Sultan Selim’in fikrini kabul ettim
“Risale-i Nur’da İttihad-ı İslam” kongresinin Tarih masası sonuç bildirgesi
Risale Haber-Risale-i Nur Enstitüsü Konya Şubesi tarafından yapılan “Risale-i Nur’da İttihad-ı İslam” kongresinin Tarih masası sonuç bildirgesi:
1- Kelime anlamı İslam Birliği olan İttihad-ı İslam genel manada Müslümanlar arasında ticari, kültürel, siyasi, hukuki her alanda birlik ve beraberliği ifade eder. Bediüzzaman Said Nursi İttihad-ı İslamı ‘Şarktan Garba Cenuptan Şimale uzanan bir silsile-i nurani ile merbut bir daire’ (1) olarak tanımlamıştır.
2- Bediüzzaman Said Nursi, Mutlakiyet, İttihat ve Terakki ve Cumhuriyet olmak üzere yaşamış olduğu üç devirde de hep İslam Birliği fikrini savunmuş ve Müslümanların kurtuluşunu bu fikrin hayata geçirilmesinde görmüştür. Bu fikrin hayata geçmesi için gayret sarf edenlerin çalışmalarını takdirle karşılayan Bediüzzaman, bunlardan birisi olan Yavuz Sultan Selim hakkında, 31 Mart hadisesi münasebetiyle yargılandığı mahkeme olan Divan-ı Harbi Örfi’de ‘Sultan Selim’e biat etmişim. Onun İttihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim’ diyerek Yavuz Sultan Selim’e ait
“İhtilâf u tefrika endişesi
Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni.
İttihadken savlet-i a’dâyı def’e çaremiz,
İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni” şiirini neşretmiştir.
3- “İttihad-ı Muhammediye’ye dahil misin?” sualine: ‘Maaliftihar! En küçük efradındanım. Fakat, benim târif ettiğim vecihle ve o ittihaddan olmayan, dinsizlerden başka kimdir, bana gösterin’ (2) şeklinde cevap vererek İttihad-ı islamın bütün Müslümanları içine aldığını belirtmiştir.
4- Said Nursi Hazretleri 1911 senesinde Şam’daki Emeviye Camii’nde verdiği hutbesinde: ‘Bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslamdır’ (3) sözüyle İslam aleminin içinde bulunduğu parçalanmış durumdan ancak İttihad-ı İslam düşüncesinin hayat bulmasıyla kurtulabileceğini ifade etmiştir.
5- Said Nursi İttihad-ı İslamı hayata geçirmek için hayatının sonuna kadar gayret göstermiş bu çerçevede Halk Partisi Hükumetini: ‘Eğer şimdi, eski zaman gibi kahramancasına Kur’ân’a ve hakaik-i imana sahip çıkmazsanız, âlem-i İslâmın muhabbet ve uhuvveti yerine, dehşetli bir nefret; ve kahraman kardeşi ve kumandanı olan Türk milletine bir adavet etmesine sebebiyet verecek’ (4) şeklinde ikaz etmiştir. Aynı şekilde, Demokrat Parti döneminde İslam devletleriyle kurulan ittifakları desteklemiş ve memnuniyetini ifade etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursi İttihad-ı İslamın şartlarını da tesbit etmiştir. Bunlar:
-İslam milliyetini esas almak;
-Şura ve meşveret;
-Esaslarda ittifak etmektir şeklinde sayılabilir. (5)
6- Said Nursi bütün hayatı boyunca İttihad-ı İslamı savunmuş, ırkçılığı, bölücülüğü çağrıştıran her türlü harekete karşı çıkmış ve İnnemel Müminine İhvetün (Müminler Ancak Kardeştirler Hucurat Suresi 10) ayetini hayatına rehber etmiştir. Bugün O’nun İttihad-ı İslam düşüncesine her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Çünkü İslam aleminin içinde bulunduğu dağınık ve perişan durumdan kurtulabilmesi ancak Müslümanların birlik ve beraberliğinin sağlanması suretiyle onun çağrısına kulak vermekle mümkün olacaktır. Bu konuda kendisi gelecekten ümitvardır. Bizleri de gelecekten ümitvar olmaya davet etmektedir. Yazımızı Said Nursi’nin ‘Evet Ümitvar olunuz şu istikbal inkılabı içinde, en yüksek gür sada İslamın sadası olacaktır’ (6) sözüyle bitiriyoruz.
Dipnotlar:
1-Divan-ı Harbi Örfi sh:19
2-Divan-ı Harbi Örfi sh: 19
3-Hutbe-i Şamiye sh: 90
4-Emirdağ Lahikası sh: 218
5-Hutbe-i Şamiye sh. 98
6-Tarihçe-i Hayat sh.: 210