Mehmet Selim MARDİN
Bediüzzaman biyografileri ve yapılması gereken çalışmalar
Bedîüzzamân Said Nursî ile ilgili geçmişten günümüze kadar yapılan biyografi çalışmalarının yeterli olamadığını, onun hayatını hakkıyla araştıramadığımızı itiraf etmek zorundayız. Günümüze kadar yapılan çalışmaların iki elin parmakları kadar olmaması, bizim bu konudaki en büyük eksikliğimiz olarak orta yerde durmaktadır. Dilerseniz bugüne kadar ortaya konan çalışmaları hatırlayalım ve “Gelecekte ne yapabiliriz?” sorusuna hep beraberce cevap arayalım.
Bediüzzaman’ın ilk tarihçe-i hayatı, en eski talebelerinden olan Müküslü Hamza Efendi tarafından M. 1918 yılında yazılmıştır. Arapça İşârâtü’l-İ’câz adlı eserin sonuna ilâve edilen bu eser beş sayfadan ibaret olup, Bediüzzaman’ın Siirt, Bitlis ve Van’da geçen Medrese hayatıyla ilgili ilginç anekdotları ihtiva etmektedir. Kitabın muhtevası 1959 yılında Nur Talebeleri tarafından basılan Tarihçe-i Hayat’a da aynen aktarılmıştır. Bu eserde Bediüzzaman’ın doğum tarihi dışında hiçbir tarih bilgisine yer verilmemesi, araştırmacıların işini zorlaştırmıştır.
Bediüzzaman’ın yazılan ikinci tarihçe-i hayatı, kardeşinin oğlu Abdurrahman tarafından M.1919 yılında kaleme alınmıştır. Bu tarihçede de yukarıda bahsettiğimiz konular tekrarlanmakla beraber ilâveten Bediüzzaman’ın Cizre ve Mardin hayatından Birinci Dünya Savaşına kadar geçen olaylar, ayrıntılı bir şekilde dile getirilmiştir. Fakat diğer eserde olduğu gibi, olaylara tarih düşülmemesi büyük bir eksiklik olarak kabul edilmelidir.
1958 yılında, Risâle-i Nur Müellifi Said Nur ve Nurculuk adlı eseriyle gazeteci ve fikir adamı Eşref Edip Fergan, Bediüzzaman’ı anlatan bir eser yayınlar.
Öncelikle kitapta yer alan bu çalışma Sebiülürreşad dergisinde 1952 yılında yayınlanan makalelerden oluşmaktadır.
Bediüzzaman’ın ilk hayat devresi Abdurrahman’ın tarihçesinden faydalanılarak ve gazeteci üslubu ile ilaveler yapılmak suretiyle iktibas edilir.
Ayrıca Eşref Edip’in Bedîüzzamân ile yapmış olduğu mülakatta kayda değer bir çalışma olarak eserde yer alır.
Her ne kadar yazıldığı dönem itibariyle çok önemli bir çalışma ise de, ancak bu eserde de fazlaca ayrıntılı bilgilere ve akademik çalışmaya rastlayamıyoruz.
1958 yılında Üniversiteli Nur Talebeleri tarafından Ankara’da basılan Tarihçe-i Hayat eseri de yukarıda anlatmaya çalıştığımız eserlerden faydalanılarak hazırlanmıştır.
Ancak Bediüzzaman’ın kronolojik hayatı ile birlikte tarih sırasına göre telif edilen risâle ve lâhikaları içinde barındırdığı için Risâle-i Nur Külliyatı’ndan bir eser olarak kabul edilmiştir.
Eserin en önemli bir özelliği de Bediüzzaman’ın hayatta iken yayınlanmış olmasıdır.
Hatta Bedîüzzamân birçok konunun yazılmasına müsaade etmemiş ve yayınlanmasına izin vermemiştir.
Bedîüzzamân Said Nursî’nin vefatından on dört sene sonra ilk defa bilgi ve belge ağırlıklı ve kronolojik olarak, Necmeddin Şahiner tarafından hazırlanan ve 1974 yılında Yeni Asya Yayınları tarafından basılan ‘Bilinmeyen Taraflarıyla Bedîüzzamân Said Nursî’ adlı eser kaynak olarak kabul edilmeye başlandı.
Bedîüzzamân ile ilgili yazılan bütün eserlerde bu kitap referans olarak gösterildi. Bu eserde de yer yer, tarih ve şahıs hataları görülmekle birlikte, daha sonraki baskılarda düzeltmeler yapılmıştır.
Bundan sonra yapılması gereken, bu kronolojik bilgilerin, detaylandırılarak daha fazla bilgi ve belge ile ayrıntılara inilerek detaylandırılmasıdır.
Yılların geçmesiyle ve geçmişten alınan dersler 1991 yılında Abdülkadir Badıllı’ya ‘Bediüzzaman Said-i Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı’ adlı üç cilt olarak yayınlama imkânını verdi.
Eser bu tarihe kadar yazılan biyografilerin en geniş kapsamlısıdır.
Bu eserde Necmeddin Şahiner’in kronolojik bilgileri esas alınarak bazı tarihler tashih edilip, bazı olaylar geniş bir şekilde detaylandırılmıştır.
Ve ilâve olarak ta birçok belge yayınlanmıştır.
2013 yılına gelindiğinde Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün “Arşiv Belgeleri Işığında Bedîüzzamân Said Nursi ve İlmi Şahsiyeti” adlı çok geniş kapsamlı ve devlet arşiv belgelerine dayanan altı ciltlik eseri belirli aralıklarla yayınlanır.
On binlerce arşiv belgesi ve on binlerce sayfalık kitaplar özetlenmeye gayret edilmiştir. Mesela, Osmanlı Arşivi’ndeki bin’in üzerinde belge, Emniyet Genel Müdürlüğündeki 23 bin belge, Cumhurbaşkanlığındaki belgeler, binlerce sayfalık Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi gazeteleri buna misal olarak verilebilir. Bu arada çok sayıda yabancı gazeteler ve özellikle İngiliz ve Mısır gazeteleri de taranmaya gayret gösterilmiştir. Ancak bunca belgeye rağmen daha itinalı, daha akademik ve belli bir yöntem takip edilmeden, bu muazzam bir gayretle hazırlanan eserde de ne yazık ki yer yer tarih ve bilgi eksiklikleri görülebilmektedir. Sonraki baskılarda görülen eksikliklerin tamamlanması esere daha bir mükemmellik katacaktır.
Bu arada değişik zamanlarda Bediüzzaman’ın tam biyografi çalışmasını yansıtmasa da çok değerli onlarca araştırma yazıları yayınlanmıştır.
Buraya kadar aktardığımız biyografi çalışmalarından da anlaşılacağı üzere, Bediüzzaman’ın hayatı hep şahsî himmet ve gayretlerle araştırılmış. Bu araştırmalarda en küçük emeği geçenleri minnetle anıyoruz. Gelecek olan nesillerce yaptıkları hizmet unutulmayacaktır.
Bize gelince; Bediüzzaman’ın hayatı konusunda yapılacak çok işler var. Onun için;
1) Bir an önce akademik olarak çalışacak olan Bediüzzaman’ın Hayatını Araştırma Komisyonu teşekkül ettirilmelidir.
2) Bu komisyonda sosyal bilimcilerin ve özellikle tarihçilerin yer alması sağlanmalıdır
3) Devlet Arşivlerinde Bediüzzaman’la ilgili bütün belgelerin toplanması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.
4) Osmanlı döneminde Bediüzzaman’ın yaşadığı illerin Şer’iyye Sicilleri incelenmelidir.
5) Bediüzzaman’ın uğradığı yerlerin mahalli basını taranmalıdır.
6) O dönemin idarecileri araştırılmalıdır.
7) Bediüzzaman’ın hayatında önemli yer tutan dönemin Medrese sistemi incelenmelir.
8) Bediüzzaman’ın yaşadığı dönemin siyasî ve içtimâî tahlilleri yapılmalıdır.
9) Belge ve bilgilerin bir arada olması için ihtisas kütüphanesi teşekkül ettirilmelidir.
10) Bediüzzaman’ın ilk hayatı özellikle yirmi yılının geçtiği karanlıkta kalan yeterince bilgi sahibi olamadığımız Van hayatı iyice araştırılmalıdır.
Yukarıda sıralamaya çalıştığımız maddeler çoğaltılabilir. Ancak fikir edinme ve meselenin bir komisyon marifetiyle çözülebileceği düşüncesi yerleşsin diye bu kadarla yetindik.
Temennimiz bu iletişim çağında Bediüzzaman’ı dünyaya etraf-ı erbaasıyla tanıtmak. Hayatında bilinmeyen bir mesele bıraktırmamak. Gelecek nesillerimize lâyıkıyla hesap verebilmektir.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.