Hüseyin YILMAZ
Atatürkçülük yeniden kıymete bindi!
Bakanlığa getirilişi, hemen herkesin teveccühünü görmüş gibi tuhaf bir aksülamel meydana getiren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un ayağının tozu ile partisince okullarda bayram olarak kutlanması mecburiyet olmaktan çıkarılan bazı günlerin bayram olarak kutlanmasını yeniden mecburî hâle getirmesi yetmemiş gibi, asırlık Atatürkçülüğü kıymetli bir meta gibi keşfedip çocuklarımızın şuurunu felce uğratacak bir hamle ile yeniden müfredatın ruhu haline getirmesi de dehşet verici bir gelişmedir. Ak Parti, nesillerimizin mahvını bir daha netice verecek bu dehşetli vebali taşıyamaz, çöker. Müstahak da olur!
Yalnız başına bu hadise bile 15 Temmuz şenaatinin mağlub olurken bile galib geldiğini gösterir. Ordu ve devlet kademelerinden tard edilen FETÖ’cülerin meydana getirdiği büyük boşluğu doldurmakta zorlanan Ak Partinin bütün kapıları eski Ergenekoncu, Kemalist ve Ulusalcılara bilmecburiye de olsa açmış olmasının bu günleri doğuracağı belliydi. Korku belası gibi, devlet çarkının durmaması zarureti de bu elim neticeye teslimiyeti beraberinde getirdi. Ömrünü saydığım bu unsurlarla mücadele ile geçiren bu ülkenin bütün müsbet cereyanlarının suskunluğu, gemi azıya almalarından başka bir işe yaramadı.
Şimdi Ziya Selçuk’a sormak istiyorum: Atatürkçülük adına çocuklarımıza şunları mı telkin edeceksiniz?
- Atatürkçülük, bin yıllık irfanımızı boğup, tarihin en göz kamaştırıcı medeniyetini kurmuş milletimizin medeniyetini imha edip ademe mahkûm eden, milleti bir gecede cehl-i mutlaka düşüren, hâfızasını yok eden “Harf İnkılâbı”dır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, milletimizin bin yıllık din ve inancına İnkılâblar ve Batılılaşma adı altında açılmış bir yıkımın adıdır. Din ve tarihinin inkârıdır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, din ve tarihten haber veren bütün kelime, mefhum ve ıstılahların dilden atılarak Türkçe’nin kuş diline çevrilip insan dili olmaktan çıkarılmasıdır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, sırf gavurların şapkasını takmadığı için insanlarımızın darağaçlarında katledilmelerini netice veren tarihin en hunhar rejimidir, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, Fâtih’in değiştirecek olanları beddua ve lânetle andığı, beşyüz yıllık Ayasofya’nın câmi olmaktan çıkarılıp puthaneye çevrilmesidir, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, yüzlerce vatan evladının derme çatma sehpalarında can verdiği “İstiklâl Mahkemeleri” nam hukuk katliamının adıdır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, vatandaşlarının dörtte birisini teşkil eden Kürt halkının Şeyh Said, Dersim ve benzeri hareketler bahane edilerek toplu katliama tabi tutulduğu, mağaralara sığınmış çoluk çocuklarının gaz bombaları ile fare gibi zehirletilerek imha edildiği rejimin adıdır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, Kürt halkının “dağ Türkleri” olarak kabul edilip dil, isim ve kültürünün yok edilmesidir, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, Atatürkçü partilerin milletin teveccühünü görmediği, %1’lik bir tabanı bile olmayan küçük ve marjinal bir grupken bir asır bu ülkenin kaymağını yiyen kurnazlar çetesinin adıdır, diyebilecek misiniz?
- Atatürkçülük, Atatürk Milliyetçiliği adı altında yapılan Türkçülüğe bir tepki olarak doğan Kürtçülük ve terörün bu ülkeye on binlerce can ve katrilyonlarca mal kaybına mal olmanın, bölünmenin eşiğine gelmiş olmamızın adıdır, diyebilecek misiniz?
- Yüzlerce soru var, ancak şimdilik bu kadarı yeter...
Hayır! Diyemeyeceksiniz... Tam aksini söyleyeceksiniz. Yani bu mazlum ve mağdur milletin çocuklarına yeniden bir yalanlar manzumesini dünyanın en parlak hakikatleri olarak anlatacaksınız. Ziya Bey, ölüm hepimize yakındır. Bu vebali işlerseniz, yatacak yeriniz olur mu, bir düşünün!
Başından beri binlerce defa, müsbet icraatları sebebiyle Ak Parti ve Erdoğan’ı alkışlamış bir insanım. Çoğunu webde bulabilirsiniz. 15 Temmuz akşamı çoluk çocuğumla birlikte Erdoğan’ın evi önünde canlı yayınlar yaparak insanları direnmeye çağırdığımı da atlamayınız. Ancak, buraya kadarmış!
Atatürkçülükle mücadele ile ömrünü geçirmiş bir insan olarak, bu zulmün mahallemden yeniden hortlayarak gelişini hiçbir şekilde kabul edemem, müsamaha veya tevil ile bakamam.
Ya bu icraat durdurulur, ya da başladığımız yere geri döneriz. Bundan sonra ben sizle değilim, olamam!.. Bu ülkenin vatanperver geniş Müslüman kitlelerinin de olacağını sanmıyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.