Said HAFIZOGLU
Auburnda bir nur dershanesi
Hayatımızda yaşadığımız ilkler heyecan veren bir özelliğe sahiptir. Yeni fikirlerin, bambaşka başlangıçların miâdıdır ilkler. Hayata hayat katan; hayatın nuru olan bir dâvâda atılan ilk adımlarla şevklenir coşar bu ilk adımların sahipleri Aslında şevk-i mutlak içinde bulunmak, her dâim ilk adımların heyecanını yaşamaktır belki de. Kanaat etmek, hırs göstermemek bu mânâları kemâle erdiren hususlardır herhalde.
Hakikatte adımların sahipleri diye tâbir edilemez aslında zikrettiklerimiz. Çünkü her halükârda o adımlar nasip olmuştur o sahiplere; ihsan-ı İlâhî olarak omuzlara yüklenmiştir, Üstadımızın ifadesiyle...
Tarik-ı Muhammedî (asm) üzere istikametine devam eden bir hizmetin hâdimleri, elbette o yolun gerektirdiklerini yapacak; o yolun metodlarını kullanacaktır. İlklere başlarken istişare ile kararlar alacak, hedef-i maksadı için benliğini kardeşlerinin kararlarının içinde eritecektir. Bir iken beş, belki on, belki milyonlar olacak. Sonunu sonsuzluk diyarına bırakacak, meyveleri bu diyarda beklemeyecektir elbette. Cihad-ı ekber olan nefisle mücahedede, kardeşlerinin hukukları mânâsına da gelen meşveret sonuçlarını, hem kendini muhafaza için zırh olarak giyecek, hem de ona kast eden silahlardan meşveret zırhıyla birlikte kendini muhafaza edecektir.
***
Tasavvur değil, tasdik olan, teslim değil, iman olan, marifet değil, şehadet, şuhud olan, taklit değil, tahkik olan, iltizam değil, izan olan tasavvuf değil, hakikat olan, dâvâ değil, dâvâ içinde bürhan olan Sözleri okumak, beraberce anlamaya çalışmak ve muhtaç olanlara daha müsait bir ortam hazırlayıp onları Nurlarla buluşturmak için bir ilke mazhariyeti yaşadık. Hususî bir dershaneye kavuştuk, hamdolsun
Bulundugumuz şehre, Auburna teşrifleriyle uzun süredir hasretini çektiğimiz hizmetlerimizin inkişâfa başlaması, Vedat ve Selçuk ağabeylerin fedakârlıklarının ve şevklerinin Nazif ve Yusuf ağabeylerin gayret ve himmetleriyle buluşması vesilesiyle oldu. İlk istişare yapıldı ve özelde iki şehri kapsayan, fakat genelde bütün kâinatın alâkadar olduğu iman-Kurân hizmet kervanı yürümeye başladı. Bu istişareden önceki zamanı emekleme dönemi diye tâbir edebiriz. Bunu söylerken, önceki hizmetlerin küçüklüğünü değil; meşveretin, istişâre yapmanın verdiği kuvve-i mâneviyeyi nazarlara sunmak istiyoruz.
Meşveretimizde dikkat çekilen hususlar ve gelecekte üzerine yoğunlaşacağımız konulardan biraz bahsetmek istiyorum.
Neredeyse bütünüyle bir üniversite şehri olması dolayısıyla Auburn, üniversite öğrencilerinin yanı sıra hocalarına yönelik olacak derslerimiz; komşu şehir Montgomery dersleri, Müslüman Öğrenciler Birliği (MSA) vesilesiyle düzenlenecek olan seminer çalışmaları bu istişaremizin ana başlıkları idi. İstişarede dikkat çekilen hususlar şöyleydi: Hâdim olarak vazifelerimizi yapmak ve vazife-i İlâhîye karışmamak düsturumuz, hizmet-i nuriyedeki prensiplerimizin önemi
Sözü geçen konuların arka planında istikamet ve ihlâs duâsı kendini belli ediyordu.
Bu yazıya başlık olarak seçtiğimiz Nur Dershanesi mevzuunun da küçük bir hikâyesi var. Nurlu hatıralarda hepimizin dikkatini çektiğini düşündügüm bir dershane isimleri gelenegi vardır. Yani Anadoludaki nur dershanelerinin kendine mahsus isimleri...
Bulunduğu bina veya sokak, veyahut daire numarası ile anılır birçok dershane. Auburn dershanesi bu niyetlerle isimlendirildi; fakat sokak, cadde veya daire numarası yerine, belki de onu en güzel tanımlayan Medrese-i Nuriye mânâsında Nur Dershanesi ismini aldı. İsminin mânâsına her hâliyle hizmet edecek bir yer olması duâsıyla...
Bu adımların güzel meyvelerini, derslerimizde bizim dünyalarımıza açılan pencereleri, dersimize iştirak eden dindar Hıristiyan bir gencin heyecan ve ilgisini daha sonraki mektuplarımızda paylaşmak temennisiyle, Allaha emanet olun.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.