Yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin âkıbeti nasıl olmuş, baksınlar!
Ayet meali
Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mü'min (Gafir) Sûresi 77-81. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
82-(Onlar) yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin âkıbeti nasıl olmuş, baksınlar! (Onlar) bunlardan hem daha çok, hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserler bakımından daha şiddetli idiler; fakat kazanmakta oldukları şeyler kendilerine bir fayda sağlamadı.
83-Öyle ki peygamberleri onlara mu‘cizeler getirince, kendilerinde bulunan bilgiden dolayı şımardılar (*) da, kendisiyle alay etmekte oldukları (azab) onları kuşatıverdi.
84-O vakit azâbımızı gördüklerinde: “Allah’a tek olarak inandık ve kendisiyle (Allah’a) şirk koşan kimseler olduğumuz şeyleri inkâr ettik” derler.
85-Fakat azâbımızı gördükleri zaman (ettikleri bu) îmanları kendilerine fayda verecek değildir. Allah’ın, kulları hakkında süregelen kanunu (bu)dur! İşte kâfirler orada hüsrâna uğramıştır.
(*) “Azamet ve kibriyâ (sonsuz büyüklük ve yücelik) ve nihâyetsizlik noktasında ya gaflete veya ma‘siyete (günaha) veya maddiyâta dalmak sebebiyle darlaşan akıllar, azametli mes’eleleri ihâtâ edemediklerinden (kavrayamadıklarından) bir gurûr-ı ilmî ile inkâra saparlar ve nefyederler (reddederler). Evet, o ma‘nen sıkışmış ve kurumuş akıllarına ve bozulmuş ve ma‘neviyâtta ölmüş olan kalblerine, çok geniş ve çok derin ve ihâtalı (geniş) olan îmânî mes’eleleri sığıştıramadıklarından kendilerini küfre ve dalâlete atarlar, boğulurlar. Eğer dikkatle kendi küfürlerinin iç yüzüne ve dalâletlerinin (hak yoldan sapmalarının) mâhiyetine (ne olduğuna) bakabilseler görecekler ki, îmanda bulunan ma‘kūl ve lâyık ve lâzım olan azamete karşı yüz derece muhâl ve imkânsızlık ve imtinâ‘ o küfrün altında ve içindedir.” (Şuâ‘lar, 7. Şuâ‘, 98)