Ankara’ya yıllar önce Bediüzzaman Hazretleri’nin talebesi ve Ankara temsilcisi olarak gelmişti.

Bir elçi olarak, görüşeceği konuları ve talepleri ilgili mercilere iletiyordu.

Ankara'yı "en kara" bir halde görüp ümitsizlik hissinin harekete geçtiği demler olsa da; o Üstadın müjdeleri sayesinde bu hislerini devre dışı bırakan haller yaşıyordu dünyasında…

Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin mükerrer talepleri ile Üstadın şahsına ve makamına gönderdiği Risale-i Nur külliyatını takdim etmişti.

Üstad, Diyanet’in Risale-i Nur'u basmasını istemişti.

İşte hafta sonu Ankara'da, kadim dava arkadaşlarının, nur talebelerinin ve ehl-i imanın karşıladığı Sungur Ağabey vardı. Ağabey manen aramızdaydı. Öyle beyan etti bir çok hazirun.

Oldukça memnundu, tebessüm hali vardı. Her zamanki şefkati ile sarıyordu kendisini karşılayan ihtiram halindeki yol arkadaşlarını gönüllerini.

Ağabey "külli mana" ile hemhaldi. Bakışları, risale sayfaları ile kâinat sayfalarını birlikte mütalaa ettiği dersin tefekkürü ile oldukça ümitvar idi.

Şevk dolu bir cezbe ile Diyanet'in bastığı kitapları mütalaa ediyordu.

Üstadın tevdi ettiği vazifenin 60 yıl sonra da olsa tahakkuk etmesinin huzuru ve saadeti ile mesuttu.

Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez Hocamızın kendisini hastane de ziyaretinin bu güne tekabül eden meyveleri ile mesrurdu.

Kendisini Ankara'da karşılayanlar arasında, yakın arkadaşlarından Ulucanlar Cezaevi’nden arkadaşı ve yoldaşı Said Özdemir Ağabey ile İstanbul’da sık sık beraber olduğu Fırıncı Ağabey ile karşılamaya niyet eden ve sağlık sebebiyle duasını gönderen Abdullah Yeğin Ağabey vardı.

Anadolu’da karış karış Son Şahitler’in izini süren emektar araştırmacı Necmeddin Şahiner ağabey ise ibret dolu hatıra ve hafıza kaydını paylaşıyordu.

Manevi evlatları Ali İhsan ve Sabri Abiler heyecanlıydılar.

Aksaçlı Aziz Abi vardı Ankara'yı temsilen. Hanımlar çocuklar, gençler, yaşlılar bir aradaydı.

Anadolu'dan Timurlar, Ceylan ailesinden Said’ler, Gürbüzler, Cemaleddinler, Aliler, Ömerler oradaydı.

Resmi bir davet yoktu karşılamada. Bir dua ve tazim ile nurani ziyafet hakimdi.

Çankaya'da, rahmetli serdengeçti’nin tabiriyle “Said Nur ve talebeleri “vardı.

Sungur Ağabey’in takipçisi olduğu davanın Ankara programında müjdelerin tahakkuk etmesinin vecd ve şükür içinde huşusu vardı.

Bize, aramızda gibi bu hissi ve şuuru veren ağabeyimizi vefatının 3. sene-i devriyesinde böyle yaşadık elhamdülillah.

Allah gani gani rahmet etsin.

Hayattayken vesile olduğu hizmet anlarından birini bir demet nur tadında yaşadık yine.

Risale Akademi’nin düzenlediği anma programı, daha önce de ağabeyimiz hayattayken, Karabük’te belediye ile birlikte yapılan anma programının ikincisiydi. Allah, emeği ve duası geçen herkesten razı olsun.