Nurettin HUYUT
Bediüzzaman Obamayı destekler miydi?
ABDde müthiş bir rüzgâr esti, bu rüzgâr bütün dünyaya yayıldı, yıkılan umutlara meltem havası gibi bir sıcaklık sundu, kararan gönüller solan yüzler biranda aydınlandı, gülmeye başladı. Sanırsınız dünyaya adalet geldi. Artık kimseye zulmedilmeyecek, hiç kimse bundan böyle itilip kakılmayacak, dövülüp sövülmeyecek, sanırısınız Hz. Ömer (ra) tekrar dirildi, artık dünyayı o idare edecek.
Rüzgâr öyle hızlı esti ki, ABDyi değil, sanki dünyayı yönetecek bir lider seçildi. Ezilmiş, horlanmış, hep ikinci sınıf muamelesi görmüş kara Afrikanın inanılmaz mutluluğuna, dünyanın tüm ülkelerinde ikinci sınıf muamelesi gören her insanın sevincine kaynak oluverdi birden.
Bu rüzgârın ismi: Barack Hüseyin Obama.
ABD de yapılan bir seçim neden bir anda bu hale dönüştü? Neden insanlar bu kadar sevinç çığlıkları atıyor? Gerçekten bu insan onlara umut olacak mı? Zalimler artık zulmetmeyecek mi? Kara Afrikada insanlar artık ikinci sınıf muamelesi görmeyecek mi?
Elbette değil. Elbette bunların hiçbiri olmayacak, zalim zulmüyle, mazlum zilletiyle bu dünyadan göçüp gidecek. Bunun böyle olacağını o sevinç çığlığı atanların da çoğu bilmese de hissediyordur. Ama umut işte, umut olmasa insanlar yaşayamaz. Bir ışık, hayali de olsa bir yardım eli, ufukta göründü mü? Çaresiz insanların sevinç kaynağı oluveriyor. Ama bir kere daha, umutsuzca, elleri boş geri dönecekleri güne kadar bu mutluluğun tadını çıkarmak onların hakkı.
Başlığa koyduğum soruya cevap ararsak: Bediüzzaman Said Nursi olsaydı elbette Obamayı desteklerdi demek içimizden geliyor. Çünkü eserlerinin bir yerinde şöyle diyor: Evet, ben neseben ve hayatça avam tabakasındanım. Ve meşreben ve fikren, müsavat-ı hukuk mesleğini kabul edenlerdenim. Ve şefkaten ve İslâmiyetten gelen sırr-ı adaletle, burjuva denilen tabaka-i havassın istibdat ve tahakkümlerine karşı eskiden beri muhalefetle çalışanlardanım. Onun için, bütün kuvvetimle adalet-i tâmme lehinde, zulüm ve tagallübün ve tahakküm ve istibdadın aleyhindeyim. (Said Nursi, Lem'alar, Sayfa 174)
Bu sözlerinden dolayı Bediüzzaman Hazretleri yanlış anlaşılıyor bazen. Sanki Sosyal Demokratlar gibi düşünüyor izlenimi edinilebiliyor. Oysa öyle değil elbet, Bediüzzaman hazretleri hiçbir zaman toptancı olmamıştır. Bir zalimin elinde bir hakikat görse onun zulmünü yüzüne haykırmış, zalimliğini yüzüne vurmuş, ama o hakikati de almıştır.
Burada da durum farklı değildir. Sosyalistlerin her hali ve her tavrı yanlış değildir. Bazı hakikatler ve bazı hakperest fikirler onlarda da olabilir. İşte, o fikirleri savunmak ve o fikirlere sahip çıkmak o insanların tüm fikirlerine sahip çıkılıyor anlamına gelmemelidir. O kişi veya o gurubun sadece malum fikirleri destekleniyor. Yoksa yedikleri her haltın kabul edildiği anlamına gelmiyor.
Dünyanın her yerinde solcular veya sosyal demokratların duruşu aynıdır. Farklılık sadece renkte ve kılık kıyafettedir. O nedenle Obamadan çok iyi şeyler beklemek fazlaca iyimserlik olur. Hareket noktası, savunduğu fikirler, ezilmiş insanların içinden gelmesi çok iyi ve umut verici olsa da yapacağı icraatlar acaba aynı çizgide devam edecek mi? İşte, o önemli biz de ona bakacağız. Takip edip sonucu göreceğiz.
Bu düşünceden hareketle Fehmi Korunun başbakanla ilgili düşüncelerini şahsen doğru buluyorum. Gerçekten Başbakan son zamanlarda hayli farklılık gösterir oldu. Özellikle Güneydoğu politikaları ile ilgili hayli değişim sergiliyor. İşte bu durum Obama içinde geçerlidir. Yani, onun da bir süre sonra Bush gibi olmayacağını kim garanti edebilir?
O nedenle temkinli olmak en doğrusu. Bunu aklımızın bir köşesinde saklayalım ama, şimdilik sevinmemize de hiçbir mani yoktur. Umalım ve dua edelim göründüğü gibi olsun ve göründüğü gibi dünyaya güzellik ve adalet getirsin.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.