Dursun SİVRİ
“Ağabeyler Anlatıyor ve bilinmeyen enstantaneler
“Ağabeyler Anlatıyor ve bilinmeyen enstantaneler
Muhterem Ömer Özcan’ın talebelik yıllarından başlayan not tutma merakı dört cilt kitap haline gelmiş. Önsöz yazılarından anlaşılan, ilk not tutmaya başladığında kitap olsun diye bir düşüncesi yokmuş. Hatıra paylaşımının hizmetlerde şevke medar olacağı düşünülmüş belli ki… Fıtri, hobi gibi çalışma başlangıçta. Serinin beşinci kitabının da hazırlıklarının tamamlandığını bir telefon konuşmamızda öğrenmiş oldum. Müjdeyi benden duymuş olun…
Bu çalışmaların kaydı yapılıp kitaba dönüşen hatırlarda;
Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini görmüş, Anadolu’nun çok farklı yerlerinde Risale-i Nur hizmetlerinde bulunmuş, bazıları ebedi âleme irt-i hâl etmiş, hayatta ve hâlen hizmetlerde devam eden ağabeylerin herhangi bir vesile ile derslerde anlattıklarından, bir kısım notların münhasıran sual-cevap tarzındaki sohbetlerinden meydana gelen koca beş kitap olmuş.
Bizim kültür ve edebiyatımızda mitoloji, efsane ve olağanüstü kahramanları olan romanlar yok ilk zamanlar. Mitoloji genellikle Yunan Edebiyatının batı felsefesinin hayal ürünleridir. Edebiyatta insanların hayallerini arzularını abartarak efsanevi romanlar biliniyor. Mahrem alanı nefsin, sefahat ve lehviyatın batılı fazlaca tasvir kabilinde şeyler…
Ancak Risale-i Nur’un telifi ile zamanın çetin baskıcı şartlarında ortaya konulan hizmete dair hatıralar efsaneleri geride bırakan, hayal ürünü olmayıp bir bir gerçek yaşanmış sahneler. Sayılamayacak kadar kerametler, tevafuklar yanında katlanılması insan üstü, irade, sebat ve metanet gerektiren zorlukların aşılması örnekleri var. Hayal değil hakikat.
İhsan Atasoy’un hayat ve hatıratları tespit ve kayıt çalışmalarının neticesi olan dokuz kitabı aralıksız peşpeşe seri bir şekilde okuma bahtiyarlığını yaşadım. Elhamdülillah. Bu konuda denizden katre sayılabilecek tespitleri ve değerlendirmeleri yazarak paylaşmaya çalıştım. Şimdi Muhterem Ömer Özcan’ın Nesil Yayınlarından çıkan “Ağabeyler Anlatıyor” serisine başladım. Okuma süreci devam ediyor… Zamanla bazı anekdotları paylaşacağız inşallah…
Hayat ve hatıraları okurken insan kendini daimi olarak nur ikliminde hissediyor. Sanki Üstad Bediüzzaman ve talebelerini, bahse konu hatıralarını ekrandan canlı izliyormuş gibi bir his kaplıyor insanı. Her hatırada ayrı ders var. Sorular cevaplar. Karşılaşılan manilerin nasıl aşıldığı, umulmadık zamanlarda inayet-i ilâhinin imdatlara yetişmesi gibi daha neler hızlı çekim film şeridi gibi geçiyor…
İnayet-i ilâhi yanında olayların kahramanlarının ne çetin imtihanlardan geçtiklerini, sebat ve metanetlerini görür gibi olmak ayrı bir şevk ve heyecan veriyor.
Geçmişteki imkânsızlıklarla günümüzde sahip olunan imkânlar mukayese edildiğinde, vicdani olarak vazifemizi hakkıyla yerine getirip getirmediğimizi sorgulamaya vesile oluyor. Çok etkili nefis muhasebesi, öz eleştiri, muhasebe, muhakeme aracı oluyor hatıralar. Lahikalarda ismi geçen ağabeyle ilgili lahika da yer alıyor. Yani bir bakıma lâhikaların şerhi de denilebilir bu çalışmalar. Lahikaların yazılma sebeplerini öğrenmiş oluyoruz. Teşbihte hata olmasın hadislerin hangi olay vesilesi ile söylendiği gibi…
Risale-i Nur hizmet ölçülerinde bilinen temel prensiplerin yanında bazı pratiklerini de hatıralarda örnekleri ile görmek mümkün oluyor. “Hizmetin küçüğü büyüğü olmaz, Allah için yapılan her iş hizmettir. Bir şeyi bir yerden bir yere götürmek, bulaşık yıkamak, tuvalet temizlemek gibi basit işler dahi eşdeğer hizmettir” anlayışının binlerce örnekleri var.
Muhterem Ömer Özcan’ın “Ağabeyler Anlatıyor” serilerinde her bir ciltte 50’nin üzerinde isim yer alıyor. Tam olarak sayıyı bilmiyorum ama takribi olarak şu ana kadar 250 civarında ağabeyin hatıraları yer alıyor. Her birinin başta Üstad Bediüzzaman’la olan hatırları ile birlikte Nur hizmetinde yaşadıkları kayda değer hatıralardan meydana geliyor. Umulmadık bir sayfada tahmin edilmedik bir satırda enteresan anekdotlar çıkıyor insanın karşısına.
İhsan Atasoy’un hatıralar serisinde Risale-i Nur Hizmetinin “Saff-ı Evveller” dediğimiz ağabeylerin hayat ve hatırları yanında O ağabey hakkında yine hizmet erkânından diğer ağabeylerin hatıra ve kanaatleri yer alıyor.
Çok önemli ve kıymetli bir hafıza çalışmasıdır. İman hizmetinin sağlam referansları olacaktır. Gelecekte kıymeti daha fazla anlşılacaktır. Çünkü bu hatırlarda esas maksat, şahıslar ve şahısları öne çıkarma amaçlı değildir. Dava şuuru, sorumluluk bilinci, sebat, metanet, feragat, fedakârlık örneği, duruş, değer ölçüleri, yaklaşım biçimi modeli gibi ibretlik derslerle doludur. Üstadımızın hayatı ile ilgili bilinmeyen enstantaneler yer almaktadır..
Zaten Üstad kendi şahsını nazara verilmesinden azami derecede imtina ettiği biliniyor. Aynı haslet bütün nur talebelerinde de aynı tutum söz konusudur
Burada dikkate değer önemli bir husus, vaka analizi yaparak, hayata dair, olaylarda nasıl tavır sergilenmesi gerektiğine dair prensipleri anlamak mümkün olmaktadır. Kesinlikle nazarların risale-i Nurlara yönlendirilmesi her vesile vurgulandığı da bütün ağabeylerin beyanlarında görülmektedir.
Evet Risale-i Nur hizmetinin hafızası ve arşivi mesabesindeki çalışmalarından dolayı Ömer Özcan’ı, İhsan Atasoy’u, tarihi bir görev yaptığı için Nesil yayınlarını ve yayında emeği geçen herkesi ayrıca tebrik ediyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.