Bismillahirrahmanirrahim

İ'lem eyyühe'l-aziz!

Çekirdek ağaç olmazdan evvel, yumurta kuş olmazdan evvel, habbe başak vermezden evvel binlerce imkan ve ihtimaller içerisinde ve binlerce suret ve şekillere girmek kabiliyetinde iken, o eğri büğrü ihtimaller, yollar içinden çekilip doğru ve müstakim müntec bir şekle, bir vaziyete sevk edilmelerinden anlaşılır ki, o tohumlar, evvelce de Allamü'l-Guyübun terbiye, tedvir, tedbiri altında imişler.

Sanki o tohumların herbirisi, kudret kitaplarından istinsah edilmiş küçük bir tezkeredir. Yahut bir fihristedir, ilm-i ezeliden alınmıştır. Yahut kader kitaplarından yazılmış bazı düsturlardır. (Mesnevi-i Nuriye, Şûle, s. 200)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
HABBE : Dâne, tohum, parça.
MÜSTAKÎM : İstikamette giden, doğru yolda olan.
MÜNTEC : Neticelenmiş, sonu belli olmuş.
ÂLLÂMÜ\'L-GUYÛB : Gaybı (görünmeyen âlem) hakkıyla bilen Allah.
TEDVÎR : Döndürme, çekip çevirme, idâre etme.
İSTİNSAH : Yazarak çoğaltmak.
İLM-İ EZELÎ : Cenâb-ı Hakk\'a ait zaman ve mekânla sınırlı olmayan sonsuz, ezelî ilim.
DÜSTUR : Kaide, prensip, ölçü, ayar.