Senai DEMİRCİ
Yûnusça bir duanın firarisi olmak için
Ölüm beklentisinin gecesinde u/yutulmuş, yarın kaygısının zifirinde yitirilmiş bir Yûnus'um. Dünyanın ölümcül dalgaları içine atılmış bir Yûnus'um. Nefsinin daracık karnında yutulmuş bir Yûnus'um.
"İlah yok ancak Sensin [Allah]" diye/bildiğimde gecenin dehşeti gidiyor, zaman ve mekân aşinam oluyor, eşya ve insan kardeşim oluyor. Eşyanın yüzüne dağılmış muhabbetlerim, zamanın uçurumlarına savrulmuş sevdalarım Bir Olan'da toplanıyor. Geleceğime mehtap doğuyor.
"Seni tesbih ederim; Sen kusurdan münezzehsin, hikmetsiz iş yapmaktan sonsuz uzaksın" diye/bildiğimde, varlığımı eksilten, kalbimi ezen, tenimi yaralayan dünya dalgaları sakinleşiyor. Rabbimin aziz misafiri olarak görüyorum kendimi. Denizim mavileşiyor.
"Ben zalimlerden oldum" diye/bildiğimde, nefsimin karnından çekip alıyorum kendimi. Yalanların ağzına düşmüş nefesimi geri çekiyorum. Kendimi temize çıkarmaya çalışarak kirlettiğim benliğimi aklıyorum. Her yanlışımda kendimi haklı görmekle düştüğüm hata kuyularından pişmanlığımın ipiyle çıkabiliyorum.
Karnına düştüğüm balık beni sahile çıkarıyor. Günahlarımın dikenlerinden pişmanlık gülü açıyor. Terk ettiğim kötülükleri, sırf terk ettim diye hesabıma iyilik olarak yazdırabiliyorum. Kusurlarımdan utancım yüzünden rahmetin kapısına gözü yaşlı, boynu bükük bir kul bırakıyorum. Yûnusça bir duanın gölgesinde dinleniyorum, kurtuluyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.