göstermiş, yaşantısına uygun bir atmosfer oluşmuştu.
Mesleğimiz ve üstlendiğimiz misyonun icabı olarak namaz öncesi ölümün hakikati ve mahiyeti üzerinde gönüllere hitap eden hakikatleri seslendirmiş, Kur’ân âyetleri ve Hadis-i Şeriflerin rehberliğinde Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin 20. Mektupta Buhârî ve Müslim’de de geçen bir Hadîs-i Şerifin onbir kelimesinin izahını konu alan hakikatler üzerinde özetle durmuştuk.
Altlı üstlü bahçesiyle birlikte yoğun bir kitlenin doldurduğu câmide ikindi namazını müteâkip kılınan cenaze namazından sonra, ailenin ve çevrenin isteği üzerine kabristandaki duanın da haddimiz olmayarak tarafımızdan ifa edilmesinden sonra sokağın tamamıyla taziye mahalli olarak tanzim edilmesi dikkate değer bir husustu.
O anda düşündüm. Acaba böyle bir kültür ve cenaze için tertiplenen bu tarz bir taziye sistemi Müslümanlar dışında hangi millete veya fertlere nasip olabilmişti.
Avrupa sokaklarında böyle bir manzaranın hayali bile mümkün müdür?
Sahip bulunduğumuz bu sosyal realite neyin ifadesidir. Acaba Avrupalı bir sosyolog gözüyle bunun açılımı nasıl okunabilir? Veya milletin değerlerinden mahrum yerli sosyolog ve bilim adamlarının bu konuda diyecekleri bir şeyler yok mu? İncelenmeye değer bir konu değil midir?
Hele hele açıkhava dershanesi mahiyetindeki alanda okunan Kur’ânlarla birlikte Risale-i Nurlardan Kur’ânî mesajların seslendirilmesi ve cemaat tarafından ilgi ile dinlenmesi, Türkiye’de zindanlardan sokaklara taşan bir iman ve aksiyon hamlesinin bütün bir dünyada yankılanan Kur’ân sadâsıyla bütünleşmesi adına ne kadar sevindirici ve müjdeleyici bir gelişme değil midir?
Anadolu; yaylalarıyla, haneleriyle, medreseleriyle, okuma programlarıyla, seminer ve konferans salonlarıyla, taziye evleriyle, minber ve mihraplarıyla, ders kürsîleriyle, seyyar dersaneleriyle Nur’un müjdesini ve bayramını fısıldamakta… Âleme ilân etmekte…
İşte dostlar… Bir ölümün ardından yaşadığımız duygulardan sadece bir nümune bunlar…
Her an böyle manzaralara hazırlıklı olalım. Hz. Ebubekir (r.a) der ki: “Hazırlıksız, azıksız kabre giren, gemisiz denize giren gibidir. (Denizin dalgaları onu yuttuğu gibi, kabir de hazırlıksız gideni yutar.)”
Sadece kabir taşlarına Fatiha yazarak rahmet beklemeyelim. Arkada kalıcı/ devamlı sadakalar (sadaka-i cariye) bırakarak ruhumuza kesilmeyen Fatihalar okutalım, Fatihayı hatırlatacak ameller, hizmetler icra edelim inşâallah… Arkamızda öyle nesiller bırakalım ki, ebedî yolculuğumuzda bizi yalnız bırakmasınlar !
Ölüm hakikatini anlatan ve haykıran ölüm nâsihinden, vâizinden dersimizi iyi dinleyelim.
Çünkü Allah Resûlü (s.a.v) ne güzel ifade buyuruyor: “Vâiz (öğüt verici) olarak ölüm yeter.” (4)
Kendi nefsime bu vesile ile bir daha soruyorum: Gerçekten ölüme yeterince hazırlıklı mısın?
NOT: Muş’un Nurşin beldesinde fedakâr bir grup genç kardeşimizle birlikte Nurlara hizmet eden ve abisini ebediyete büyük bir sabır ve metanet göstererek uğurlayan RisaleHaber okuyucularından, başta değerli genç kardeşimiz Harun Akova olmak üzere tüm aileye ve akrabalarına tekraren taziyelerimi sunar, Cenâb-ı Hak’tan sabr-ı cemîl, ecr-i cezîl temenni ederim. (İ.A.)
Dipnotlar :
1.Zümer, 39/30
2.Rahman, 55/26
3.Al-i İmran, 3/185
4.Feyzu’l-Kadîr, 5/3.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.