Bediüzzaman mürteciyse hava kelimesini niye kullandı?

Bediüzzaman mürteciyse hava kelimesini niye kullandı?

Akgün, Risale-i Nurların Kur’an-ı Kerim’e çok yakın durduğunu söyledi

İbrahim Mert’in haberi:

RİSALEHABER-Araştırmacı İbrahim Akgün, Risale-i Nurların Kur’an-ı Kerim’e çok yakın durduğunu söyledi.

Risale Akademi bünyesinde gerçekleştirilen Emirdağ Okulu’nun Ankara'da yapılan seminerde konuşan Akgün, "Emirdağ Lahikası’nda öne çıkan kavramlar"la ilgili özet bir sunum yaptı.

A’dan Z’ye kavramlar üzerinde çalışan Akgün, Emirdağ Lahikası’nda geçen “Hükümet, Hürriyetçi/Hürriyetperver, Hürriyet-i fikir/ Hürriyet-i fikr-i ilmiye/hürriyet-i kalem/hürriyet-i şer’iye/hürriyet-i vicdan” gibi kelimelerin “Çağdaş bir hükümet” zamanında din, vicdan, fikir ve ilim hürriyeti olmadığına ve müellifin millet adına bu özgürlükleri talep ettiğine, adalet aradığına delil olduğunu söyledi.

emirdag_seminer1.jpg

Akgün’ün Bediüzzaman Hazretlerinin siyasetten hayatı boyunca uzak duran ve talebelerini de bu ahlȃkla yetiştirmek isteyen bir zat olduğunu, kendisiyle husumet içinde yaşamayı düstȗr edinmiş bir siyasi partiden 17 kere, “hapis”ten de 16 kere bahsetmesinin onun ne büyük haksızlıklara maruz kaldığına şahitlik ettiğini vurguladı.

Risale-i Nurların Kur’an-ı Kerim’e çok yakın durduğuna dikkat çeken Akgün, Merak kavramının Bediüzzaman tarafından Kur’an’a uygun bir şekilde ele alındığını açıkladı.

YERYÜZÜNDE MERAK EDİLECEK ÇOK MANEVİ ŞEY VAR

Akgün’ün seminerinden notlar şöyle:

emirdag_seminer2.jpg

“İnsanlar üstlerine farz olan vazifelerini bırakarak, afaki ve kendilerini çok da ilgilendirmeyen ve gaflete sürükleyen hadiselerle ilgileniyorlar. Kimi insanlar fıtrattan gelen mucizelerle değil, hilkatten ve özellikle insandan kaynaklanan garipliklerle daha çok ilgileniyorlar.
Yeryüzünde kendilerinden sonsuz şeyler öğrenilecek sayılamayacak kadar ümmetlerle ve durumlarla ilgilenmek varken, arızi hallerden ve insanın yanlışlarından kaynaklanan hallerle ilgilenmek insana bir şey kazandırmaz, gaflet verir.
Yeryüzünde merak edilmeye ve insana manevi, ulvi hazlar verecek çok şey varken; beşerin zararlı, arızi, şerli hadiselerine merak duymak ve bağlanmak asla doğru değildir.

GERİCİ BİR ADAMIN FEN BİLGİSİ

“Gerici bir din adamının,” bir “mürteci”nin “irticai bir eser olan Emirdağ Lahikası’nda” “hava” kelimesinin 36 kere geçmesi büyük bir derstir ve hemen hepsi de kitapta ilmi (fenni) bir maksatla geçmektedir.

Bediüzzaman misallerini ağırlıklı olarak, insan eseri hususlardan değil, öncelikle yaratılıştan ve eşyadan vermektedir. Bu ilmi usuldür. Bu hakikat aynı zamanda, müellifin mektuplarında bile ilmi usulden vazgeçmediğini göstermektedir. 

emirdag_seminer3.jpg

NAMAZ KILMAYAN HAİNDİR

Bediüzzaman; muhtemelen Müslüman bir milletin devletinin başına geçerek namaz kılmayana, kendi terminolojisini İslam değerleri üstünden kurarak, “hainlik” sıfatını yakıştırıyor ve bunu olabilecek en açık şekilde, hainlikle itham ettiğini yüzlerine söylüyor: “Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur.”

Merdut, reddedilmiş demektir. Onlar, Allah’tan geleni reddetmişlerdi, müceddid de onları. Tek farkla: Müceddid durumu Çarşambadan değil, hafta başından görmüş ve de açık sözlü davranmıştı. Onlar ise yalnız emellerini değil, aynı zamanda amellerini de sonuna kadar gizlemişlerdi! Hala da gizliyorlar! Bunca tahribata, tahrifata, katliamlara, fitne, fesada ve zulümlere rağmen.