Risale Haber-Haber Merkezi

İşadamı Mehmet Emin Değer, Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta Mardin’de kanaat önderleriyle yaptığı toplantıda bulunduğunu ve yaptığı konuşmada Bediüzzaman Hazretlerinin çözüm önerilerini anlattığını söyledi.

Risale Haber’e konuşan Değer, “Sayın Başbakanımız yedi bakanıyla birlikte Mardin’deydi. Kanaat önderleri arasında bizi de lütfedip davet etmişlerdi. Yemekli toplantıda konuşma fırsatını buldum. Konuşmanın metni şifai olarak bana ait olsa da muhteva ve cümleleri Bediüzzaman Said Nursi’ye aitti” dedi.

Değer, şunları söyledi:
“Ey Türkler ve Kürtler, şimdi bir miting yapsam mazide saf tutan bin sene evvelki ecdadınızı ve istikbalden gelen elli sene sonraki evlatlarınızı şu gürültülü hane olan asrı hazır meclisine davet etsem, acaba mazide saf tutan ecdadınız ve istikbalden gelen evlatlarınız size demeyecekler mi ki, hey miras yedi yaramaz çocuklar, netice hayatımız siz misiniz? Heyhat, bizi kısır bıraktınız. İstikbalden gelen evlatlarınız demeyecekler mi ki, siz misiniz ki bizi şanlı atalarımızla birbirine bağlayan ip?

“Görüyorsunuz ki bu mitingde her iki taraf da sizi protesto ediyor. Ben de sizi protesto ediyorum. Varsın bu zamanın memesinde bizimle süt emenler bizi dinlemesinler. 50 sene sonra gelen Tahirler, Ömerler, Hamzalar, Yusuflar vesaireler, sizlere sesleniyorum. Lebbeyk  deyiniz ve başınızı kaldırınız.

“1000 seneden beri kardeşçe yaşadığımız bu coğrafyada bin tane haklı nedenleri dahi olsa kardeşlerine, kılıç ve silah çekmek caiz değildir. İnanan bütün Kürtler böyle düşünür. Venizelos ile birleşip Sait Halim Paşayı vuramam, vuranlarda nazarımda sefildirler. Türkler bizim aklımız, biz onların kuvvetiyiz. İkimizin mecmuu (toplamı) tam adam oluruz.

“1971 yılında Mardin İmam Hatip okulunda okurken, haritada yerini bilmediğimiz yer olan Kırım için “Kırım Kan Ağlıyor” diye bir piyes çevirdik. Ben, Ali Bulaç, Prof. Ahmet Ağrakça vs. birkaç arkadaşla Mardin kazalarında kültür salonlarında oynadığımız bu piyeste rolüm icabı mazlumu oynarken üç beş cümlelik rolümü, alkışlardan 10-15 dakikada tamamlamıyorduk. Kırımın haritadaki yerini bilmiyorduk ama şunu biliyorduk. Orda mazlum bir millet var ve zulme uğramışlardır. Zaten ihtiyacımız olan bilgi buydu. Bu coğrafyada, bu ülkede bu ruhu tekrar diriltmek mümkün değil midir? Katiyat derecesinde inanıyoruz ki geçmişte Kürtler, Türk kardeşleriyle nasıl ki önemli hadiselere parmak basıp, mühür ve imza atmışlarsa, gelecekte de aynı heyecan ve duygularla önemli gelişmelere beraber imza atacaklardır. Bir asırdır yaşadıklarımızı,   muvvakkat bir arıza olarak görüyoruz.”