Abdurrahman İRAZ
Abdullah Yeğin-Said Özdemir ağabeyler ve Namık Gedik meselesi
Abdullah Yeğin-Said Özdemir ağabeyler ve Namık Gedik meselesi
Geçen hafta içişleri eski bakanı Namık Gedik meselesi gündemdeydi. Üstadımız için söylediği iddia edilen hazmedilmesi imkansız ifadeler tartışma konusu olmuştu. Sahi dedi mi demedi mi? Namık Gedik söz konusu ifadeleri kullandı mı kullanmadı mı? Diyelim ki kullandı!!! Ya da kullanmadı. Hakkındaki düşüncelerimiz ne olacak?
Öyle ya Risale-i Nurlarda Üstadımız Namık Gedik için müsbet ifadeler kullanmış, onu okuyabiliyoruz, dokunabiliyoruz. Emirdağ Lahikasında iki yerde biri birini teyit eden “İslama ciddi taraftar Namık Gedik” ifadeleri bir yerde duruyorken, mudakkik gazeteci Mustafa Özcan'ın yazdıkları tartışmayı yine gündeme getirdi.
Obür tarafta Üstadımızın yakın talebelerinin hayatlarını araştırması ile bilinen İhsan Atasoy Risale-i Nurları adres göstererek, bir kısım şahitleri mevzuya bahis ederek Namık Gedik meselesinde farklı bir boyuta dikkat çekti.
Acaba çok önemli ve gerçekten bir o kadar değerli fikirlerini her gün insanımızın istifadesine arz eden bu iki mühterem fikir ve kalem erbablarından hangisinin iddiası doğru?
Öteden beri, değerli dost, gazeteci-yazar Mehmet Ali Bulut, “bir gün Abdullah Yeğin ağabeye gidersen bana haber ver onu ziyaret etmek istiyorum" diyordu. Geçtiğimiz Cumartesi günü onu aradım ve gidelim dedim. Tamam dedi ve ikindi namazını Vatan Caddesinde kılmak üzere Erenköy'den yola çıktık. Vatandaki dersaneye vardığımızda namaz bitmiş, Abdullah ağabeyi ders yaparken bulmuştuk. Biz de namazlarımızı kıldıktan sonra Abdullah ağabey bütün nezaket ve zerafetiyle “buyruuuun” diye bize hoşamedi etti. Elini öpüp oturduk, az bir sohbetten sonra ben,
"Ağabey çözüm bekleyen bir meselem var arz edebilir miyim?" deyince nurani simasını tebessüm kapladı ve sanki ne soracağımı bilir gibi, "Risale-i Nurlarda bütün meselelerin halli var bizde bir şey yok" dedi.
"Ağabey Namık Gedik meselesi var."
"Ne olmuş Namık Gedik'e."
"Mustafa Özcan ve İhsan Atasoy Risale Haber'de şu şu minvalde yazı kaleme aldılar. Bu işin aslını sizden öğrenelim istedim."
"Böyle bir şayia dolaştı ve ben de duydum fakat Nur Talebesi şayialara itibar etmez ve etmemeli. Biz Risale-i Nura bakarız, Üstadımız ne dediyse ona itibar eder onu söyleriz. Kaldıki o şayıayı teyid edecek bir delil, bir yazı yok. Tekrar ediyorum biz her hal-u karda Risale-i Nura bakarız. Başka da bir söyleyeceğim yok."
Abdullah ağabeyle biraz daha sohbet ettikten sonra yanından ayrıldık.
Şu anda bir taziye için Batman'dayım. Bu yazıyı yazmadan önce Said Özdemir ağabeyi de aradım ve sordum. O da Mustafa Özcan beyin söylediği ifadelerin gündeme geldiğini söyledi.
Daha sonra şunları söyledi: "Bütün bu şayia ve söylentilere ragmen biz Risale-i Nur'a bakarız. Üstadımız Namık Gedik veya bir başkası için ne demişse kabul eder ona gore davranırız."
Saadet ve muhabbetle kalınız.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.