Bediüzzaman Müslümana bu bakışı çok yanlış bulur

Bediüzzaman Müslümana bu bakışı çok yanlış bulur

Müslüman da günah ve suç işler; işler ki, tevbe ve istiğfar vardır, İslâm ceza hukuku vardır

Risale Haber-Haber Merkezi

Zaman yazarı Ali Ünal, Bediüzzaman Hazretlerinin Müslümanları “çakıl taşı” mesabesindeki hoşumuza gitmeyen bazı huylarından dolayı onu mahkûm etmeyi çok yanlış bulduğunu söyledi.

İnsanın mükkemmelin peşinde olduğunu ancak kendisindeki kusuru görmeyip başkalarındaki kusuru gördüğünü belirten Ünal, "Bilhassa sevdiklerimiz ve yücelttiklerimizi daima mükemmel hayal eder ve öyle olmalarını bekleriz. Bu tavrımız da ortaya koyuyor ki, aslında mükemmelin peşindeyiz ve bunun için çalışmak gerekir. Fakat buna giden yol, aşılması gereken bin türlü kusur, eksiklik ve rezil ahlâkla doludur. Sadece peygamberlerdir ki, mükemmel ve kusursuzdur" dedi.

Cenab-ı Allah'ın ebediyet yolunda nihaî halimizi değerlendirirken sevap ve günah, iyilik ve kötülük dengemize bakacağına işaret eden Ünal, bazen sevaplı bir amelin onlarca günahın silinmesine vesile olabileceğini, tartıdan sonra devreye Allah’ın izni dâhilinde şefaatin gireceğini belirtti.

Bediüzzaman'ın sözlerini hatırlatan Ünal, "Hz. Bediüzzaman (r.a.) Müslüman’da iman ve Müslüman olmayı Uhud ve Hira Dağı’na benzetir ve bu iki dağ Müslüman’da varken, “çakıl taşı” mesabesindeki hoşumuza gitmeyen bazı huylarından dolayı onu mahkûm etmeyi çok yanlış bulur. Müslüman da günah ve suç işler; işler ki, tevbe ve istiğfar vardır, İslâm ceza hukuku vardır. Kıskançlık gibi insanda kuvvetle hükmeden bazı huylar, terbiye edilmezlerse, peygamber evlâdını bile kardeşlerini kuyuya atmaya, hattâ öldürmeye kadar götürebilir. Öyle ki, mü’min topluluklar birbirleriyle savaşabilir ve bu savaşma, onları mü’min olmaktan çıkarmaz (Hucurât Sûresi/49: 9). Dolayısıyla, insanları değerlendirirken bütün realiteler nazara alınmalı ve ölçülerimiz sağlam olmalıdır. Toplumlar da insanlar gibidir; elbette bir toplumda iyiler ve kötüler, iyilikler ve kötülükler bir arada bulunur. O halde, toplumlar da insanlar gibi değerlendirilmelidir" dedi.