Şerh ve İzah Zarureti-III

Risale-i Nur külliyatını ilim ve hikmet ile dokunmuş harika bir marifet kumaşına benzetmek mümkündür. Onunla aklen, kalben ve ruhen münasebet kuran insanların, bu harika marifet kumaşından kendilerine hakikat elbiselerini dikmeleri, giyinerek Padişah-ı Ezelinin nazarına görünmeleri, hayat nimetine mazhariyetin ulvi gayelerini Esma-i İlahiye namına tahakkuk ettirmeleri gerekmektedir.

Ancak taklitten kaynaklanan hatalı kabuller yahut sadakat zannıyla o kumaştan hakikat elbiselerini dikip giymek yerine, olduğu gibi ona bürünmenin asli bir tarz olarak benimsendiği müşahede edilmektedir. Şu vaziyet, beşerde “meyl-i teceddüd” ihtiyacının görülmediğini yahut taklidi kabuller ile kemali temsil eden mananın ekseriyet tarafından ihmal edildiğini göstermektedir.

Evet “halef selefi kâmil görse, tezyid eylemese; taklitte kalacağı, meylinin tatminini başka tarzlarda arayacağı” tespitinden gaflet, yahut idrak noksanlığı sebebiyle kemali tezyid edememe taklitte kalmaya, bir kısım cüz’i mazhariyetler ile avunmaya sebebiyet verdiği gözlenmektedir.

Bilinen ezberlerin dışında mana istihsalleri olmadan, yeni manalar ile tanışmadan, marifetullah noktasında zihinleri uyanık tutmak, hissiyat-ı ulviyeyi canlandırmak, içtimai hayatın seyyiat dalgalarında su yutmamak yahut boğulmamak müşkilleşmektedir.

Bu itibarla, ehil insanlar tarafından nurlu eserlerin şerh ve izahını talep etmek; gayet külli ve derin hakikatlerin inkişafını istemek, ülfet ve neticesi olan gaflet ve sefahatten nazarları hak ve hakikate çevirmeye hizmet edeceği içindir. Bineanaleyh; “ehliyet ve vukufiyet” kaydıyla, ihtiyaç nispetinde nurlu eserlerin şerh ve izahının yapılması, onu daha da anlaşılır kılacak, hayatımıza yansıtılması, yani yaşanabilir olması noktasından elzem olduğu düşünülmektedir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; insanları lübbün lübbünden, hakaik’ul hakaikten haberdar etmek, mana zenginliğini nazarlara göstermek, Kur’ani hakikatlerin reşha misal hakiki renginin müşahhas misallerinden insanları haberdar etmek içindir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; yeni ve derin mana katmanlarının istinbatına zemin ihzar etmek, zihinleri harekete geçirmek, manen yenilenmek, ülfete ve neticesi olan gaflete ve sefahate düşmemek, marifet-i ilahiye noktasında teyakkuz ile intibahı intaç etmek içindir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; ilmin nakledilmeden önce akledilmesi lüzumiyetine dikkatleri çekmek, ilmin nakledilmesi ile rağbet gören rivai tarzdan ziyade dirai istihsallere nazarları çevirmek, lafzın nazmından ziyade mananın hazmının ehemmiyetine dikkatleri çekmek içindir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; her zamanda bulunan, her mahlûkun simasında okunan tevhid şualarını ve marifet nurlarını insanlara göstermek, marifet âsasını hikmet ile istimal etmek, külli ve derin manaları istihraç ile istihsalinin akletmenin nurlu semereleri olduğunu bil’fiil göstermek içindir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; fıtratta mündemiç “yeniye” olan ihtiyacı görmek, teslimiyetin bozulduğu, itaatin kırıldığı, hakikatin zayıf bir gölgesi ile insanların avunduğu bir asırda, kemali temsil eden derin mana tabakalarını göstermek, fikri istihsallere teşvik ile insanları yüksek hakikatlere sevketmek içindir.

Nurlu eserlerin izahını istemek; sadakat zannıyla taklitte kalmış, lübbe ulaşamamış, lübbe ulaşmak için kabuğu kırma zahmetine katlanmamış, taklidi kabuller ile ülfete alışmış, kesret-i maddiyat ve hubb-u malaniyat ile gaflete dalmış insanları yeni manalar ile tanıştırmak, istihsalin tarifsiz lezzetini onlara da tattırmak içindir.

Şerh ve izaha katı müdahalelerin olmadığı yerlerde risale derslerinin ekseriyetle dört şekilde gerçekleştirildiği görülmektedir.

Bunların ilk ikisi dersi yapan kişinin mesleği ile şekillenmekte, meşrebi ile renklenmektedir. Dolayısıyla Risale-i Nurun Kur’an ayetlerini izah tarzına bilfiil benzemediklerinden has bir tasarruf ve nakıs bir tarz olarak nitelendirilmektedir.

Yani, risale sohbeti yapan kişilerin kesret-i malumatı yahut mesleki müktesebatı ile şerh ve izah teşebbüsleri, nurlu hakikatlerin ruh-u manevisini rencide ettiği, zihinlerde müşevveşiyete sebebiyet verdiği düşünülmektedir.

Üçüncü tarz; lügati manaları bildirmeye, şahsi vukufiyeti nispetinde okuduğu metne mana vermeye dair şerh ve izah teşebbüsleridir. Elfazın manasına ve metnin muhtevasına dayalı şerh ve izahlar; İşarat’ul İ’caz istisna tutulursa, nurlu külliyatın Kur’an ayetleri için yaptığı izah tarzına tamamen benzememektedir. Risale-i Nurun Kur’an ayetleri için takip ettiği yol klasik tefsir usullerinden farklılık arzetmektedir.

Dördüncü tarz; mana ve maksada dair şerh ve izahlar olarak nitelendirilmektedir. Mana ve maksad hedefli şerh ve izahlar; mütenevvi renkler ile süslendirilmiş, içiçe farklı desenler ile derinlik verilmiş harika ve büyük bir tabloya, resmin tamamına vakıf ehliyetli kişiler tarafından, tablonun asliyetini tağyir etmeden, resimdeki inceliği ve derinliği zedelemeden, resmin tamamını ve mükemmelliğini göremeyen seyircilere resmin tanıtılması, ressamın maksadının ne olduğunu anlatmasına benzemektedir.

Lafza ve metne zıt manaları ihtiva etmemek şartıyla, külli manaları ve ulvi makasıdı göremeyen, sathi ve cüz’i nazarlara takdim edilen şerh ve izahların risale-i nurun malı olduğu, muhterem ağabeylerin nurlu eserlerden istifadelerini ve gördükleri mücevherleri birbirlerine arz ettikleri 27. Mektub’un devamı olarak değerlendirilmektedir.

Hâsıl-ı kelam; pergel misali bir ucu merkeze, yani Ayat-ı Kur’aniyeden lemean eden Risale-i Nur’un bağrına giren ve o nurlu külliyatı aklen, kalben ve ruhen masseden insanların, “bu hakikat çarşısından aldıkları mücevherleri”, düşünce ve duygu yüklerini telahuk-u efkâr niyetiyle cemaat üyelerinin nazarlarına takdim etmeleri, marifetullahtaki derinliği tezyid ve muhabbetullahı tekmil adına bir zaruret olarak görülmektedir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
9 Yorum