Bediüzzaman şer odaklarının heveslerini kursaklarında bıraktı

Bediüzzaman şer odaklarının heveslerini kursaklarında bıraktı

Emirdağ Okulu, 8. programında "Emirdağ Lahikası'na Kaderi Bakış" semineri düzenlendi

Risale Haber-Haber Merkezi

Risale Akademi bünyesinde gerçekleştirilen Emirdağ Okulu, 8. programında "Emirdağ Lahikası'na Kaderi Bakış" semineri düzenlendi. Kadir Aytar'ın sunduğu seminer notları şöyle:

Bediüzzaman’ın kadere imanı kâmil derecededir. Kader Risalesi olan 26. Söz’de yazmış olduğu hususların çoğunu yaşamış, sözde kalmamış bizzat çilesini çekmiştir. Hayatı boyunca özü-sözü bir davranmış, kaderin hükmüne boyun eymiş, isyana ve kaderi tenkide kalkışmamıştır.

Bediüzzaman, yaptığı iyiliklerde Rahmet-i ilahiyenin iktizasını ve Kudret-i Rabbaniyenin icadını görmüş, bu nedenle de hiçbir zaman gurura düşmemiş, Allah’ın bir ihsanı olduğunu belirtmiştir. Cüz-i ihtiyârî nâmındaki irâdesini daima duâ, tevekkül ve sabırdan yana kullanmış ve silsile-i hasenâtın bir meyvesi olan Cennete ve saadet-i ebediyeye çiçeklerine elini uzatmıştır. Duâ ve tevekkül ile meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet vermiş, istiğfar ve tevbe ile meyelân-ı şerri kesmiş ve tecavüzâtını kırmıştır.

Bediüzzaman kadere imanın nihayetsiz hafifliğini,  rahatlığını ve sürurunu daima hissetmiştir. Dünyanın lüzumsuz bütün ağırlılıklarını kaderin sefinesine atmış, kemâl-i rahat ile, ruh ve kalbin kemâl-i hürriyetiyle kemâlâtında serbestçe cevelân etmiştir. Başına gelen olayları, sebep ve sonuçlarına göre iyi tahlil etmiş, isabetli adımlar atmıştır. 

Bir şerr-i cüzî için hayr-ı kesîri terk etmemiş, o şerr-i cüzînin şerr-i kesîr olmaması ve hayır hükmüne geçmesi için çaba sarf etmiştir. Kader-i İlâhînin netice ve meyveler itibâriyle şerden ve çirkinlikten münezzeh olduğunu, kaderin hakiki illetlere bakıp, adâlet ettiğini, insanların zâhirî illetlere göre hükümederek, kaderin aynı adâletinde zulme düştüklerini anlamıştır. İşlemediği suçlardan dolayı 28 sene sıkıntılar çektirilmesine bu cepheden bakarak iman ve Kur’an hizmetindeki ihlası kırmamak için Kader-i İlahinin şefkat tokadı atarak adalet ettiği şeklinde nitelendirmiştir.

Bediüzzaman kendisine zulmedenlerin küfür hesabına çalıştıklarını ve büyük tahribatlar yaptıklarını bilmiş, böyle edepsiz ehl-i isyana karşı dayanmak için Cenâb-ı Hakkın azîm inâyetine iltica etmiştir. Başına gelen her musibette kaderi görmüş, sabretmiş ve talebelerine de aynı şeyi tavsiye etmiştir. Kadere İmânın tarif edilmez lezzet ve saadetini nefsinde yaşamıştır.

Kaderin her şeyi güzeldir, hayırdır. Ondan gelen şer de hayırdır, çirkinlik de güzeldir. Bediüzzaman çirkin şeylerin ardındaki büyük hayırları görebilmiştir.Hayatına arız olan şerleri, elemleri, meşakkat ve musibetleri, kendisinden zulümat ve ademleri uzaklaştıran bir unsur olarak görmüştür.

Böylece hayatın çeşitli hallerle yuvarlanmasını, saflaşma, semeredar kılma ve esmanın nakışlarını gösterme olarak bilir. Bu nedenle durmadan, istirahat etmeden büyük bir azimle çalışır.

Bediüzzaman’ın son dersi müsbet harekettir. Dahilde asayiş ve emniyetin temini için çok zulümlere sabretmiştir. Zındıka komitelerinin oyunlarını bozmuştur. Türkiye ve İslam aleminin kaderini müsbet olarak etkilemiş, şer odaklarının heveslerini kursaklarında bırakmıştır.