Habibi Nacar YILMAZ
Âlem-i İslâm'ın itirazı bitiyor mu?
Fırıncı abiden bizzat dinlediğimi hatırlıyorum. Bir seyahatinde yanında oturan bir Orta Doğulu Müslümanın "Siz Müslüman mısınız, biz Türkiye'yi dinden, imandan tamamen uzaklaştığını biliyoruz." dediğini anlatmıştı. Fırıncı abi de ona "Bediüzzaman Said Nursi'nin Türkiye'den çıktığını, Risale-i Nurların neşredilip matbaalarda basıldığını, kendisinin de Amerika'ya böyle bir hizmeti tanzim ve bazı programları için gittiğini" anlatınca, o kardeşimiz de epeyce şaşırmış. Demek hem yeni dönemdeki bazı uygulamalar, dinî işaret ve sembollerin üzerindeki yasak ve baskılar, dışarıda özellikle İslam âleminde, böyle bir algıya sebep olmuştu.
Onun için üstad, Türkiye'nin âlem-i İslam'la küçük de olsa irtibatından çok memnun oluyor ve hükümeti tebrik ediyordu. Daha da önemlisi, Risale-i Nurların matbaada neşrini, iki dehşetli beladan biri olarak gördüğü "Âlem-i İslam'ın bu mübârek vatanın ahalisine karşı, pek şiddetli itiraz ve ittihamlarının" izalesi (giderilmesi) için istiyordu.
İşte, üstadın "İslam âleminin itiraz ve ittihamları" dediği de Fırıncı abiye karşı söylenen sözlerdi. Fakat bu itiraz ve ittiham (suçlama) çok şükür izale olmaya (bitmeye) başladı. Elbette bu, önemli çalışma ve hizmetlerle, devamında siyaset âlemindeki gelişmelerle oldu. Bizzat müşahede ettiğimiz ve örneklerini yaşadığımız bu izale ve İslam âleminin ülkemize yönelmesi, tanıması, âcizane kanaatime göre, özellikle İslam aleminden tâ üstadı ziyarete gelinmesi ve değişik yayın organlarında Risale-i Nurdan üstattan bahseden yazılarla başladı. Bekir Berk abinin 70'li yılların ortalarında Cidde radyosundan yaptığı konuşmalar ve Risale okumaları ile ileriye gitti. Fakat bunlardan daha da önemlisi, İhsan Kasım Salihi abinin nurları Arapçaya çevirmesi, ayrı bir milat oldu. Bununla beraber, Fırıncı abinin ve değerli, hizmet insanı Profesör Faris Kaya öncülüğünde önce İstanbul'da başlayan, sonrasında İslam âleminde devam eden sempozyum ve buna benzer ziyaretlerin, toplantıların nurların özellikle Orta Doğu'da tanıtılmasında ve İslam aleminde ülkemizdeki hizmetlerden üstattan haberdar olmasında ikinci güzel gelişmelere, tanışmalara vesile oldu.
Özellikle İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nın İstanbul Vefa'daki altmış kişiye ev sahipliği yapan binası İslam aleminden gelip orada yapılan programlar ve okumalar da ayrı bir güzellik ve hizmet vesileleriydi.
Diğer taraftan, bence İslam âleminin kaynaşıp tanışmasına önemli ev sahipliği yapan İstanbul'da Aslan Bey Kültür Vakfı'nın güzel binasınında Dr. Ali İhsan Erdemir kardeşin oradaki hizmetleri, Sait Özadalı abinin gayretleri ve Arapçaya olan vukûfiyeti ile gelenlerle ilgilenmesi de ayrı hizmet güzellikleri.
Bir diğer taraftan tüm Türkiye'nin Orta Doğu Nur hizmetlerine sahip çıkması ve müsait olan yerlerde dershaneler açılması, ayrıca hizmeti daha ileri seviyelere taşıdı. Şimdi çok şükür çok daha güzel hizmetlerin olduğunu görüyor ve duyuyoruz. Bu noktada, illerden ülkelere giden vakıf kardeşler, özellikle yakından tanıdığım Ahmet Doğan ve Mesut Yağmahan kardeşler, hizmetlerin ileri gitmesindeki gayretleri bizi ayrıca sevindiriyor. Çünkü bu iki kardeş de Trabzon'da yetişmiş ve birlikte hizmetlerimiz var.
Bu tip hizmetlerde Trabzon'un ayrı bir yeri var. Çünkü Orta Doğu'nun teveccüh ettiği merkezlerden en önemlilerinden biri olan Uzungöl, Trabzon'un bir mahallesi. Trabzon'da bizim de içinde bulunduğumuz bir ekiple, Uzungöl'de bir hizmet merkezi açmak, yaz aylarında tatilini orada geçirenlerle irtibat kurmak, hizmetleri tanıtmak için büyük gayretlerimiz oldu. Özellikle Mekkeli Profesör Abdurrezzak Beyin teşviki de bunda etkiliydi. Şimdilik muvaffak olamadık. Çalışmalarımız sürüyor. Uzungöl zor bir yer. Hem yer bulmak zor hem de bulunan yer hizmete uygun olmuyor. Çaykara'daki dershanemizle şimdilik idare ediyoruz.
Fakat İslam âleminin ülkemize teveccühü, bazı suçlamalarının izale olması, nur hizmetlerinin bu inkişafının yanında, diğer bazı hizmetlerin de mutlaka katkısı olmuştur. Bütün bunların yanında son siyasî gelişmelerin de bunu hızlandırdığını hem inkâr edemeyiz hem de bizzat şahit olduklarımız bunu gösteriyor.
Trabzon'da çok işlek bir yerde bir giyim dükkanımız var. Özellikle bu yazın Orta Doğu'nun her ülkesinden hem ziyaret hem de ticaret için gelenlerden bize uğrayanlar çok oldu. Hemen hepsi ile diyalog kurduk. Ortak noktamız istisnasız sonra son reis oldu Ben böyle bir muhabbet, teveccüh, destek ve duanın olacağını bu kadar tahmin etmiyordum gerçekten. Onun isminin geçtiği her an, elini göğsüne götürenden tut, duaya durana kadar; hatta bana "Ona destek vermiyorsan, senden alışveriş yapmayız." diyene kadar hepsine şahit oldum. Bu, istisnasız böyleydi. Hatta Yemenli bir arkadaş, "Reis, Yemen'de seçime girsin, kesin başkan seçilir." bile söyledi. Bir başkası ise, Türk siyaseti ile o kadar ilgili şeyler söyledi ki ben bile şaşırdım.
Hülasa, Türkiye'yi reisin şahsında bir umut, bir müracaat yeri, bir kurtuluş mercii, bir muhabbet ve ittihat merkezi gibi görüyorlar. Bu beni hem düşündürdü hem duygulandırdı hem de gelecek adına umutlandırdı.Gelen dostlarımızın bazılarına Arapça risaleler de verdik. Üstadın ismini gören, özellikle âşina olanlar, büyük bir teveccüh gösterdiler.
Keşmir'den tut Irak'a; Lübnan'dan tut Yemen'e; Lahor'dan tut Ürdün'e kadar görüşebildiğim tüm dostlar ve dindaşlarla kucaklaştık. Lisan-ı hâl ile de olsa anlaştık.
Son olarak Pakistan ve Hindistan'dan gelen yüksek düzeyde bir heyetin duygu ve düşüncelerini Sait Özadalı abi iletti. Kesret-i etbayı esas kabul ederek birbiriyle didişen, müsbet harekette sıkıntıları olan Hindistan ve Pakistan âlimlerini de üstad barıştırmış. Hizmette Kur'anî ölçüleri ortaya koyan İhlas Lemaları, özellikle "Muvaffakiyetin kesret-i etba ile değil, ihlâs ile oldugunu" iyice kavrayan bu âlimlerin didişme yerine kucaklaşmaya başlamaları ayrı bir güzellik.
Evet dostlar, ittihad farz bir vazife. Kader bizi zorlamadan biz onun yollarını bulup vesilelerini aramalıyız. Ozellikle dahilde. Gerisi daha kolay olur.
Selam ve dua ile.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.