Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

Türkiye'nin gidişi nereye?

Oğlum 3 Aralık perşembe günü yayınlanan Konda araştırma şirketinin bir raporunu göndermiş. Sağ olsun böylece haberim oldu. Konda'nın 10 yıllık raporu, Türkiye'deki 10 yıllık toplumsal değişimi rakamlarla inceliyor.

İlkin kaynak sorgulaması yapmalıyız. Konda eski bir araştırma kuruluşu. Seçim tahminlerini önemli ölçüde tutturmasıyla hatırlıyorum. Tarhan Erdem gençliğinden beri CHP'li olarak biliniyor. Siyasi tarafı, çok dikkatli bakmamızı gerektirebilir. Ama uzun geçmişli ve ayakta kalan bir kuruluş. Eğer araştırmalarında ciddi bir sapma/yönlendirme varsa, bağımsız araştırma kuruluşlarınca doğrusuyla düzeltilmesi gerekir. 

Bununla birlikte, yakında yayımlanan ve hükümete yakın Genar araştırma şirketi raporu ise, tehlikenin başka bir boyutunu ortaya koydu. Gençlerin ağırlıklı kısmı kendini milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü veya laik olarak tanımlıyordu. Toplam oranları ise yüzde 60'a yaklaşıyordu. Tahkik edilebilir tabii. Ayrıca dünyadaki etkilerin doğrudan ülkemize etkileri varsa, incelenmeli.

***

Rahmetli Zübeyir Abi'nin "Teessür ve ıztırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, 'Bir genç dinsiz olmuş' haberi karşısında, o kalbin atom zerrâtı adedince paramparça olması lâzım gelir" feryatları malumdur. Yıllardır duyarlı müminlerin, ilgili yazarların bu alanda endişelerini dile getirdiklerini hatırlamalıyız. Ayrıca tek tek görüp yaşadığımız olumsuzlukları anlatıp yazıyoruz.

Toplamından bir çıkarım yaparsak ortada dehşetli bir gerçek var. Toplumda bir din/iman erozyonu yaşanıyor. Müslümanlarda, sahih İslamdan uzaklaşma/ yozlaşma açıkça görülüyor. "Tanrı'ya inanır, dine ve peygambere inanmam" diyen gençlerin çığlığı yıllardır tartışılıyor. Özellikle "ahlaksız müslüman figürler" aldı başını gidiyor. Protestanlığın en yoz ve yobaz şeklini bu hususta görüyoruz. Üstad'ın ifadesiyle "purutluk"... Çarşı pazarda ayrı; camide, cemaatte farklı davranmayı normal görmek (!)

Ayrıca Amerika'da iki Müslüman araştırmacının yayımladığı, ülke halkı ve yönetimlerine göre, 'İslamilik' araştırmasını da hatırlamalıyız. Araştırma “İslam Ülkeleri Ne Kadar İslami?” başlıklı. Müslüman halklar ve yönetimlerinin, İslamiyet'in gereklilikleriyle ters orantılı tabloları, sivrisi yerde ters bir piramidi andırıyor.

Gelelim Konda rakamlarına... Araştırma 2008-2018 arasını incelemiş.

Araştırmaya göre son 10 yılda, 'ateistlerin' (Allahsız!) oranı; yüzde 1'den yüzde 3'e çıkmış. Tam 2 kat artmış. (3 kat değil). Sorumluluk yaşı açısından baktığımızda, (en az 40 milyon üzerinden) tanrıtanımazlar 400 binden 1.200.000'e çıkmış Müslüman Türkiye'de.

"Dindarım" diyenler, yüzde 55'ten; yüzde 51'e gerilemiş.

Başörtülü oranı yüzde 52'den yüzde 53'e yükselmiş şükür. Ama örtünün anlamsızlaştığında herkes hemfikir.

Oruç tutan oranı son 10 yılda, yüzde 77'den yüzde 65'e gerilemiş. Yıllarca yüksek oruç oranıyla seviniyorduk. Çok üzüntü verici.

Önemle altı çizilecek olan ise, nüfusun ve netice olarak araştırmaya katılanların çoğunluğunun genç insanlar olması. Bu noktada en yüksek tehlike çanları çalmalı.

100'den fazla ilahiyat fakültesi, binlerce imam hatip lisesi var. On binlerce Kur'an kursu ile binlerce tekke, dergah var. 

En önemlisi binlerce Risale-i Nur dershanesi, yüz binlerce Nur talebesi, yüzlerce vakıflarımız var. 20'ye yakın yayınevi Risale-i Nur basıyor. Milyonlarca adet basılıp satılıyor. Yüz binlerce Risale-i Nur şakirdi tek veya toplu, müzakereli Risale-i Nur dersleri yapıyor. 50 civarında yabancı dile Risaleler çevrildi. Dünya Nurcularının tamamı, dünya Müslümanlarının önemli kısmı, Türkiye Nur talebelerine bakıyor ve takip ediyor. Görüyor ve okuyor ki, Nurcuların ülkesinde iman ve İslam geriliyor!.. Tartışmaya tabii ki açık bir durum.

Bu durum bir ahir zaman gerçeği. Ahir zamanın küçük alametleri var hadislerde. Ve Resulullah’ın (sav) dedikleri fazlasıyla çıktı ve çıkıyor.

"Ahir zamanda dinini yaşamak avucunda kor tutmak gibidir" buyurdu Peygamberimiz (asm). 

"Kişi akşam mü'min yatar, sabah kafir kalkar veya tam tersi olur" buyurdu. 

"Ahir zamanda ilim azalacak, ehliyet, güven, selam, iyi idareci azalacak" buyurdu.

Bu hamur çok su götürür ancak birinci sorumluluğunu Nur talebelerinde (başta kendim) görüyorum elbet. Hizmet, fedakarlık, feragat, çabada önde olup; ücret, mükafat, şöhrette geri olacaktık hani? Umumi musibetlerin, umumun hatasından kaynaklandığı buyrulur ayet ve hadislerde. Eğer bir umumi bela gelmişse birinci sorumluluğu Nurcular üstlenmeli. Hem de sağa sola bakmadan... 

Rahmetli Ali Ulvi Kurucu'nun “Hatıralar" adlı eserinde anlatılıyor. Rahmetli Selahaddin Çelebi Abi, THY bayiliği alır. Bu vesileyle kontenjandan, Üstad'ın "70 evliyaya değişmem" dediği rahmetli Tahiri Abi'yi hacca götürmek ister. Tahiri Abi de Üstad'a danışmak ister

-Tahiri senin hacca gidecek paran var mı?

-Yok Üstadım.

-Eee?

-Üstadım bi danışayım demiştim.

-Tahiri danışacak başka şey bulamadın mı?

- ...?!

-Tahiri!.. Kaledeki nöbetçi, komutan emir vermeden nöbetini bırakmaz. Biz İslam kal'asının nöbetçileriyiz!..

Yine de kitabımızda umutsuzluk yazmaz. Ancak kafirler umutsuzdur. Karanlığın zirvesinden sonra aydınlık, en dipten sonra yükselme bir kanundur. Amma kıyamet kopmamak, bütünüyle ölmemek şartıyla...

Yine de haykırıyoruz: "Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılabâtı içinde en yüksek gür sada; İslam'ın sadası olacaktır." 

Bizden sonra bir yeni nesil gelmesi pahasına da olsa!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
20 Yorum