Zübeyir Gündüzalp'ten 'başarıya götüren' kısa notlar
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin en yakın talebelerinden olan Zübeyir ağabey, istikameti, ciddiyeti, sabrı ve idealist oluşu ile tam bir örnek insandı.
RİSALEHABER
2 Nisan 1971'de vefat eden Zübeyir Gündüzalp ağabeyi rahmetle anıyoruz.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin en yakın talebelerinden olan Zübeyir ağabey, istikameti, ciddiyeti, sabrı ve idealist oluşu ile tam bir örnek insandı.
Zaman zaman notlar da alan Zübeyir ağabeyin özellikle gençler için yol gösterecek "başarı" tavsiyelerinden bazıları şöyle:
• Az yemeye dikkat! Dolu mide dikkati ref’ eder, tefekkür ve şükür hislerini kaldırır, insanı kasavet bağlar.
• Daima azimli olmak.
• Himmeti dağıtmamak.
• Her şeyini bugün bilmek.
• Bilseniz ki, gayret ne kadar kıymettardır, bir dakika boş durmazdınız.
• Yaptığın işi bütün mevcudiyetinle, hayatın ve varlığın ona bağlı imiş gibi yap.
• Her an muvaffak ve muzaffer olacağım cehdi içinde olmalısın. Bir işi bitirmeden başka bir işe el atmamalısın.
• Bir yerde devamlı kalmak gaflet verir.
• Aklını çalıştırarak oku.
• Yüksek yerlerin hâfıza üzerindeki tesiri büyüktür.
• Ezberlemek hâfızayı açar.
• Yatarken imanî bahisleri oku. Bütün tehlike okuyamamaktan çıkıyor. Okuyamamaktan kork!
• Harfi harfine kitabî ol.
• Tenkit için okuyan, istifade edemez. Başkası için okuyan, istifade edemez. Kendi nefsi için okuyan, istifade eder.
• Hizmet için değil, nefsimi ıslah için okumalıyım.
• 180 değil, 1080 defa okunsa yine az.
• En mühim iki şey: okumak; uhuvvet ve ihlâs, yani samimiyet dairesinde hizmet.
• İstidatları inkişaf ettirmek için çok okumak.
• Daima okumak.
• Dem ve damarlarımıza karışacak derecede okumak.
• Az da olsa devamlı okumak. Okumak, yazmak, dinlemek, susmak.
• Satır satır, kelime kelime okumak.
• “Hizmet, hizmet” derken şahsî dersini unutanın, hizmeti muvakkat olur.
• Şimdi oku, kabirde okuyamazsın. Hususî okumanı terk etme.
• Büyük zatların sözünde bazen yetmiş mana bulunur.
• Her şey, her mesele okumakla halledilir. Zira eserlerde hepsi var. Fakat insan görmüyor.
• Oku, oku, her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur’an’la temizlensin. Aklın nur-u İslâmla işlesin ve yükselsin.
• Kalemen, amelen, lisanen çalış.
• Gençlikte insan ne ile meşgul olursa, istidatları onda inkişaf eder.
• İnsanın istidatları ve kabiliyetleri kırk yaşına kadar inkişaf eder.
• Günlük içtimai hadiselerle meşguliyet, kabiliyetlerin inkişafına mânidir. Bu noktaya dikkat lâzımdır. Zira bugün buna “genel kültür” ism-i herzesi takılmış.
• Kabiliyetleri inkişaf ettirebilmek için her şeyden evvel meşru ve sebatkâr bir şekilde çalışmayı bilmek lâzımdır.
• Mesleğimiz meşakkattir.
• Tuğlaları üst üste koymak tekrar değil, tesistir.
• İnsan kalben ne düşünürse, kendisi odur.
• Bir mücâdelede mağlup düşmek, bir ahd ve gayrette muvaffakiyetsizliğe uğramak, mücâhede ve gayretin icaplarındandır. Gayeye erişmek ve yükselmek isteyenlerin “beklemeye mecbur oldukları” faydalı bir imtihandır.
• Zihinleri müspet düşüncelerle dolu iken, insanların hakikî hâlinin, kuvvetinin yüzde elliye yakın bir nispette ziyadeleştiği, tecrübelerle sabittir. Maneviyatı kırık kimselerin de normal kuvvetlerinin üçte birinden aşağı bir derecede kuvvetsiz bulundukları görülmüştür.
• Senin ne bedeninde, ne zihninde hiçbir arıza yok. Seni yıldıran, karşılaştığın haller değil, o haller hakkında düşündüklerindir. O haller başına gelmeden onları olmuş gibi düşünmek akılsızlıktır.
• Meseleyi düşünmeli, fakat üzülüp gam ve keder içinde kalmamalı.
• Düşünmekle -muhakeme ve muhasebe etmekle- üzülmek, birbirinden farklı olan hallerdir.
• Düşünmek demek, meselenin neden ibaret olduğunu tespit ettikten sonra lâzım gelen tedbirleri sükûnetle almak demektir.
• Dehâ dikkati değil, dikkat dehâyı verir.
• Bir insan meş’ûr (şuurlu) ve sebatkâr bir şekilde çalışmasını ve nizamlı yaşamasını bilmezse, kabiliyetlerini inkişaf ettiremez.
• Kişi, çalışmak, sadâkat ve sebat etmek suretiyle kendisini yetiştirmek iradesine sâhip değilse, kabiliyetlerini geliştirmekte muvaffak olamaz.
• Sizin ne düşündüğünüzü bilsem, ne olduğunuzu bilirdim. Biz neysek, düşüncelerimiz bizi öyle yapmıştır. Bizi müspet ve menfiye, fayda ve zarara, hidayet ve dalâlete, ferah ve sıkıntıya, gam ve meserrete, neşe ve neşveye sevk eden âmil, ruh hâletimizdir. Bir adam bütün gün ne düşünüyorsa, o adam odur. Başka türlü nasıl olabilir?
• Mütedeyyin bir mü’mindeki sıkıntı hâli onda ruhî inkişaf ve terakkiye olan istidadın delili ve tereşşuhâtıdır. Hem meşakkat, alâmet-i makbûliyettir.
• Zihindeki menfi fikirleri çıkartmak, bedendeki urları çıkartmaktan daha mühimdir.
• Denizde bir balık taifesi var, bütün rızkını öğleye kadar toplar.
• Nefsin öldürülmesi, tarikatın yoludur. Bizde, nefis ile mücadele etmek var.
• Nefis, bizi kötülüğe sevk etmek ister. Aklımıza fena şeyler gelir. Onlar terakkimize vesiledir. Onlarla mücadele ederek hizmete devam!
• Meşakkat bizin gıdamızdır.
• “Üç şey kalbe nasihati tesir ettirmez: uyku sevgisi, rahat sevgisi, taam sevgisi.” (Hadis meali)
• Okumak, okumak, okumak, yine okumak... Okumaktan yorulunca ne okuduğunu okumak veya kitâb-ı kebîr-i kâinatı okumak...
• İnsan yaşlandıkça enaniyet gençleşir. İnsan yaşlandıkça imtihan şiddetlenir.
• Her hatayı yapabilirsin, fakat bir hatayı iki defa yapma.
• Menfi bir şey duyunca, iç âleminde müdâfaat ile onun şuur altına ve üstüne tesirini izale et.
• Nefsini kusurlarla âlûde bil. O zaman yüz kusuru yirmiye indirebilirsin. Birisi bir şey yapsa ve o sana yıkılsa, “Benim kusurumun cezasıdır.” de.
• Her sohbette dinleyici ol. Daima öğrenmeye çalış. Yetişmeye muhtaç olduğun şuurunu muhafaza et. Mevzu hakkında fazla malumatın olsa da sus.
• Sana, bana, ona faydalı ise konuş.
• Konuşmamak zararlı ise konuş. Fakat ihtisar et. Tafsilâta geçme.
• Muvazeneli, satırdan, kitâbî konuş.
• Kim ne çekerse dilinden çeker.
• Her sohbette müstemî ol. Daima, “Öğrenmeye, yetişmeye muhtacım.” diye dinle.
• Herkesin kaldıracağı şekilde konuş. Az ve öz konuş.
• Dinleyiniz, hitap ettiğiniz kimseye ehemmiyet veriniz, zarif iltifatta bulununuz.
• Kendinizden bahsetmeyiniz. Sizi dinleyen kimseye, onu ilgilendiren şeylerden bahsediniz.
• Karşınızdakini konuşturunuz, dilini çözünüz. Onun sevdiği mevzulardan bahsediniz.
• Her insanın iki ciheti vardır. Bir cihetini gören insan kördür.
• Düşün, söyle. Evvel düşün, sonra söyle. Muhakemesiz sözler, kırıcı ve dağıtıcıdır.
• Önüne çıkan her insana sırlarını söyleyen, hoşsohbet değildir.
• “İnsan ne kadar âlim olursa olsun, cahillerin yanında cahildir.”
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.