Zalimlere şefkat edilmez
Günlük Risale-i Nur dersi...
Bismillahirrahmanirrahim
Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten Lilalemîn Zatın mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Eğer aşsa ve taşsa, o şefkat elbette merhamet ve şefkat değildir, belki dalalete ve ilhada sirayet eden bir maraz-ı rûhî ve bir sakam-ı kalbîdir. Mesela, kafir ve münafıkların Cehennemde yanmalarını ve azap ve cihad gibi hadiseleri kendi şefkatine sığıştıramamak ve tevile sapmak, Kur'an'ın ve edyan-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkar ve tekzib olduğu gibi, bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir. Çünkü, masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkarane şefkat etmek, o bîçare hayvanlara şedid bir gadr ve vahşî bir vicdansızlıktır.
Ve binler Müslümanların hayat-ı ebediyelerini mahveden ve yüzer ehl-i îmanı sû-i akıbete ve müthiş günahlara sevk eden adamlara şefkatkarane taraftar olmak ve merhametkarane cezadan kurtulmalarına dua etmek; elbette o dua, o mazlûm ehl-i îmana dehşetli bir merhametsizliktir ve şenî bir gadirdir. Risale-i Nur'da katiyetle ispat edilmiş ki; küfür ve dalalet, kainata büyük bir tahkir ve mevcudata bir zulm-ü azîmdir ve rahmetin ref'ine ve afatın nüzûlüne vesîledir. Hatta deniz dibinde balıklar, canilerden şekva ederler ki; "İstirahatimizin selbine sebep oldular" diye rivayet-i sahîha vardır. O halde, kafirin ve münafığın azap çekmesine acıyıp şefkat eden adamlar, şefkate layık hadsiz masumlara acımıyorlar. (Tarihçe-i Hayat sh. 251)
Beiüzzaman Said Nursi
SÖZLÜK:
ŞEFKAT-İ İNSÂNİYE : İnsana âit şefkat hissi.
İLHAD : Dinsizlik, îmânsızlık.
SİRÂYET : Bulaşma, yayılmak, gelişmek.
MARAZ-I RUH : Ruh hastalığı.
SAKAM-I KALB : Kalb hastalığı.
TEVİL : Bir fikir veya sözden bir başka mânâ çıkarmak
EDYÂN-I SEMÂVİYE : Semâvî, İlâhi dinler.
KISM-I ÂZiM : Büyük bir bölüm.
TEKZİB : Yalanlamak,
GADR : Zulüm, hâinlik.
VAHŞÎ : Medenî olmayan, insanlardan kaçan, ehlî ve alışık olmayan, merhametsiz.
MAHV : Harab olma. Yıkılma. Ortadan kaldırma.
SUİ AKİBET: Kötü son
MAZLUM : Zulme uğrayan.
ŞENÎ : Kötü, çok fenâ, çirkin, günahlı iş.
GADİR : Zulüm, kötülük, haksızlık.
TAHKİR : Hakaret etme, horlamak, aşağılamak.
MEVCUDÂT : Yaratılmış olan, mevcut olan şeyler; varlıklar.
REF' : Kaldırmak. Hükümsüz bırakma.
NÜZÛL : İnmek, iniş
ÂFÂT : Âfetler, felaketler.
CÂNİ : Cinâyet işleyen.
ŞEKVÂ : Şikâyet etmek, sızlanmak.
SELB : Zorla alma, kapma, ortadan kaldırma, giderme, izâle.
RİVÂYET-İ SAHÎHA : Senet ve delillerle sabit, şüphesiz, doğru hadisler
MÜNÂFIK : İkiyüzlü, araya nifak sokan, sözünde durmayan, inanmadığı halde inanır görünen.