Toplumun çoğu Said Nursi'yi sahiplendi
Bediüzzaman Said Nursî, yaşadığı dönemde kıymeti bilinmemiş şahsiyetlerden.
Samet Altıntaş'ın haberi:
Üstad Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat'ta yaşadığı çileli hayatı şu sözlerle anlatır: "Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki nâmına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harb meydanlarında, esâret zindanlarında yâhut memleket hapishânelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefâ, görmediğim ezâ kalmadı..." Çağın vicdanı Bediüzzaman, bugün Risale-i Nurlar ile dünya fethini gerçekleştiriyor. Onu zamanında yakın çevresi ile dahi görüştürmeyenler, bugün milyonlarca talebeleri ile konuşmasını seyrediyorlar.
Mustafa Çalışan'ın kaleme aldığı ve Diya Kitap'tan çıkan "Asrı Güzelleştiren Adam: Bediüzzaman", Said Nursî'nin bugün nasıl toplumun büyük bir kesimi tarafından sahiplenildiğini anlatıyor. Kitapta, Üstad'ın örnek hayatı, mefkûresi, ideali, gelecek projeksiyonu sade bir anlatım ile aktarılmış. Üstad'ı herkes anlasın diye kitabı yazdığını dile getiren Çalışan, Bediüzzaman'ı tanımak isteyenlere katkıda bulunduğunu söylüyor. Eserde Bediüzzaman, 'abiler'den resmî cenaha, aydınlara geniş bir yelpazenin gözünden anlatılıyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Üstad, ülkeyi engin bir şefkat ve dupduru bir samimiyetle kucaklamıştır." sözü, kitabın ana temalarından. Çalışan, "Bizim çalışmamız, Üstad ve Risale-i Nur'la yeni tanışan ve tanışmak isteyenlere topyekûn bir bilgilendirme amacına matuftur." diyor. Yazara göre, her kesim ve makamdan Said Nursî'yi sahiplenenlerin olması, Üstad'ın davasının ve idealinin isabetliliğini gösteriyor. Üstad'ın suçlandığını, iftiralar atıldığını, zehirlendiğini, aç bırakıldığını hatırlatan Çalışan, Said Nursî'nin edilen her ezânın altından güçlenerek çıktığını söylüyor. Bediüzzaman'ın kendi yazdığı Risaleleri dahi sahiplenmediğini belirten Çalışan, "Bugün Risale-i Nurlar umumun malı, yani isteyen, benimseyen, sahip çıkan herkesin eseridir." ifadelerini kullanıyor. Bediüzzaman'ın tebrik ve takdire layık bir hayat sürdüğünü dile getiren Çalışan, onun hâlâ konuştuğunu vurguluyor.
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un, "Victor Hugo'lar, Şekspir'ler, Dekart'lar edebiyatta ve felsefede Bediüzzaman'ın bir talebeleri olabilirler." değerlendirmesi Üstad'ın mütevazı bir yaşam sürmesine rağmen ne kadar yüksek fikirler taşıdığına bir gösterge. Kitapta, çok farklı şahsiyetlerin tespit ve gözlemleri ışığında değerlendirmeler söz konusu. Çalışan da bu durumu şu sözlerle açıklıyor: "Bu eser, okuyucuya Üstad'ın farkındalığını ve evrensel ilgi odağı oluşunu göstermektedir. Bütün bunlar, Bediüzzaman'ın yeni kitlelerle tanışmasına vesile teşkil edecektir kanaatindeyim."
Prof. Dr. Suat Yıldırım'ın yaptığı tespit bir dönem ile de yüzleşilmesi gerektiğine işaret ediyor. Yıldırım, Bediüzzaman'ın hizmetinin Türkiye'ye sığmayıp İslam dünyasına hatta dünya ülkelerine ulaştığını yineliyor. Böyle bir şahsiyetin görmezden gelmenin ise kimseye bir şey kazandırmayacağını belirtiyor. Said Nursî'nin hayatta iken değerinin bilinmediğini anlatan Yıldırım, "27 Mayıs 1960'ta ölüsüne tahammül edemeyenler, hayatta olsaydı kim bilir ne yaparlardı? Diriler, ölenlere haklarını helal ederler. Evet, şimdi helalleşme vakti." diyor.
Zaman