Stres, kişisel başarınızı engelleyebilir!
Stres, çağımızın en büyük sorunlarından biri. Depresyon, zihinsel ve fiziki olumsuzluklar... İşte, günümüzün rekabetçi dünyasının insana mirası...
Günümüz rekabetçi dünyasında birçok genç insanın kariyerlerinden, evlerinden, ailelerinden ve hatta yaşamlarından bıktıkları bazı dönemler yaşadıklarını görmek şaşırtıcı değil. Bu süreç birçoğumuz tarafından bir geçiş dönemi olarak algılanıp önemsenmese de aslında bu süreç bir insan hayatındaki en aldatıcı dönemdir ve dikkat edilmesi, özel rehberliğe tabii tutulması ve hatta psikologlardan yardım alınması gereken önemli bir süreçtir.
Stresle başa çıkabilmek için bir insanın önce stresin neden olduğu depresyonla bağlantılı olarak ortaya çıkan zihinsel ve fiziki sağlığı olumsuz etkileyen sonuçları bilmesi gerekir.
Ayrıca stresin ilk semptomları başladığı zaman tedavi etmek hayatın değer aşamalarında ortaya çıkabilecek strese bağlı sorunları engellemek açısından oldukça önemlidir.
Stresin bazı belirtileri şunlardır:
—Aşırı şikâyet.
—Artan sinirlilik.
—Uyku problemleri.
—Bireylerin sürekli yalnızlığı tercih etmesi.
—Aşırı sigara tiryakiliği.
—Aile ile iletişimin ve etkileşimin azalması.
—Sindirim bozukluğu ve iştah eksikliği.
—Dikkat eksikliği.
STRES NEDENLERİ
Stresin ana nedenleri arasında sevilen bir yakının ölümü, evlilik uyuşmazlıkları, aile problemleri ve çocuklardan ayrı kalma, uzun süreli hastalıklar, sakatlık, anne ve babanın çocuğa kötü davranması, saygısız çocuk, bir projenin zamanında yetiştirilmesi endişesi ve hatta bir sınav dahi sayılabilir.
Bir yazılım profesyoneli yaptığı araştırmalar sonucunda şu tespitte bulunmuştur: "Stres hayatımızın bir parçası ve büyümemiz sürecinde ve tıpkı diğer milyonlarca insan gibi modern dünyanın bize yüklediği hedeflere hırsla ulaşma çabalarımız sürecinde stres hep bize eşlik ediyor. Araştırmayı yapan uzman sözlerini şöyle sürdürüyor; “Zamanla bizler hatalarımız ve başarısızlıklarımız, kısacası eksikliklerimizle birlikte yaşamaya alışıyoruz ve her türlü gelişim ve değişimi bırakıyoruz.”
Bir olayın ters gitmesi üzerine eşine ve çocuklarına bağıran bir ev hanımı biraz zaman geçtiğinde bunun anlamsız olduğunu ve problemi büyütmekten başka bir sonucunun olmadığını anladığını söylüyor. Tabii ki böyle bir ev hanımının bu tepkiyi vermeden önce sorunun iyi bir analizini yapması daha gerçekçi bir tutum olacaktır. Bu tür bağırmalar ve tepkinin dışa vurulması hayatın değişik süreçlerinde sıkça tekrarlanan olaylardır. Mesele bir proje veya bir sunu ile uğraşırken bu durum meydana gelebilir. Bir insan ne kadar çok çalışırsa çalışsın bir röportaj yapmak veya bir konferansa katılmak gibi kariyeri açısından dış dünya ile iletişime geçtiği ve yüz yüze kaldığı dönemlerde kendini güvende hissetmiyor ve endişelere kapılıyor.
İnsanlar stresle baş etmek için çok farklı yöntemler deniyorlar. Bu yöntemlerin kimi çok ilham verici olurken kimi de oldukça üzüntü verici ve çaresizce yöntemler.
STRES İLE MÜCADELE
Stres altındaki birçok genç çoğu zaman gerçekçi olmaktan uzaklaşıyor ve düşünme yeteneğini bir anda kaybediyor ve bunun sonucunda da daha fazla hata yapıyor. Bu kişiler hayatları düzensiz olan kimselerdir. Bu tür bireyler zamanı değerlendiremez ve başarı ile başarısızlığı sürekli materyalist bir yaklaşımla ele alırlar. Bu tür insanlar genelde yaratıcıya inancı eksik olan ve hayatın ve yaratılışın gayesini bilmeyen kimselerdir.
Diğer yandan hayatın bir gayesinin olduğunu bilen inançlı kimseler karşılaştıkları sorunları inançları açısından bir imtihan olarak ele alırlar. Bu tür kişiler karşılaştıkları stres ile başa çıkarken karşılaştıkları problemleri de başarıya giden adımlar ve köşe taşları olarak algılar ve bu süreci sabır ile aşarlar. Bu kimseler yaratıcıya güvenen ve tevekkül eden ve çabalarının Allah nazarında boşa gitmeyeceğine inanan kişilerdir. Onlar bu dünyada yaptıklarının sonucu ne olursa olsun yaratıcı tarafından mükâfatlandırılacağı bilincine sahiptirler. Allah yüce Kuran’da şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ben erkek olsun kadın olsun sizden bir işte bulunanların işini boşa çıkarmam.” (Al-i İmran 3/195)
Yukarıdaki ayet aile hayatında ve işlerinde problemlerle karşı karşıya kalanlar için adeta bir anti-depresan işlevi görmektedir.
İyiliğe inanmak bir insana hayatındaki bütün sıkıntılar ve sarsıntılarda sebat gösterme imkânı sağlar. Bu işte veya kişisel yaşamımızda karşılaştığımız her türlü problemin pratik çözümüdür. İnancı kuşanmış bir birey hayatın problemlerine karşı sebat gösterebilmek için gereken ilahi gücü yeterice sahiptir.
Tanınmış bir gençlik danışmanı şöyle söylüyor; “Günümüzde birçok genç kıyasıya rekabet ile karşı karşıyadır. Bu rekabetçi yaklaşım, aile ilişkileri zayıf olması ve temel ahlak değerleri ile yer değiştiren iletişimsizlik nedeniyle daha da büyümektedir. Bu durum gençlerle yaşlılar arasındaki iletişimin azalmasına, stresli bir havanın hâkim olmasına ve ciddi problemlerin meydana gelmesine neden oluyor.
Bu durumlarda gençlere ve yaşlılara inananların aynı ailenin fertleri oldukları ve paylaşımcı olunması gerektiği hatırlatılmalıdır. Bu sadece gençlerin gönlünü almakla kalmayacak birçok kişiyi hayatın büyük ve küçük her problemine çözüm olan inanca da yöneltecektir.
Ferit Toprak - TimeTurk