Misafir Kalem
Ayna olabilmek
Nefislerinizi temize çıkarmayın… (Necm: 32) Ayetin tamamlanmayan daha doğrusu tamamlanması bize bırakılan veçhini iyi yorumlamakla ubudiyetin arşına doğru bir yol bulabiliriz. Ayet devanı itibarıyla bize temiz olmayan nefsin temizliğinden ve paklığından haber vermektedir. Aslında şöyle bir yorum da yerinde olacaktır nasıl ki Kur’an-ı kerim arş-ı aladan inmiştir öylede her bir ayetin bir arşı alası vardır ve mü’minler imanlarının kuvvetine göre o elmaslara uzanabilmektedirler. Şimdi bu ayetin devamını nefsimize göre yorumlayalım.
Nefislerinizi temize çıkarmayın… (Necm: 32) çünkü o nefis mahiyeti ve yapısı itibarıyla kirlidir, bulanıktır, kesafetlidir. Zaten o nefis temiz olmayışı ile Rabbine karşı siyah bir ayna olmuştur.(aynanın arka kısmındaki siyahlığın ön yüzündeki şeffafiyete vesile olması gibi) nefsimizdeki kirler ve hatalar, nefsi kasten kirli yaratanın esmasını bu kusurlu ayna vasıtasıyla göstermek istiyor. Acizliğimizi göstermek istiyor çünkü kudreti, acz aynasında kendini buluyor. Yani bir nevi zıddiyet itibarıyla bir çeşit ayinedarlık yapıyor. En güzel örneği de fakir oluşumuz. Evet fakirlik sadece bu asrın maddiyatının zihnimize çaldığı ekonomik fakirlik olmamalıdır. İhtiyaç noktasında her insan rabbine karşı eşit derecede fakirdir. Güneşin ışığına, ısısına ve dönmesine mukabil hangi zengin zengin kalabilir. Suyun oluşumu ve önümüze hazır konulması için kainatın hareketini ve dengesini tutma noktasında hangi beşeri zenginlik fakir kalmamaya direnebilir. En basitinden bir sivrisineğin gözünü yaratan ve onu güneşin ışığına muhtaç bırakan, güneşin ışığını kainatın nizamlı hareketine bağlayan bir kudret-i mutlaka’ya karşı kim dünyevi güç ve ekonomisiyle mukabele edip haddini aşabilir. Nefsin fakirlik aynasında Allah’ın rahmetini görebilmenin ince yoludur iman. Nefsin da birçok kirli yolları vardır. Ve yine insanın fakirliğinin yanında acizliği çıkar karşısına ve bir nevi esma mektebine sokar insanı. Güç yetiremediği her bir noktaya karşı Rabbinin tecellisini ona hatırlatır.
Kainat bu noktadan bakıldığında esmanın zıddıyet noktasında tecelli hanesi olur ve her bir olumsuz haleti onu esmanın kucağına atar. İslami literatürde pe bulunmayan zıddiyet noktasında ayinedarlık, islamın bu asırdaki bir nevi mucizesi olan Risale-i nur külliyatının çeşitli yerlerinde sıklıkla vurgulanmaktadır. Nefsin her türlü kirli haletini imanın şuuru ile şuurlandırıp Allah’ın isimlerine karşı ayna olmak- ki şuurlu bir ayna imanın zevkine varabilir- varken hiçbir kusuru kabul etmeyen kibirli kafalılık insana hangi marifet sofrası açabilir. Nefsini bilip rabbini bilmek varken rabbini bilmemekle nefsini Mabud(ibadet edilecek yegane zat) ittihaz etmek insana hangi zenginliği kazandırabilir. Hakiki bir Mü’min gibi kemalini kemalsizlikte, kudretini aczde, gınasını fakrde bilmelidir. Aynasını temizlemekle siyahlandırmaması gerekir.
Abdullah Korkmaz
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.