Temiz bir sayfa

Siyaset ne kadar silik, ne kadar kandırıcı, ne kadar aldatıcı, ne kadar oynatıcı bir oyuncak; ne isabeti var ve de sahiciliği… Demir adam ona ne kadar güzel felsefe getirdi; dün dündür, bugün bugün… Dün beyaz dediğine bugün siyah diyor, yarın için bir şey demek erken; doğrulukmuş, dürüstlükmüş, hakkaniyetmiş hak getire; varsa da yoksa da 360 derece döndüğü koltuğu, yaş kaç olursa olsun değişen bir şey yok… En sabit gerçek bu olsa gerek…

Ne kadar söylesek de siyasetin öğütücü, eğreltici, yamultucu kurallarını bilemeyiz; hamuru az suyu çok bir mevzu… Şeytani siyasetten Allah’a sığınan Bediüzzaman ne kadar haklı, ne kadar isabet etmiş, geçen onca sene onun fikir ve tahlillerini nakıse getirmemiş bilakis doğrulamış, zamanın bediisi olduğunu ispat etmiş…

Bediüzzaman’ın siyasi görüşünü anladığını ifade eden, getirdiği yorumlarla "Risale-i Nur bu partiye işaret ediyor" diye, inatla savunanın ne kadar yanıldığını gördük, görüyoruz…  Son otuz yıllık netice çıkmaz sokak; geriye çıkmak istiyor çıkamıyor, ileriye gitmek istiyor demir gibi duvar; en sonunda da Menderes savunucusu değil Ergenekon savunucusu cinin doruğuna çıkmış avukat DP’nin başına geçti… Bu mu isabet, bu mu istikamet? Bunun da tevili var mı?

Bediüzzaman, İttihat ve Terakki'ye girmiş ve çıkmış, inatla "istikamet budur, sözümden dönmem" dememiş, hakikatten dönenleri terk etmiş, daha doğrusu onlar onu bırakmış…

Hem öyle yorum yapar dilediğin partiye destekleyebilirsin, seni bağlayan bir durum, günahıyla sevabıyla neticesi sana ait; Risale adına bir partiye angaje olmayı zorlarsan hakikat ve adalet karşına çıkar; küçük düşer, küçülürsün, geçmişteki yaptıklarınla avunup durur, sermayeden yersin, artık son demde sermaye de kalmadı…

Bunca kabiliyet, bunca değer niye heder oldu dersin; hepsi mi yanlış yaptı, hepsi mi isabet etmedi; sürüden ayrılanı kurt kaparmış, hangi sürü?

Hem cemaat, aynı partiye oy verenlerden oluşan bir topluluk değil ki; onları bir arada tutan çok daha ulvi, çok daha bağlayıcı muhabbet ve uhuvvet bağları var, yoksa cemiyet olursun…

"Şu şunun devamı, bu bunun, öyleyse bunu desteklemeliyiz" gibi dogmatik düşünce, eksik noksan ve yanıltıcı bir anlayış; hala seksen sonrası kırılmayı anlayamamanın göstergesi…

Yapılacak olan nedir? Siyaset üstü tavır sergileyerek, siyasete yön vermek; kim hakkı ifade etmişse yanında olmak, kim yanlış yapmışsa karşısında olmak, herkese yakın herkese uzak olmak… Artık sınırlar kalkıyor, partiler tabelalar da kalkmalı bizim için, sadece imanı anlatmalıyız bütün partilere partililere; vazifemiz ulvi, gayemiz âli…

Siyaset sabunuyla temizlenilmez, tövbe istiğfar ederek Rahman ü Rahim’e dönüp bizi istikamet üzere iman hizmetinde muvaffak etmesi için hep birlikte dua edelim, muhabbet ve uhuvvetle tekrar birbirimize sarılalım, yüreğimizdeki kirleri temizleyerek temiz bir sayfa açalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum
  • M.SAid CAKIR / 18 Mayıs 2009 Pazartesi 08:27

    DP kongreye gidiyor bir baskan seciyor.Baskanı begenmeyenler bunun hesabını onu secenlerden soracagına,baska adreslere mesajlar gonderiyor.
    Bu adaletsizliktir Huseyin abi.
    Keske "banane" deyip gecseydiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Abdülkadir Karabiber / 18 Mayıs 2009 Pazartesi 13:52

    Seni tebrik ederim. Aynı hissiyatı paylaşıyorum. Kendimize dönüp bakalım. Her zaman haklı olma iddiasından vazgeçsin birisi.
    Abdülkadir Karabiber

    Yanıtla (0) (0)
  • Mesut Topcu / 18 Mayıs 2009 Pazartesi 14:10

    Kaleminize kuvvet.Bu kadar net bir tarif yapılabilirdi.Allah razı olsun.Son kongrede iyice anladıkki misyon hikaye.şahsi ilişkiler yıllarca misyon diye yutturulmuş.ve bu ilişkiler o kadar ilerideymişki ergenekon kardeşliğinde bile buluşmuş.said çakır beyede burdan bir çif lafım var.nurcuları temsil makamında olanlar attıkları her adıma dikkat etmeliler.ergenekoncularla kolkola olmamalılar.dersanelerde parti içi kulisler yapılmamalı.vakıflar partiyi düzeltmeye çalışmamalı.risalei nur yerine parti tüzüğü, üstat yerine demir adam ve avaneleri konuşulmamalı.nurculara yakışmıyor.artık yeter zamanı geldi.akılların "modern ağaların" cebinden çıkarma zamanı geldi vesselammm

    Yanıtla (0) (0)
  • Ahmet Ersoy / 18 Mayıs 2009 Pazartesi 18:09

    Yılladır bıktık bu siyaset dedikodularından...Artık Dersanelerimizde bilmem hangi vakıf tarafından hazırlanmış uyduruk misyon hikâyelerini dinlemek ve okumak istemiyoruz. Ne misyonu ? Şahıslara takılmayacakmışız ! Bunda da bir hikmet arıyacaklar, kim bilir. Ama artık cemaati hiç bir kuvvet Nurların mihverinden, cazibesinden uzaklaştıramz. Bizim Ergenekoncularla, Süfyancılarla, rejimin bekçileriye, milleti CHP zihniyetine sürüklemek isteyenlerle işimiz olmaz. Onlara tek tavsiyemiz milleti ve hasseten Nurcuları aldatmaya asla tevessül etmeyin ! Bizden uzak durun, mezar sizi bekliyor...

    Yanıtla (0) (0)
  • YUSUF BEYAZ / 18 Mayıs 2009 Pazartesi 18:50

    Hüseyin bey, kalemine sağlık. Bu memlekette kasıtlı ve bilinçli olarak bazı kavramların tanımı muğlaklaştırılıyor ve içi boşaltılıyor. Sebebi ye ye tükenmez miras malzemesi yapabilmek için. Kemalistlerin kutsal şahsiyeti, laiklik ve irtica kavramları... Her zaman işe yarar. Bütün darbelerin, hırsızlıkların arsızlıkların sığınma kalkanı.
    temsilde hata yok, tembel mirsa yedi demokratlar da merhum mendersin 10 yıllık efsanevi başarısının mirasını yiye yiye bitiremiyorlar. Konjönktür gereği bazen darbecilerle beraber olurlar, darbeleri alkışlar sanki irisyet hakkı gibi dönüp yine demokrat misyona geliyorlar. Yüzsüzlük diye buna denir. Demokrat misyona ihanet ve onun gerçek varislerine hakaret de ancak böyle olur.
    Düşünce, felsefe ve davranışla demokrat olunur ayak oyunları ile değil.
    Ya bunlar insanları gerçekten ahmak zannediyorlar veya ahmak yerine koyuyorlar.

    Yanıtla (0) (0)