Allah’ın Sadık Kulu

Sinema “Said Nursi”yi keşfe başladı. Bir yıl içerisinde hakkında iki film çevrildi; “Hür Adam”dan sonra “Allah’ın Sadık Kulu” gösterimde. O ise yıllar öncesinde sinemaya ibret için giderdi. Skolastik bataklığa düşmüş bir medrese hocası değildi ki “gâvur icadı” deyip sinemaya gitmesin. Din ilimleri ile fen ilimlerinin birlikte okutulacağı bir üniversitenin doğuda açılması; onun rüyası, rüya sineması idi.

Bundan yüzyıl önceki rüyası gerçek olsaydı, bugün ekranlarda terör olaylarını bu kadar seyreder miydik? Milyar heba olur, binlerce insan ölür müydü?

Aydın dediğin yüzyıl sonrasını görür tohumlarının bugün atar. Yüz yıl öncesinde söyledikleri, 1950 öncesinde dillendirdikleri dikkate alınsaydı pek çok rüyamız bugün gerçekleşmiş olur, ülke ve bölge olarak sulh ve sükûna kavuşurduk.

Filmi seyredenler gülmekle ağlamak arasında gidip gelecektir. Jandarma kâğıt araması yapıyor, Barla kasabası adeta abluka altında, kâğıt kalem girişi yasak; Risaleler yazılmasın, çoğaltılmasın, okunmasın. Gerekçe; emir yüksek yerden. Muasır medeniyet seviyesine kâğıdı, kalemi, kitabı toplatarak, okumayı yasaklayarak mı çıkmayı düşünüyor o günkü yüksek mevki?

Küçük kafalar onu anlamadı, yüksek mevkiler onu önünde engel gördü. O ise hiçbir engeli dikkati almayarak Barla’da öğrenim, eğitim seferberliği başlattı. Küçük kasabada küçük kâğıtlara yazılarak yayınlanan eserler bugün dünyanın değişik kıtalarında, değişik insanlarca okunuyorsa rüya gerçekleşmiş, daha büyük gerçekliklere doğru ilerliyor demektir.

Onu engelleyen zorba zihniyet, yasakçı kafa nerede? Allah’ın sadık kulu, hür adamı kim engelleyebilir ki?

Hür Adam filmi onu anlatmaya yetmedi; “Allah’ın Sadık Kulu” sadece Barla hayatından kesitler sunuyor. Mücadele ve mücahedelerle dolu seksen kusur yıllık ömürden kaç film çıkar? Onun rüyasını gerçekleştirmek isteyenler rüya sinemasını da gün yüzüne çıkaracaklar.

Hem Bediüzzaman, Mevlana gibi evrensel olma yolunda ilerliyor. Mevlana sadece Mevlevilerin Mevlanası değilse Said Nursi de sadece ona intisap edenlerin Bediüzzaman’ı değil; yoksa Anadolu sınırlarında sınırlı sayıda insan okurdu onu.

Bugün farklı ırk ve dillerdeki kıtalar ve kalpler onu okuyorsa; Barla başlattığı bütün yeryüzünü kuşatan medeniyet rüyası gerçekleşiyor demektir. Tıpkı Yusuf’un (a.s.) rüyası gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.