Mehmet Ali KAYA

Mehmet Ali KAYA

Yahudilerin geçmişi ve geleceği -2

Yahudilerin kendilerinden olmayanlara zulüm yapmalarının ve her nevi fesadı çevirmelerinin  sebebi nedir? Bunun cevabını ulaştığımız kaynaklardan öğrendiğimiz ölçüde yazmadan önce Yahudilerin inançlarına bakmak gerekir. Çünkü inanç düşünceyi, düşünce de fiil ve davranışları etkiler. İnsan nasıl inanırsa öyle düşünür, nasıl düşünürse öyle davranır.

Yahudiler muharref Tevrat’a inanmaktadırlar. Tevrat’a göre inançlarının özü şudur: “Allah’ın birliğine, ezeli ve ebedi olduğuna, sadece ona dua edilmesi gerektiğine, peygamberlerin bütün sözlerinin doğru olduğuna, Musa’nın (as) peygamberlerin en büyüğü olduğuna, Tevrat’ın değişmediğine ve asla değiştirilemeyeceğine, bu günkü Tevrat’ın Musa’ya Tur Dağında verilen Tevrat olduğuna inanırlar. Allah’ın kalplerden geçenleri bildiğine, ahir zamanda Davud soyundan Mesih’in gelerek “Vaat edilmiş Kutsal Topraklarda devlet kurup bütün dünyaya hâkim olacağına da inanırlar. Allah’ın emirlerine uyanları mükâfatlandıracağına ve emirleri ihlal edenleri tövbe etmezlerse cezalandıracağına; ruhun ölümsüzlüğüne ve Allah’ın dilediği zaman ölüleri dirilterek ahireti kuracağına da inanırlar.”

Yahudilerin bir de Mesih inancı vardır. Bu inanca göre “Müjdelenen kurtarıcı” anlamına gelen Mesih, Davud (as) soyundan gelecek ve Yahudilere dünya hâkimiyeti sağlayacak, devletini “Vaat edilen kutsal topraklarda” kuracaktır.

İnançlarına göre “Yahudiler Allah’ın oğullarıdır” (Mâide, 5:18) “Cennete sadece kendileri gireceklerdir.” (Bakara, 2:111) Bu ayetlerde belirtilen hususları tekzip etmediklerine göre inançları budur. Ayrıca başka bir dine ve millete mensup olan asla Yahudi olamaz. Yahudi bir anne-babadan doğmayan, Tevrat’a ve Musa’ya inanmakla da Yahudi olmaz.

Kur’ân-ı Kerim aralarındaki ahlâki benzerliklerden dolayı Yahudilerden ve münafıklardan çok şikâyet eder. Vasıflarını sayarak inananlara onların ancak vasıfları ile tanınacağını ders verir. Her ikisi de sinsi ve tehlikelidir. Kur’ân-ı Kerim Yahudilerin “cimri olduklarını, cimriliği tavsiye ettiklerini, Allah’ın lütfu ile kendilerine verdiklerini gizlediklerini” (Nisa, 4:37)  “Yeryüzünde fesat çıkarttıklarını” (Mâide, 5:64) “Dünyaları için endişeli ve korkak olduklarını, kalplerinde Allah korkusunun bulunmadığını; ancak dünya kaygısı ile mü’minlerden çok korktuklarını” (Haşr, 59:13-14) bütün bunlarla beraber “hayata ve yaşamaya çok düşkün olduklarını ve bin yıl yaşamak istediklerini” (Bakara, 2:96) “dünyaya olan hırslarından insanların mallarını ve haram edildiği halde faizi haksızlıkla yedikleri” (Nisa, 4:161) “Altını ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamadıklarını” (Tövbe, 9:34) bizlere haber vermiştir.

Yine Yahudiler kendilerini üstün görürler ve “Biz Allah’ın oğulları ve sevdikleriyiz” derler. (Maide, 5:18) “anlaşmalara asla uymazlar, her defasında anlaşmayı bozarlar ve bundan hiç de sıkılmazlar” (Enfal, 8:56) “İslam dinine herkesten çok düşmanlık taşırlar.” (Maide, 5:82) “Onlar Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler; ama onlar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır” (Tevbe, 9:32)

Bütün bu inançları taşımakla beraber Kur’ân-ı Kerim Yahudilerin dünya hırsları yüzünden (Bakara, 2:96) zillet ve sefalete düştüklerini ifade eder. (Mektubat, 2005, s. 457; Lem’alar, 2005, 365) Bu sebeple Yahudi milletinin pek çok zahmet ile kazandıkları kendilerine faydası az, yalnız hazinedarlık ettiği gayr-ı meşru faiz kazancı olan servetleri ile beraber bütün milletlerden sille-i zillet ve sefalet, katl ve ihanettir darbelerine” maruz kalmışlardır. (Mektubat, 458, 709; Sözler, 651)

“Hırs sebeb-i hasarettir” (Mektubat, 457) diyen Bediüzzaman hırs konusunda Yahudi milletini örnek gösterir. Yahudilerin bütün sıkıntılarının sebebi bu dünyaya doyumsuz olan hırslarıdır. Başarılarının altında da yine bu hırsları vardır.  “Beş paralık cam parçasına beş lira fiyat vererek şiddetli bir hissiyatla dünyaya sarılmaları batıl yolunda dahi olsa, samimi bir ihlâs olduğundan, o meselede muvaffak olur ve ehl-i hakka galebe çalarlar.” (Lem’alar, 2005, s. 382)

Yine hırsla dünyaya sarılan Yahudiler bu hırslarının neticesi olarak hasarete, düşmanlığa, katle ve sürgüne maruz kaldıkları için ruhlarına ve seciyelerine büyük bir intikam hırsı işlemiştir. Bu sebeple Yahudilerin dünya milletlerinden maruz kaldıkları katliamlar, Firavunların Yahudi erkeklerini kesmeleri ve kızlarını diri bırakmalarından tutun (Bakara, 2:49) Babillilerin ve Romalıların kendilerine yaptıkları, daha sonra da dünyanın neresine giderlerse gitsinler “Meskenet ve zillet içinde kalmaları” (Bakara, 2:61) onları yeryüzünde fesada ve bozgunculuğa yöneltmiştir. (Maide, 5:64)

Aşırı dünya sevgisi içlerinde bulunduğu için son derece korkak ve çekingen olan Yahudi milleti bu hırs ve intikam duygusunun sonucu olarak “hırs-ı hayat havf-ı memat” ile tâ kıyamete kadar ölümden kaçmaları ve ölümü istememeleri (Bakara, 2:94; Sözler, 651) sonucu hile hud’aya yönelmişlerdir. 

Bankaları tesis eden ve hile ve hud’a ile mal toplayan, emek-sermaye mücadelesi ile fakirleri zenginlerle mübarezeye sevk eden Yahudiler olduğu gibi, daima zulmünü gördüğü hükümetlerden ve galiplerden intikam almak için her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nevi ihtilâle parmak karıştıran yine Yahudilerdir. (Sözler, 2005, s. 650)

“Su testisi suyolunda kırılır.” “Ne ekerseniz onu biçersiniz” “Ceza cins-i ameldir.” “Zulm ile abad olan kahr ile berbad olur.” Kur’anın ifadesi ile iki defa yeryüzünde fesat çıkran Yahudiler bir üçüncüsü ile kendi sonlarını hazırlamaktadırlar. Ancak Müslümanların dağınık olması ve birlikten yoksun bulunmaları, Bediüzzaman’ın “Hutbe-i Şamiyede” tespit ederek çarelerini gösterdiği hastalıklardan kurtulmadıkları için Yahudi Zulmüne maruz kaldıkları bir gerçektir. Ancak “Atmacaların tasliti serçe kuşunun istidatlarının gelişmesine sebeptir.” Yüce Allah Yahudi ve onun koruyucuları olan İngilizleri ve Amerikalıları İslam dünyasına musallat ederek beş yüz yıllık uykudan uyandırmak istiyor. Ne zaman İslam dünyası derin gaflet uykusundan uyanırsa o zaman Yahudilerin ve zalimlerin durumu tehlikeye girecek, mazlumlar rahat nefes alacak, yeryüzünde barış ve huzur olacaktır.

Sonuç olarak Peygamberimizin (sav) haber verdiği gibi, “Yahudiler ile Müslümanlar arasında savaş çıkacak ve Yahudiler perişan olacaklardır. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hangi ağaç ve taşın arkasına saklansa o ağaç ve taş ‘benim arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür’ diyecektir. (Buhari, Tecrid-i Sarih, 9:73; Tirmizi, Birr, 25; Fiten, 2)  Ancak Garkad ağacı Yahudi’yi gizleyecektir; o Yahudi ağacıdır” (Buhari, Cihad, 94, Menâkıb, 25; Müslim, Fiten, 82) Bu hadisin ilk kısmı gerçekleşmiş ve Yahudiler “İsrail Devletini” kurmuşlardır. İkinci kısmı da zamanı gelince tahakkuk edecektir. Bundan şüphemiz yoktur. Ancak bunun şartları yukarıda izah ettiğimiz gibi oluşma aşamasındadır. Bir şey şartları tamamlanmazsa vukua gelmez.

İslam dünyası “Hutbe-i Şamiyede” belirtilen hususları nazara alarak gereken altyapı çalışmalarına başlamaları şarttır. Yoksa vaat edilen ve müjdelenen hususlar bağlı oldukları şartları oluşmadığı için geri kalır ve vukua gelmesi gecikir. Bunlardan birisi de “Fırat Nehrinin suyu çekilip yatağında altından bir dağ meydana çıkmadıkça ve buna sahip çıkma ümidi ile birbiriyle çarpışanların yüzde doksan dokuzu ölmedikçe kıyamet kopmaz.” (Buhari, Fiten, 24; Müslim, Fiten, 29; İbn-i Mâce, Fiten, 25) hadisidir. Burada bir de ikaz vardır. “Sizler kesinlikle o hazineden bir şey almayın!” (Buhari, Fiten, 24; Müslim, Fiten, 29-32; Ebu Davud, Melâhim, 13) Bu hadiste insanların ve insanlığın hayrına olmayan şeyi almamamız ve bu nimetleri şerde ve zulümde kullanmamamız hususu da belirtilmiştir.

Ortadoğuda petrolün çıkması ve GAP Projesinin tahakkuku bunun en güzel delilidir. Geleceğin neler sakladığı bilinemez; ancak Müslümanlar “İttihad-ı İslam” şartlarını oluşturmakla mükelleftirler.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.